Döndüm dolaştım… Kendimi bulduğum yerdi Kubbealtı… Namaz kıldığım… Dua ettiğim…
Son bulduğum yerdi! Noktayı koyduğum yer…
Aradığım, yürüdüğüm, ulaşmak istediğim… En huzurlu… En sıcak yerdi…
Tepede tek kubbe… Alabildiğince tevhid… Alabildiğince ilm-i kelam! Coşarım bende, istedikçe şefaat, ehl-i sünnet vel cemaat…
Hüzünlü bayramların uğrak yeri… Çayımın buğusunda, muhabbetime şahit vefalı dost…
Yürek içinden gelen kutlu alfabe… Niyetlerin vuslata erdiği uğrak yeri…
Aşkın mabedi… Sevgiliye uzanan gönül kelâmım, hayat boşluğunda serbestsin…
Bir çınar yaprağı nasıl düşerse gökyüzünden, kubbelerin arasına… Nasibidir belki son yolculuğu için! Bilemezsin!
Hüzünlü bir sonun ardından da güzel bir başlangıç olabileceğini bileceksin!
Namazı beklerken gelen son karanfilli çayın, nasıl dostluklar pekiştireceğini bilemezsin nasıl bir başlangıca hazırlar…
Boş vaktin hayra dolması nasıl en hayırlı son ise, ezanla namazla…
Nasıl ki İshakpaşa’dan camiye gidiş en hayırlı buluşmaysa… İşte ölüm de en hayırlı sondur…
Nefsini yenen, gerçek mümin ve mümineler için…
Mehmet Sedat Kurt, Makam-ı Aşk Mekteb-i Hayat, 2018, s. 138-139
TURHAN ŞAHİN'İN İNEGÖL ŞİİRLERİ isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.