6 Ocak 1994-30 Haziran 1994 tarihlerinde İnegölspor teknik direktörlüğü yapan Merhum Ali Hoşfikirer anlatmıştı.
“İnegöl’e geldiğimin ilk günleriydi yönetici arkadaşlardan rica ettim biriniz beni pazartesi günü Bursa’ya götürürse sevinirim. Eski arkadaşlarımı ziyaret etmek isterim. Sonra daha yoğun oluruz gitmek de zor olur demiştim.
‘Hay hay Hocam tabii ki götürürüz’ dediler. Orhan Zeybek adlı yöneticimizin arabasıyla, anlata anlata Bursa’ya gidiyoruz. Daha gölün oraya (Turanköy) varmamıştık ki arabayı sağa çekti.
Hocam iniyoruz dedi. Hayırdır Orhan Bey dediğimde, radyoyu işaret ederek ‘Oyna Hocam oyna, böyle oyun havasına kolay kolay denk gelmeyiz.’
İndik Orhan Beyle yolun kenarında, radyodaki oyun havaları bitene kadar oynadık ben de kendi kendime Oğlum Ali Sen Nereye Geldin dedim” diye anlatmıştı.
Sonrasında o İnegöl’ü, İnegöl’de onu çok sevmişti. Orhan Zeybek’i ise herkesten çok sevmişti.
Futbolun popülerliği, antrenörlüğü de antrenörleri de popüler yapar ama işine de en çok karışılan mesleklerden biridir antrenörlük.
Yönetici karışır, gazeteci karışır, seyirci karışır, eşin dostun karışır ve antrenör aldığı kararları bu kitlelere izah etmek zorunda kalır.
Başarısızlık durumunda da diğer kitleler hep kendi akıllarından geçen
uygulansaydı başarılı olunacaktı gibi hissederler.
Antrenörlük mesleği size sürprizlerle dolu bir çalışma ortamı sunar.
9-19 Temmuz 1989 tarihleri Yeni Kurtuluşspor Uludağ’da kamp yapmıştı.
İlçedeki bir amatör takım için Uludağ’da kamp yapmak sanırım ilkti. Antrenör Köksal Demiral nezaretinde sabah koşusu yapıyorlar, Köksal Hoca’da bir antrenör olarak takımın bazen önünde bazen yanında bazen de arkasında yer alarak kontrollerini sürdürüyor.
Grup uzayınca kestirmeden önlerine çıkması gerektiğini düşünüyor. Sisin kuvvetlice bastırması sonucu da takımla iletişimi kopuyor.
Kendi imkânlarıyla yönünü bulmaya çalışıp birçok tehlikeli durumla karşılaşıp saatler sonra jandarma yardımıyla kendisine ulaşılmış
otele getirilmişti.
Olumsuz etkilenmemiş olmalı ki bugün için üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen antrenörlüğe de Uludağ’da kamplara da devam ediyor.
Öğrencilik günlerimden hatırlıyorum. Öğretmenlerimin en keyifli olduğunu düşündüğüm anlardan biri de; abla-ağabey ya da anne-babasına da öğretmenlik yaptıkları bir öğrencilerinin sınıfta olmasıydı. “Ablan olsa bilirdi, baban senden çalışkandı” gibi ifadelerle, konu birkaç derste bir oraya gelirdi.
TURHAN ŞAHİN'İN İNEGÖL'DE FUTBOLUN 100 YILI isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.