1990’lı yıllara kadar antrenörlerimizin tamamına yakını ilçedeki eski amatör futbolculardı. 1990’lı yıllarda İnegölspor’da profesyonel futbol geçmişi olan arkadaşlar da antrenör havuzumuzda yer almaya başladılar.

Antrenör havuzumuzdaki en hızlı sayısal gelişim Spor Akademisi olarak da bilinen, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Mezunu öğretmen antrenörlerimizin sayısında oldu.

Bugün ilçedeki antrenörlerimiz içinde en kalabalık kitleyi onlar oluşturmaktadırlar.

“18 Ağustos 2020 tarihi itibariyle Bursa’da 4 profesyonel, 233 amatör toplam 237 futbol takımı, 471’i aktif görev yapan 1136 antrenör bulunmaktadır.”

İçemizde ise TUFAD Üyesi antrenör sayısı ise 52’dir.

1984 yılında profesyonel hayata başladığında iki antrenörle yetinen İnegölspor’un günümüzdeki teknik adam kadrosu 15’in altına
inmemektedir.

Tarihsel sürece ara verip, Antrenörlüğü yakından tanımaya çalışırsak “Antrenörler, yetiştirdikleri sporculara, spor kurallarını ve stratejilerini gösteren, onları yarışmalara hazır hale getiren, sporcuların kabiliyetlerini fark ederek, onlara uyumlu bir disiplin oluşturup onları yarışmalarda hazır hale getiren iyi bir örnek, lider ve bir spor eğitmenleridir.”

“Türkiye’de toplumsal ve kültürel olarak, antrenörler rol model alınan, aileler tarafından sözüne güvenilen bireyler olarak ön plandadır.

Futbolcunun hocasına inanmasıyla birlikte her gün onun söylediği sözlere kulak kabartması, her sözünü futbolcu olmaya dair bir işaret algılayıp zihnine kazıması, antrenörlerin çocukların dünyasındaki mertebesini sarsılmaz kılıyor ve futbolculuk yolunda en büyük destekçi olarak antrenöre sarılıyorlar.

“Okulda öğretmene, bir zanaata verince de ustaya, futbolda da antrenöre söylenen bir kelime vardır. Eti senin kemiği benim sözcüğü, aileler çocuklarını böyle emanet ederler.”

Antrenöre sevgi ve güveni ortaya koyan örnekler çoktur. Özellikle altyapı takımlarında çocuğu olan ebeveynlerin çocuklarından beklentilerinde antrenöründen yardım isterler, hatta şikâyet de ederler.

Çocuğum derslerine pek çalışmıyor, erken yatmıyor, gece sokağa çıkıyor, beslenmesine yeteri kadar dikkat etmiyor gibi.

Öğrenmek de, öğretmek de insanı mutlu eden eylemlerdir. Özellikle alt yaş gruplarındaki antrenörlerin meslektaşlarına göre daha da şanslı olduklarını düşünüyorum.

Merhum Feridun Kızıltangil’in mobilya sanayiindeki öğle paydoslarında top oynayan çıraklara: “Oğlum kafana göre değil taktiğe göre” deyişindeki mutluluğu,

Merhum İrfan Kocabıyık’ın forma, şort ve tozluklarını zorlukla tedarik ettiği gençleri sahada bir örnek görmekten duyduğu mutluluğu,

Merhum Refik Koç’un alt yapı yaş gruplarındaki çocuklardan daha fazla enerji harcadığını unutmak mümkün değildir.

TURHAN ŞAHİN'İN İNEGÖL'DE FUTBOLUN 100 YILI isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır