HZ. MUHAMMED
ATATÜRKÇÜYÜM DESE?

Antalya?da her yıl film
festivali düzenleniyor. Adı: Altın Portokal. Bu yıl 49?uncusu düzenlendi.
Festivalin ödül töreninde, sinema sanatçısı İlyas Salman bir konuşma yapar.

Şunları söyler: ?Bir
sanat şöleninde politika yapılır mı? diyeceksiniz. Yediğimiz ekmekten,
içtiğimiz suya varıncaya kadar, her şeyin fiyatına kadar, politika belirliyorsa
ben politika yapmıyorum diyen yaşamıyor demektir.?

İlyas Salman
konuşmasının bir bölümünde: Bir şey söylemek istersem
kendimi Metriste bulurum
der ve bir süre suskun kalır.

Kendince ölçer, biçer ve
şunları söyler
: Hazreti Muhammed kalksa dese ki şimdi
Atatürkçüyüm dese şimdi Silivrideydi

Sanırım
İlyas Salman, Efendimiz Hz.Muhammed?in hayatını yeterince bilmiyor. Kendisine Siyer
okumasını tavsiye ederim.

Hz. Muhammed kalksa ne
demek? Efendimiz?in getirdiği din ve güzel sünneti yaşıyor. Efendimizin dünyaya
ve olaylara dair ne buyurduğunu her inançlı insan bilir. İlyas Salman?ın bu konuda fikir
yürütmesine gerek yok.

Salman
İlyas, öncelikle şunu öğrenmeli; Efendimiz hiçbir zaman şucu, bucu olmamış,
isim ve olaylara takılıp kalmamıştır.

Politika hiç
yapmamıştır. Çünkü Efendimiz tüm izm, mezhep, görüş ve partilerin üstünde bir
insandır.

Silivri
ne ki? Efendimiz sadece ?Allah bir? dediği için nice suikastlara ve işkencelere
maruz kalmıştır. O?nun yolundan gidenler en çok da sizin zihniyetinizden
çekmedi mi?

Efendimizin tek bir davası vardı. O da Lailahe
illallah diye özetlenen tevhit davasıdır. Salman İlyas?a, politika yerine bu
güzel davayı sanat edinmesini tavsiye ederim.



İNTERNET AŞKIM BENİM

Yeni bir hastalık türedi: internet bağımlılığı?

Hastalık özellikle oyun siteleri, Facebook ve MSN
üzerinden yayılıyor.

Bu hastalık sebebiyle ihanetler de arttı.

İnternetin sağladığı chat ortamı birbirini hiç
tanımayan insanları buluşturuyor. Sınırlar ve mesafeler kalktı. Haya ve özel
hayat da öyle?

Şifreler, kapalı alanlar, gizlenen kimlikler
yalanları ve ihanetleri tetikliyor. Evlilik dışı ilişkiler cazip gözüküyor.
İnsan, Internet sayesinde şeytana daha çabuk aldanıyor.

İnterneti, eve gelen kuma gibi oldu. Bu yüzden evde
huzur yok. Eşler şüphelenir oldu. Ne zaman eşlerden biri kurcalamaya başlar,
bir tür dedektiflik yapar, işte o zaman oyun bozulur.

İnternet de, anne, baba ve eş kontrolu olmaması,
zararı daha da arttırıyor.

İnsanlar, internet ortamında kendi kimliğini
saklama gibi bir rahatlığa sahip olduğunu düşünüyor. Kendini çok farklı
gösterebiliyor, başka bir fotoğraf bile kullanabiliyor. Buna özgürlük diyor.

Gizli olunca her şey, dileyen kendini melek olarak
gösterebiliyor. Sonrası sakat tabi?

Bugün duyduğumuz ihanet hikayelerinin bir çoğunda
Internet var.

Sanal ihanetlerin ciddi arttığını görmek mümkün. Çocuklar
anne babalarını, eşler birbirini aldatıyor.

Derinleşen sosyal bir yara olarak, bu meseleyi
masaya yatırmak gerekiyor.

KADINLAR NEDNE DAHA ÇOK YAŞIYOR?

Cinsiyet araştırmaları uzmanı Marianne Legato,
erkeklerin kadınlara göre neden daha az yaşadığını araştırmış.

Araştırması 5 yıl sürmüş. Araştırma sonunda; ?Neden
İlk Erkekler Ölür? adlı bir kitap yazmış. Araştırmanın ulaştığı en önemli
sonuç: Bunun takdiri ilahi olduğu.

Kadınlar neden daha çok yaşıyor? İşte uzmanımızın,
araştırma sonucunda bu soruya verdiği 7 bilimsel yanıt:

1. Omuzlarında genetik açığın yükü var: Yaratılış
gereği, hücrelerde bulunan x ve y kromozomları kadınlar lehine imiş. Ve
erkeklerin kromozomları daha kırılgan bir yapıya sahipmiş.

2. Ölüm ihtimali anne karnında bile fazla: Erkek
bebeklerin doğumda ölme riski kızlara göre 1.5 ila 2 kat daha fazla. Erkeklerin
kızlara göre bağışıklık sistemi daha zayıf. Kan dolaşımı ve akciğer gelişimi de
kızlara nazaran yavaş.

3. Gelişim bozukluklarına daha açıklar:Erkeklerde;
sağırlık, otizm, körlük, beceriksizlik, kekemelik, gibi gelişimsel bozukluklara
sahip olma ihtimali, kızlardan üç ila dört kat daha fazla imiş.

4. Riskli davranışlara biyolojik açıdan yatkın:Beyinde
yargı mekanizmasını yöneten alan, erkeklerde yavaş gelişiyor. Bu durum
erkeklerin kaza sonucu ölme ihtimalini artırıyor.

5. Kadınlardan daha çok depresyona
giriyorlar:Kadınlar intihara daha çok teşebbüs etse de ölen erkekler oluyor.

6. Tehli işlerde çalışıyorlar: Gemiciler,
itfaiyeciler, polis, inşaat işçileri ve çiftçilerin çoğu erkek. ABD?de 2005?te
iş kazalarından 5 bin 737 kişi öldü. Bunun 5 bin 328?i erkekti.

7. Kalp krizi vaktinden önce kapıyı çalıyor:
Östrojen hormonu orta yaş grubundaki kadınların çoğunu kalp krizinden koruyor.
Erkeklerde koruyucu kolesterolün düşük olması hastalığa zemin hazırlıyor. Kalp
krizine bağlı ani ölümlerin yüzde 89?unu erkekler oluşturuyor.

VATANDAŞI DOLANDIRAN KUYUMCU

Küçükçekmece?de Yasemin Kuyumculuk adında
bir kuyumcu?Altınlarım kâr edecek düşüncesi ile
yaklaşık 300 kişi altınlarını bu kuyumcuya teslim etmişler. Kendilerince
altın hesabı açmışlar kuyumcuda.

Derken bir gün kuyumcuya gelenler, dükkanın camında
Cenaze nedeniyle kapalıyız yazısını görmüşler.Üstelik dükkanın boş olduğunu fark etmişler. Telefon açmışlar. Ulaşamamışlar.
Evine gitmişler. Taşındığını öğrenmişler. Altın sahipleri bu gelişme üzerine
şok yaşamış.

Sonuç olarak,
300 vatandaşımız, dükkan sahibi V.Ç. tarafından dolandırıldıklarını anlamışlar.
Polise şikayette bulunmuşlar.

Çevre
dükkanların güvenlik kameraları incelenmiş. Kamera kayıtlarında V.Ç?nin
geçtiğimiz pazar günü arkadaşlarıyla dükkana geldiği ve içinde altın bulunan
torbaları alıp çıktıkları görülmüş.Mağdur vatandaşlar kuyumcu dükkanı önünde
toplanarak eylem de yapmışlar.

Mağdurlardan Gülay Çelen, elindeki bütün birikimi
kuyumcuya verdiğini söyleyerek Yıllardır güvendiğimiz bir insandı. Eşim
arabamızı sattı. Parasını yatırdık, altın hesabı yaptık. Yazıyı görünce içim
cız etti ve bir şey olduğunu anladım şeklinde konuştu.



Ailesinin ve kendisinin altınlarını emanet ettiklerini belirten Elif Günay
ise Her taraftan kaydını sildirmiş. Dükkanını satmış. Hiçbir yerde
bulamıyoruz. Benim ve bütün ailemin altınları buradaydı. Elimizdeki her şey
gitti. Bu devirde babanıza bile güvenmeyeceksiniz demiş.

Çıkarılacak ders: Resmi kayıt ve güvence olmadan
paranızı, altınınızı kimseye güvenip teslim etmeyin. Kayıt dışı her türlü alış
veriş risklidir. K.Kerim alış veriş ve anlaşmaların kayıt altına alınmasını
emreder. Aynı şekilde bu muamele Peygamber Efendimizin en büyük sünnetidir.

BİLGİSAYARINIZDA CASUS OLABİLİR

Birçok işi bilgisayar üzerinden gerçekleştiriyoruz?
Önemli kişisel bilgilerimizi çoğunlukla bilgisayarda saklıyoruz. İnternetten
alışveriş yaparak, paylaşımda bulunuyoruz. Özel fotoğraflar ve video dosyaları
bilgisayarlarda muhafaza ediliyor.

Bütün bunları dikkate aldığımızda bilgisayarımızın
güvenliği büyük önem kazanıyor. Virüs vb saldırılara karşı bilgisayarımızı
korumalıyız. Internet üzerinden bilgileri çalmak ve bilgisayara zarar vermek
isteyenlere karşı önlem almak gerekiyor.

Aynı zamanda bilgisayarımız arızalanmadan önce,
bilgisayardaki özelimizi korumalıyız. Aksi halde bilgisayarımız tamire
gittiğinde bir çok özel bilgimiz başkalarının eline geçebilir.

Servis hizmeti veren güvenilir firmalar dışında,
günümüzde kötü niyetli kişi ya da sözde servislerle karşılaşmak mümkün. Bu
konuda uzman tavsiyeleri şöyle:

1- İnternet üzerinden alışveriş yaparken
kullandığınız kredi kartı bilgilerini, şifrelerinizi ve banka hesap bilgilerini
bilgisayarınızda tutmayın.

2- Önemli sözleşme dosyalarını, imzanızı taşıyan
belgeleri harici disklerde saklayın ve bu dosyaları şifreleyin.

3- Bilgisayarınızda tutmak zorunda olduğunuz önemli
dosyaları şifreleyin. İnterneti kullanmadığınız zamanlarda bağlantınızı kesin.

4- Sosyal medya hesaplarınız varsa, güvenlik ayarlarını
yüksek tutup şahsi bilgilerinizi paylaşmamaya özen gösterin.

5- E-posta ve sosyal medyadaki hesap bilgilerinizi
tarayıcınızın hafızasından silin.

6- Düzenli olarak dosyalarınızı yedekleyin. Önemli
bilgi, kişisel fotoğraf ve video dosyalarını bilgisayarınızda bulundurmamaya
çalışın.

7- Arızalı bilgisayarınızı servise vermeden önce,
yedeklediğiniz bu dosyaları bilgisayarınızdan sildiğinize emin olun.

8- Önemli bilgilerinizin çalınmaması ve
bilgisayarınızın hasar görmemesi için anti-virüs programı kullanın.





ANNEMİZİN YOĞURDUNU ÖZLEDİK

Maalesef,
30 yıldır, Türkiye süt sektöründe yabancı mayalar kullanıyormuşuz. Yani
mayamızı bile ithal ediyoruz.

Bu acı gerçeği, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker?in açıklamasından
öğrendim.

Türkiye
süt sanayisi, her yıl yaklaşık 20 milyon dolar harcayarak, söz konusu mayayı
ithal edip, yoğurt ve maya yapımında kullanıyormuş.

Bakanlığın girişimleri ile tekrar yerli maya ürütmeye başlıyormuşuz.

Bir
zamanlar Nasreddin Hocamız yerli mayamızla; ?Ya tutarsa? diye sorarak, gölü
bile mayalarmış.

Anadoluda yoğurt, köylümüzün, çiftçilerimizin kendi elde ettikleri
mayayla yapılıyordu.

Sonra
makine icat oldu, yoğurt bozuldu.

Fabrikalaşma ile birlikte, yoğurdun mayalanmasında kullanılan starter
denilen bakteri dışarıdan ithal edilir oldu.

Yani
satın alıp yediğimiz yoğurtların içerikleri güven vermiyor.

Annelerimizin, ninelerimizin mayaladığı yoğurtların tadını, lezzetini
özledik. Artık Türkiye olarak o tadın peşindeyiz.

Artvin,
Aydın, Çankırı illeri başta olmak üzere köylerden toplanan yoğurtlardan, milli
bir maya elde edilmesi hedefleniyor.

Atatürk Orman Çiftliği, üniversitenin de katkısı ile
Sağlıklı Süt ile Evde Yoğurt Yapımı
projesini başlatmış.

Bu
sayede halkımız, sokak sütü yerine, sağlıklı ve güvenilir pastörize yoğurt ile
evinde yoğurt yapabilecek.

HANGİ İSİMLER ÇOCUKLARA KONULMAZ?

Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, çucuklara
verdiğimiz isimlerle ilgili bir açıklama yaptı. Dedi ki:?Aileler çocuklarına
Sanem ismini koyuyorlar. Bu isim çocuğa
verilmemeli. Sanem, put demektir. Aleyna ismi de sıkça duyduğumuz bir isim.
Aslında bu isimde çocuklara verilmemeli. Anlamı üstümüze bela, sıkıntı
demektir?

İşte bu açıklama tartışmalara yol açtı. Hatta
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez,
müftüye karşı açıklama yaptı. Dedi ki: ?Doğrusu kastını aşan ciddi bir
yanlış anlama ile karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek isterim?

Ben de açıkçası Diyanet İşleri Başkanını
anlayamadım. Müftünün tespitinde yanlış olan nedir? Aleyna, Bekir gibi isimler hakkındaki tespit mi kastı aşıyor?

Şu konuda hepimiz hem fikiriz:Çocuğa güzel ve
anlamlı bir isim vermek; hem dini, hem kültürel hem de sosyal açıdan çok önemlidir.

Pek çok aile, Kuran-ı Kerimde geçen isimleri
çocuklarına vermeyi tercih ediyor.Yrd. Doç. Dr. Öztürk?ün de belirttiği gibi ;
Kuranda geçen her kelimeyi isim olarak kullanmak doğru değil. Çünkü
K.Kerim?de şeytan,put gibi kötü isimlerde geçiyor.

Örnek verelim. K.Kerim?de geçen isimlerden; Sanem, put demektir, Aleyna üstümüze bela, sıkıntı aksın demektir. Kezban yalancı demektir.

Çok kullanılan başka isimlere bakalım. Kayra eski Türk mitolojisinde tanrı demektir, Allahtan
başka ilah mı olur? Çocuğa tanrı ismi konulmamalıdır. Melis,
Yunan mitolojisinde tanrıça demektir, şişman ve tembel

Müftü Öztürk?e göre , Dinen mekruh sayılan
isimler var.
?Resul, Nebi, Cebrail, Azrail,
Mikail, İsrafil isimler çocuklara konulmamalı.
Samet,
Rahman gibi Allah?a ait olan isimler de çocuklara konulmamalı.

Julide
Farsçada dağınık, perişan demektir. İrem; Allahın
gazabına uğrayan dünyada yapılan sahte cennettir. Bade ismi
içki demektir. Görüldüğü gibi isimlerin ne anlama geldiğini iyi bilmeliyiz.

Yrd. Doç. Dr. Öztürk?ün katıldığım son tespiti
şöyle: ?İsim her dilden olabilir. Yeter ki anlamı güzel olsun, yaşadığı toplum
ve kültüre yabancı olmasın?





YUMURTANIN
TAZE OLUP OLMADIĞI NASIL ANLAŞILIR?

Her sabah kahvaltıda en az bir yumurta yiyorum.
Güne başlarken kendime yaptığım en büyük iyilik bu. Size de tavsiye ediyorum.

Yumurta
çok önemli bir gıda. Çeşitli vitaminleri, demiri ve proteini ile herkese çok
faydalı. Biyolojik değeri yüksektir ve bilhassa çocuklara, büyüme
çağındaki gençlere çok faydalıdır.

2 yumurta, 100 g etin terini tutar. Yumurtanın
beyazı pişmiş yenmeli. Buna karşılık, yumurtanın sarısı çiğ yenirse, çok
yararlı olur.

Karaciğeri ve safra yolları rahatsız olanlarla,
yumurtanın alerji yaptığı kimseler, yumurtayı az ve seyrek yemelidirler.



Bazı kimselerde rafadan, bazı kimselerde ise yağda yumurta zararlı olabilir.
Herkes kendine dokunmayan şekli bilmelidir.



Aynı öğünde, et, balık, yumurta, gibi ağır yiyecekler birlikte
yenilmemelidir. Bu bakımdan sucuklu, pastırmalı ve kıymalı yumurta doğru bir
tercih değildir.

Günde en fazla 1 yumurta yenilmelidir. Fazla
yenirse zararlı olur. Zayıflamak isteyenler, diğer yiyeceklerin yanında günde 1
yumurta yerlerse sarsılmadan zayıflayabilirler.

Bayat et, balık unları, kan ile beslenen tavukların
yumurtaları zararlıdır.

Yumurtaların tazelik muayenesini şu şekilde
yapabilirsiniz: 1 litre suda 120 gr. Tuz eritilir ve yumurta bu suya konur.
Eğer yumurta tam dibe dalarsa 2-3 günlüktür. Ortada durursa 3-5 günlük, su
yüzüne yakın durursa 15,20 günlük veya bayattır.



Y
umurta kırılınca sarısı
dağılmazsa, o yumurta tazedir, sarısı dağılırsa bayattır.