Gazze'de son günlerde iyice artan İsrail Terörü, dünya gündemini derinden etkileyen bir insanlık dramına dönüşmüştür. Filistin halkına yönelik bu acımasız katliamlar, insan haklarına ve temel özgürlüklere yapılan bir saldırı olarak görülmekte ve uluslararası toplumun tepkisini çekmektedir.
Müslümanların Vicdanî Yükümlülüğü
Zulme Karşı Duruşun Önemi
Her Müslüman, yaşanan bu vahşete karşı vicdanî ve ahlakî bir duruş sergilemekle yükümlüdür. Zulme sessiz kalmak, onaylamak anlamına gelebilir ve bu, hiçbir insanın yapmaması gereken bir davranıştır.
Din İşleri Yüksek Kurulu bu konuda şu açıklamayı yaptı: "Sivil yerleşim yerleri, ibadethane, okul, hastane, çocuk, kadın ve yaşlı ayrımı yapılmaksızın topyekûn bir halkın hunharca hedef alındığı; masum insanların tedavi, gıda, su, elektrik ve barınma gibi tüm temel insanî haklarının kasten ve insafsızca engellendiği bu insanlık dışı dramı şiddetle lanetlemek ve katliamı işleyenlere ve destekleyenlere karşı durmak her Müslüman üzerine insanî, ahlâkî, vicdanî ve dinî bir görevdir."
Kur'an ve Sünnet Perspektifinden Bakış
“Kim zulmeden tarafa destek olursa Allah’ın gazabına uğrar.” - Ebû Dâvûd, Akdiye, 14 [3598]
Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in sünneti, zulme karşı çıkmayı ve mazlumlara yardım etmeyi, Müslümanların temel sorumluluğu olarak belirtmektedir. Zalimlere taraf olmamak, zalimleri sevmemek, zalimlere karşı çıkmak, zalimleri ve ürünlerini boykot etmek, insani ve dini görevimizdir. Sessiz kalamayız. Sessiz kalmak da bu zülme ortak olmaktır.
Uluslararası Toplumun Rolü
Küresel İnisiyatif ve Eylem Çağrısı
Uluslararası toplum, Gazze'de yaşanan insanlık dramına karşı harekete geçmeli ve bölgede kalıcı barışın sağlanması için gerekli adımları atmalıdır.
Din İşleri Yüksek Kurulu açıklamasında şu ifadeler de yer alıyor: "Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerîm iyilik ve takva konusunda yardımlaşmayı emretmekte, kötülük ve azgınlık konusunda birbirine destek vermeyi yasaklamaktadır. (el-Mâide 5/2) Buna göre bir kimsenin zulüm altındaki Müslüman kardeşinin yanında yer alması, imkânları ölçüsünde ihtiyaçlarını giderecek şekilde infakta bulunması, ona yardım ve dua etmesi dinî bir sorumluluktur. Bütün bu görevlerin yerine getirilmesi ve yaşanan zulmün ortadan kaldırılması açısından Müslümanların birlik ve beraberliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha görülmüştür."
İslam Dünyası ve Tüm Ulusların Sorumluluğu
Kudüs ve çevresindeki katliamların son bulması için İslam dünyası başta olmak üzere tüm uluslar, barış ve huzurun sağlanması için sorumluluk almalıdır. Tüm dünya, tüm insanlık bilhassa tüm islam ülkeleri bundan sorumludur ve vebal altındadır.
