Science dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, Marmara Fayı’nda son 20 yılda meydana gelen depremleri mercek altına aldı. Çalışmada, Marmara Denizi’nin altındaki fay hattında gerçekleşen sarsıntıların doğuya doğru ilerlediği ve İstanbul’un güneyinde yer alan kilitli bir bölgeye yaklaştığı tespit edildi. Araştırmayı yürüten bilim insanlarıyla görüşen New York Times, bu bulgulara yer verdi.
Araştırmada, Karadeniz ile Ege Denizi’ni birbirine bağlayan Marmara Denizi’nin altındaki fay hattında son yıllarda artan bir sismik hareketlilik gözlemlendiği belirtildi. Çalışmaya göre, son 20 yılda meydana gelen depremler hem büyüklük olarak arttı hem de düzenli biçimde doğuya doğru ilerledi. Bu dizinin son halkasının, Nisan 2025’te kaydedilen 6,2 büyüklüğündeki deprem olduğu aktarıldı.
Science dergisinde yayımlanan çalışmada, güçlü depremlerin bilim insanlarının “Ana Marmara Fayı” olarak adlandırdığı ve yaklaşık 15 ila 21 kilometre uzunluğunda olduğu belirtilen kilitli bir bölüme doğru ilerlediği ifade edildi. Bu bölümün, İstanbul’un hemen güneyinde yer aldığı ve 7,0 ve üzeri büyüklükte bir depremin oluşma potansiyeli taşıdığı kaydedildi.
Araştırmaya dahil olmayan University College London’dan sismolog Stephen Hicks’in değerlendirmesine de yer verilirken, İstanbul’un bu fay hattına yakın konumda olduğu belirtildi. Çalışmanın yazarlarından biri olan Almanya’daki GFZ Helmholtz Yer Bilimleri Merkezi’nde görevli sismolog Patricia Martínez-Garzón ise depremlerin zamanının ve kesin niteliğinin öngörülemediğini, ancak bu tür sinyallerin erken tespitinin risklerin azaltılması açısından önem taşıdığını ifade etti.
Çalışmada ayrıca, Marmara Fayı’nın Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun bir parçası olduğu hatırlatıldı. Yaklaşık 1.200 kilometre uzunluğundaki bu fay zonunun büyük bölümünün modern dönemde kırıldığı, ancak İstanbul’un güneybatısında deniz altında yer alan Ana Marmara Fayı’nın uzun süredir sismik olarak sakin kaldığı aktarıldı. 1766 yılında meydana gelen 7,1 büyüklüğündeki depremden bu yana yaklaşık 160 kilometrelik bir bölümün kırılmadığı bilgisi paylaşıldı.
Son 20 yılın verilerine göre, 2011’de Ana Marmara Fayı’nın batısında 5,2 büyüklüğünde, 2012’de doğusunda 5,1 büyüklüğünde, 2019’da orta kesiminde 5,8 büyüklüğünde ve 2025’te doğu kesimine yakın 6,2 büyüklüğünde depremler meydana geldiği kaydedildi. Araştırmacılar, bu dizinin ilerleyen dönemde daha büyük bir depremle sonuçlanabileceği ihtimaline dikkat çekti.
Çalışmada, bir sonraki depremin mutlaka 7 ve üzeri büyüklükte olacağının kesin olmadığı, ancak fay üzerinde oluşabilecek yeni bir gerilim artışının daha büyük bir kırılmayı tetikleyebileceği belirtildi. Ayrıca 6 büyüklüğünün üzerindeki depremlerin bile büyük bir şehir için ciddi hasar riski taşıdığı vurgulandı.
Araştırmada yer verilen değerlendirmelerde, İstanbul’un karşı karşıya olduğu riskte yapılaşma koşulları ve kentsel yoğunluğun da etkili olduğu ifade edildi. Uzman görüşlerinde, yapı standartları ve zemin özelliklerinin olası bir depremde ortaya çıkacak sonuçlar açısından belirleyici olabileceği aktarıldı.



