O (s.a.v.), bir zaman diliminin, bir coğrafyanın, bir kavmin önderi değildi.O (s.a.v.) bütün zamanların, bütün coğrafyaların ve bütün insanlığın önderi idi.O (s.a.v.)'nu Rabbi terbiye etmiş ve terbiyesini güzel yapmıştı.
O (s.a.v.)'nu insanlığa "Üsve-i Hasene - Güzel Örnek" olarak göndermişti.O (s.a.v.)'nun ahlakının yüceliğine Halik Teala bizzat şahitlik etmişti. (Kalem suresi, 4)O (s.a.v.) da, Rabbani bir eğitimle gerçekleşmiş olan bu yüce ahlakla insanlığa önder olarak gönderildiğinin şuurundaydı.
Yaşadığı çağda bir nesli ateş çukurunun kenarından aldı ve saadet iklimine taşıdı.Ahlakının, yani muazzez şahsiyetinin iç dokusunu, yine bizzat Halik Teala, "alemlere rahmet" olmak belirledi.O (s.a.v.) gelmişse bir yere rahmet gelmiş demekti.
O (s.a.v.)'nun rüzgarı esmişse bir yürekte, bir coğrafyada, rahmet rüzgarı esmiş demekti bu."Ahlaki erdemleri tamamlamak için gönderildim" diyen O (s.a.v.) idi.Ve "Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" diyen, O'nu Peygamberlik görevi ile donatandı. Böylece ahlaki erdemlerin kök hücresine, Rahman ve Rahim'den, Rauf'tan kaynaklanan bir öz suyu yüklenmiş olmaktaydı.O (s.a.v.) bedevi bir toplumdan medeni bir toplum çıkaracaktı.
Aradan 14 asır geçti."Müslüman" hala ve ancak, Rasulullah'ı birebir yaşamaya gayret eden kişidir. O (s.a.v.)'nunla aynileşen, O (s.a.v.)'nla bütünleşen, O (s.a.v.)'nu birebir kendi kişiliğine taşıyan, O (s.a.v.)'nun boyasına boyanan kişidir.
İslam'ı en güzel O (s.a.v.) yaşadı çünkü.İslam'ın kitabını, Kur'an'ı en güzel O (s.a.v.) yaşadı çünkü."O'nun ahlakı, yani kişiliğinin bütünü Kur'andı" çünkü. O (s.a.v.) canlı Kur'an oldu çünkü.O (s.a.v.)'nu yaşamak Kur'an olmaktır çünkü.
O (s.a.v.)'nu yaşamadan Müslümanlık olmaz, eksik yaşayan eksik Müslüman olur çünkü.O (s.a.v.)'nu yaşamak, bugün de has insan, doğru insan, gerçek insan, yani insan olmanın adıdır.
İnsan-ı kamil O (s.a.v.)'dur çünkü.İnsanın doruğu, zirvesi, ufku, hatta ufuk ötesi O (s.a.v.)'dur.Bütün ufuklara çık, öteki ufuklarda O (s.a.v.)'nun güzelliğini görür; meftun olur, O (s.a.v.)'na doğru koşma coşkusu hissedersin yüreğinde.
O (s.a.v.)'nu öğrenmek, insanlık için bütün zamanların temel eğitim sorumluluğudur.İnsanoğlu'nun elifbası, O (s.a.v.)'nu heceleyerek başlamalıdır. İnsanoğlunun yaşadığı bütün problemlerde, O (s.a.v.)'ndan uzaklaşmanın, O (s.a.v.)'nunla araya mesafelerin girmesinin etkisi vardır.
Şöyle, bakmalı ve süzmeli hayatlarımızı. Kişiliklerimizi süzmeli.Ne var hayatımızda, kişiliklerimizde "Muhammed ahlakı"ndan, ya da ne yok?Müslümanlığımız ne kadar O (s.a.v.)'nun Müslümanlığına benziyor, ya da benzemiyor?
Tarih okur gibi okumamalı Rasulullah (s.a.v.)'ı.Tarihte dondurmamalı. Buz dolabına koymamalı.Hayatımızın en ince kıvrımlarına Rasulullah (s.a.v.)'tan ışıklar taşımalı.Madem ki ilahi tanıklıkla "Güzel"dir O (s.a.v.), o güzellik yaşadığımız dünyaya taşınmalı ve hayatlarımızla diri kılınmalı.
Çağımızda Rasulullah'ı yaşamalı."Muhammedi ahlak" üzere biçimlenmiş bir toplum olsaydık, bir "Rahmet toplumu", insanlık ondaki sırrı çözmeye gelirdi muhakkak.Bugün insanlığın yaşadığı her bunalım, O (s.a.v.)'nun ahlakına, erdemine duyulan derin özlemin yansımasıdır. Müslümanlar olarak yaşadığımız kişilik sancılarının özünde, O (s.a.v.)'nunla aramıza girmiş mesafeler kol gezmektedir.Yere göğe, taşa toprağa, ağaca kuşa, insana merhameti kuşan, Hazreti Muhammed (s.a.v.)'e doğru yol alırsın. (DEVAM EDECEK)