Allah’ın Din ile ilgili kanunlarıyla Tabiat ile ilgili kanunlarını birbirinden ayırırsak oluşan boşluğa hurafeler girer.
Örneğin:
İnternette kendisini hoca diye lanse eden hurafecilerin anlattıklarından bazıları:
-“Yangın çıktığında salavat getirirseniz yangın söner”,
-" Şu süreyi okursanız hiç çalışmadan zengin olursunuz",
-"Şu nalini şerifi evinize asarsanız eviniz yanmaz,yıkılmaz ve hırsız girmez...
Hiç aslı astarı olmayan bu sözler bakın dine ne kadar zarar veriyor.Öncelikle böyle bir kural Kur’an’da da Sahih Hadislerde de yoktur.Böyle bir habere güvenerek yangını salavat getirerek oturup seyreden bir kişi yangının sönmediğini görünce inancı daha da sarsılır.Ayrıca salavata böyle bir iftira atmak da büyük bir vebaldır.
Yine " şu süreyi okursanız hiç çalışmanıza gerek yok.Hemen zengin olursunuz" diyordu.Oysa Rabbimiz şöyle buyuruyor:"İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır."(Necm,39).
Hani şöyle dense ne güzel olur.”Yangını bir yandan söndürürken diğer yandan da salavat getirin yine bir yandan çalışın, diğer yandan da süre okuyun ve dua edin".
Bu dinimizin de doğru bulduğu ve tavsiye ettiği bir metottur.
Eski alimlerimiz hem Dini İlimleri okumuşlar hem de Pozitif İlimleri tahsil etmişlerdir.Ondan dolayı da Müslümanlar o dönemde her alanda en üstün olmuşlardır.
Ne zaman ki Dini ilimleri öğrenip Pozitif ilimleri bıraktık işte o zaman bu hale geldik.İnanmıyorsanız İslam aleminin haline bakın.Fakirlik,yoksulluk,geri kalmışlık,ezilmişlik,cahillik,birbirini öldürmeler,savaşlar v.b.
Oysa Dinimiz "Kavli ( sözlü) duadan önce fiili (eylem) duayı şart koşmuştur.
Örneğin,düşmana beddua etmeden önce kuvvet hazırlayın buyruluyor:"Siz de düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar her türlü kuvvet ve cihad için, bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, bununla Allah düşmanını, kendi düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmeyip de Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutasınız..."
(Enfal,60).
Şu iki ayetin anlamı üzerinde hiç düşündünüz mü?
Biri Hz.Süleyman ( as) a Belkis'in tahtını getiren kişi."Kendinde kitaptan bir ilim bulunan kişi: "Sen gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm" dedi..."(Neml,40).
" Kitaptan bir ilim" derken acaba Fizik türü bir ilim olamaz mı?
İkinci ayet " Oysa biz, her şeyi en ince detayına kadar kaydetmişizdir"( Nebe,29).
Eskilerin " Levhi Mahfuz" diye yorumladığı, acaba " Levhi Mahfuz " ve " Tabiat kanunları" olabilir mi?
Ne dersiniz?
ABDÜLVASİH DURAN