Ta küçükken ben anamdan doğarken,
Ebem köylü idi biraz söz oldu.
Tutup kulağıma sela verirken,
O küçükten gönlümüzde iz oldu.


Üç beş derken yaşım erişti on'a
Okul hayatıyla geldim yan yana.
Orada yaklaşmıştım ilmi irfana,
Bütün dere tepe bana düz oldu.


Yaşım on beş idi çoban ettiler,
Kimi koyun kimi kuzu kattılar.
Bakamadım birkaç tane yittiler,
Sahibiyle aramızda söz oldu.


Azgın mallar önümüzden yitince,
Oynardık kırda yoktu sakınca,
Anam tutup bana sopa atınca,
Babam oh müstahak biraz az oldu.


Bu işten bıkınca eyledim firar,
Varıp İstanbul'da eyledim karar.
Evden ayrılınca çok gördüm zarar,
Gurbette canıma çok garez oldu.


Elli üçte Kur'an kursuna gittim,
Okudum bir ayda hem hatim ettim.
Elli beşte ağabeyimi kaybettim,
Çocukları başta tacımız oldu.


Sene elli dokuz biz nişanlandık,
Akıl erdi sanki biz uslandık.
İki köktük birkaç dala yaslandık,
Bir oğlum var ikisi de kız oldu.

DEVAM EDECEK

CİVANİ