Ne telefon ne bir mektup,
Hasretinden ölmez miyim?
Kıydın gönlüme unutup,
Hiç aklına gelmez miyim?
Gökten bir yıldız kayınca
Hıçkırık sesi duyunca
Günler, geceler boyunca
Hiç aklına gelmez miyim?
Saçlarını ördüğünde
Sürmeleri sürdüğünde
İki âşık gördüğünde
Hiç aklına gelmez miyim?
Zaman geceyi vurunca
Maziye akıl yorunca
Anılar beni sorunca
Hiç aklına gelmez miyim?
Tek başına kaldığında
Hayallere daldığında
Kapını gam çaldığında
Hiç aklına gelmez miyim?
Bülbülün yanık sesinde
Bir şiirin hecesinde
Yalnızlığın ötesinde
Hiç aklına gelmez miyim?
Fırtınalar çıktığında
Gece şimşek çaktığında
Gök gürlerken korktuğunda
Hiç aklına gelmez miyim?
Uğruna sararıp solsun
Hasan saçlarını yolsun,
Senede bir kere olsun
Hiç aklına gelmez miyim?
HİÇ DEĞİŞMEMİŞ
Yıllardır yüzünü görememiştim
Duruşu bakışı hiç değişmemiş
Onunla murada erememiştim
İçimi yakışı hiç değişmemiş
Yok böyle bir endam, böyle gösteriş
Kiraz gibi dudak, inci gibi diş
O nasıl yürümek, o nasıl gidiş
Su gibi akışı hiç değişmemiş
Sesinde bülbülden güzel bir ahenk
Tanrı’m yaratmamış kendisine denk
Siyah saçlarına türlü türlü renk
Tokalar takışı hiç değişmemiş
Ün katmak istermiş gibi ününe
Değişir modeli günü gününe
O canım saçları gözün önüne
Tellerce döküşü hiç değişmemiş
İtibar etmiyor gönül tahtıma
Gülmeyi bilmiyor kara bahtıma
Göklere çıkaran iltifatıma
Dudağın büküşü hiç değişmemiş
Aşkıydı çilesi oldu özümün
Katında değeri yok hiç sözümün
Kara sevdasına sebep gözümün
Hep yaşlar döküşü hiç değişmemiş
Duruşu bakışı hiç değişmemiş
İçimi yakışı hiç değişmemiş
Hasan Hüseyin YILMAZ