d- Zekât dışındaki paralardan dernek çalışanlarının maaşlarının verilmesi de mümkündür.
e- Zekât paralarının ödül olarak verilmesi caiz değildir. Ödül verilen kişi fakir ise, fakirliği nedeni ile ancak onu hak edebilir. Ödül verilmesi söz konusu ise bu, zekât dışında bir fondan karşılanmalıdır.
f- Derneklerin/vakıfların tanıtım faaliyeti niteliğindeki faaliyetlerinin masraflarını, ellerindeki paralarla yapmaları esasen caizdir. Ne var ki, yapılan tanıtım faaliyetlerinin asıl itibariyle caiz olacak işlerden olup olmadığı, ne kadar keyfiliğe kaçılıp kaçılmadığı gibi başlıklar muhakkak bir istişare ile belirlenmelidir.
g- Paranın aynî eşyaya, aynî eşyanın paraya dönüştürülmesi esasen doğru değildir. Herkesin sadakası olduğu gibi değerlendirilmelidir. Eğer faaliyet alanındakilerin menfaati açısından böyle bir dönüştürülme daha yararlı olacaksa bir heyet nezaretinde, şeffaf şartlarda dönüştürme yapılabilir.
h- Dernek ve vakıfların ellerindeki zekât olmayan paralarla bina içinde misafirlere, personele, tanıtım için ağırlanan ziyaretçilere ikramlarda bulunmaları caizdir. Bu ikramın makul olması ve israftan kaçınılması şarttır.
i- Vakıflara/derneklere bağışlanmış bulunan kurbanlıkların veya derilerinin kullanımı, kurban kesenlerinki ile aynı değildir. Kurban kesen kişi, kurbanlığının mesela derisini bile satamazken onu hibe olarak alan dernek/vakıf satabilir, satarak daha farklı bir alanda değerlendirebilir.
j- Ne var ki, bu bölümdeki takdir yetkisini kullanan kişilerin dikkatsizliği veya ‘elin parasını harcama’ gevşekliği göstermeleri büyük bir vebale girme nedeni olabilir. Çok dikkatli ve denetimli olunması gerekir.
k- Zekât düzeyinde olmasa da fitre, fidye ve yemin keffaretini ulaştırmak için alan kurumların bu paraları ayrı bir fonda toplamaları, mümin insanlara vermek ve sahibinin belirlediği miktarları ölçü alarak vermek gibi inceliklere dikkat ederlerse fıkhın inceliklerine daha yakın durmuş olurlar.
9- Sadaka toplayanların, insanların öncelikli olarak ilgilenmeleri gereken alanlarını daraltmamaları gerekir. Her mü’min öncelikli olarak kendi yakınlarından başlamalıdır sadakaya. Vakıflar, sadakanın bu hassas ayarını bozacak politikalar üretmemelidirler.
10- SADAKA, sadece para değildir. İnsana yararı olan her şey sadaka niteliğinde olabilir. Bir tebessüm, bir ziyaret, tatlı bir söz de sadaka olabilir. Vakıflar/dernekler, sadece para eksenli sadaka kültürü oluşturmaları durumunda, mü’minler için sadaka olabilecek pek çok para olmayan değeri ezmiş olabilirler. Uzun vadede ortaya çıkabilecek bu hataya dikkat etmelidirler.
11- Paralı derneklerde görev yapanların, sadaka olarak verilmiş şartlı veya şartsız paralardan ‘borç’ başlığı altında da olsa yararlanmaları, sadece risk açısından baksak bile doğru değildir. ‘Emanet alma’ gibi bir gerekçe ile de olsa sarf alanı dışında paraya dokunulmamalıdır. Böyle bir uygulama, vekilin müvekkiline hıyaneti gibi bir sonuç doğurabilir. Böyle bir gerekçe ile alınan paranın zarar görmesi durumunda, parayı alanın veya izin verenin onu tazmin etmesi gerekir. Bu tazmin ile beraber de tevbe ve istiğfar gerekir.
NURETTİN YILDIZ