TAHA KEREM-16 AĞUSTOS 2011-ARŞİVDEN DÜŞÜNCELER

Bugün yazımın içeriğine bakarak İnegöl Gündeminin dışına çıktığımı düşünmeyiniz. Bilakis bu konuyu muhatap olduğum birçok İnegöllü yönetici ve iş adamlarını dikkate alarak kaleme alıyorum. Kimi zaman düşündüren, kimi zaman “Kim Bu ?” dedirten, kimi zaman “Cuk Oturdu” dediğimiz ve kimi zamanda “Ne demek istedi?” diyerek biraz olsun fikir jimnastiği yapacağımız bir yazı bu.

Yazımızın sonunda, Şöyle bir etrafınıza göz gezdirin, mutlaka söz konusu yazımıza uyan, tanıdık birilerini göreceksiniz. Kendinize de göz atmayı unutmayın. Belki de bu kişi sizsiniz.  Bugün paylaşacağım konu bu özellikte bir konu:BBDO Worldwide, 79 ülkedeki 287 ajansı ve 15 binin üzerinde çalışanıyla dünyanın en büyük reklam ajansı.BBDO Worldwide'ın başkanı Andrew Robertson işi gereği yüzlerce lider ve yönetici ile tanışma imkanı bulmuş.

       Andrew Robertson, liderlik sırrına sahip olan insanlarda ve iyi yöneticilerde bulunması gereken bazı özellikler saymış. Bu özelliklerden üç tanesi çok dikkatimi çekti. Paylaşıyorum…

1-Suçlayıcı değil, çözüm odaklıdırlar.


2-"Ben" değil, "Biz" derler.


3-Sağlıklı bir biçimde paranoyaktırlar.

Özellikle şu tanımı çok önemsedim. “Liderler sağlıklı bir şekilde paranoyaktırlar.”

Paranoyak olmak ne demek? Tanımına bakalım. Halk arasında, paranoya deyimi, genellikle bir şahsın, çevresindekiler hakkında aşırı şüpheciliğini tanımlamak için kullanılır. Böyle bir kişiye iyi niyetle bir tavsiyede bulunun, samimiyetinizin altında kötü bir niyet arar.

 

Aşağı yukarı herkes zaman zaman kendisiyle "uğraşıldığı" düşüncesine kapılır. Bu normal ve geçici bir duygudur. Ancak Paranoyak olan kişiler; başkalarının kendilerine veya makamlarına karşı bir tehdit olduğu endişesi içine düşerler.

 

Paranoyak kişi; Günlük olaylara, rastlantılara, başkalarının sıradan hareketlerine, kendine ilişkin olağanüstü anlamlar verir.

Sonuç olarak, paranoyak kişi çoğunlukla evhamlı, endişeli, kafası karışık ve huzursuzdur.Tanım böyle olunca sanırım kimse Paranoyak olmak istemez. Böyle bir tanımlamayı da kimse üzerine almaz. Peki liderler nasıl sağlıklı paranoyak olabilir ki?

Sağlıklı paranoyak olmayı ben şöyle algılıyorum: Tek yönlü değil çok yönlü düşünmek. İhtimalleri dikkate almak. Resmin bütününe bakmak. Hayal gücünü iyi kullanmak. Risk senaryoları yapmak.  Politikacı ya da iş adamı… Sözüm tüm yöneticilere…

Özellikle biz gazetecilerin ve köşe yazarlarının, yazıp ettiklerinin, yöneticilerin “sağlıklı paranoyaklarına?!” kurban gittiğini belirttikten sonra: “Etrafınıza bir bakın, bu veya buna yakın insanları hemen tanıyacaksınız.” Diyorum.



        BİR KİTAP TAVSİYESİ

 

Kitabımızın adı: Yalan Söylemeyeceksin. Yazarı: Jürgen Sehmieder. Derin yayınlarından etkileyici bir kitap. Yazarımız 40 gün boyunca hiç yalan söylemez. Bu ilginç bir deneydir. Yalan söylemediği 40 gününü kaleme alır ve ortaya ilginç bir kitap çıkar. Yönetici ve iş adamlarımıza özellikle tavsiye ediyorum.