Mesut Karlık, "Osmanlı, bir memleketi fethetmeden önce buraya gönül erlerini yani alimlerini gönderirdi. Bu alimler fethedilecek topraklarda yaşayan halkın önce gönlünü fethederdi. Bu alimler yanlarında tahta kılıç taşırlardı. Bu kılıcın anlamı ise adalet ve hâkimiyet bizde, fakat kılıcımız size zarar vermez, bize güvenebilirsiniz. Fakat otoritemizi tanıyın mesajı veriyordu. Türkler Anadolu ve Rum topraklarındaki bir çok yeri Abdâl Murad, Sarı Saltuk, Gül Baba, Abdâl Mehmet gibi gönül sultanlarının halkın gönlünü fethetmesiyle kolayca fethetti.
Kılıç kallan sanatçısı Mesut Karlık, tahta kılıcın hikayesini şöyle anlattı "Tahta kılıç, Abdâl Muradın kılıcını temsil eder. Tarih boyunca tüm milletler anlatmak istediklerini görünen ve gizli yönüyle anlatırlardı. Görüneni halkın tamamı anlardı ama görünmeyeni sadece belli sırlara vâkıf kişiler kavrardı. Türkler de Moğollar gibi birçok ülkeyi fethetti, lâkin bizim Moğollardan bir farkımız var. Moğollar askerî güçle, bilek gücüyle topraklarını büyüttü. Türkler ise Horasandan beri önce gönülleri fethetmek için uğraştı. Aslında Türk askeri Anadolu ve Rum topraklarına geldiğinde oradaki yerleşik halkın gönlünü çoktan fethetmişti. Tahta kılıcın iki anlamı var. Kılıç, sanılanın aksine savaş meydanlarında çok kullanılmamıştır. Uzaktan kullanılan ok ve mızrak daha çok tercih edilmiştir. Fakat kılıç tarih boyunca her zaman hâkimiyet ve adaletin timsâli olmuştur. Anadolunun gönül sultanları dediğimiz Abdâl Murad, Sarı Saltuk, Gül Baba, Abdâl Mehmed ve diğerleri her zaman bir kılıç taşırdı. Ama taşıdıkları bu kılıçlar tahta kılıçtı diye konuştu.