(Kaldığımız Yerden Devam)

Şakası bir tarafa Yunanistan Ege ve Akdeniz’de, ayrıca Kıbrıs Rum Kesimi Akdeniz bölgesinde Türkiye için artık fazlasıyla tehdit teşkil ediyor. Onların durumu aslında özetle şu. “Mahallenin büyük abileri o sokaktan geçen gençlerin önüne minik tıfıl bir çocuk çıkartıp kendileri gizlenir. Mahallede dolaşan gençlere meydan okuyan o tıfıl çocuk karşısında gençler kabarır ve birden asıl abiler noluyoz bilader!” Modunda ortaya çıkar ya. Kısmen onun gibi bir durum söz konusu. Ama burada mahallenin asıl ağır abisi, itidalli davranan Türkiye. Bu tıfıl kardeşler başta İsrail ve ABD olmak üzere hem Kıbrıs adası üzerinde hem de adalar denizinde işgal ettikleri adalarda bayrak gösteriyor ve çeşitli üs ve savunma sistemlerini ve askerlerini konuşlandırılmasına izin veriyor. Dikkat edin. ABD Kıbrıs Rum Kesimi üzerindeki silah ambargosunu da kaldırdı bu arada. Bu zavallılar bizden korkularına aslında, asıl işgalcilere topraklarını açtıklarının da farkında değil ya. O zaten tam bir komedi. ABD ve İsrail olurda masada, Avrupa ülkeleri olmaz mı? Peki neden? Mavi Vatan dediğimiz Münhasır Ekonomik Bölgemizin ne kadar kıymetli olduğunu anlamak için bu faaliyetler bile anlamaya yeter.

Ve maalesef kimsenin anlamadığı ya da anlayıp bizim bunu göze alacağımızı hesap etmediği bir gerçek var. Türkiye’nin dahil olduğu bir savaş 3. DÜNYA SAVAŞIDIR. Bu kadar net. Ya da tersen okursan 3. DÜNYA SAVAŞI olacaksa ki bu öyle ya da böyle bir şekilde olacak. (İnş. yanılırım.) Lafı evirip çevirmeye gerek yok. İçinde biz muhakkak olacağız. Bu gerçeği bilerek hazırlanmalıyız. Bu yüzden Yunanistan’ın, İsrail’in ve ABD dahil diğer ülkelerin yara kaşıyıcı davranışlarına zimmen sessiz kalınması, siyasetin tüm düğmelerine basılarak hareket edildiği görüntüsünün verilmesi, Ülkemizin hazırlık seviyesini her manada en üst düzeye çıkarmakla ilgilidir. Zaman ve zamanlama elzemdir.

Sahip olduğumuz tüm enerji kaynaklarını aktif, dinamik, güvenli hale getirmek, bunların stoklaması, zor ve kara günlerin planlamasında önemli birer mihenk taşıdır. Unutmayalım ki, hiçbir ülke mevcut teknolojisinin, yeteneklerinin ve yeterliliklerinin tamamını deklare etmez. SIR Büyük DEVLET olmanın belki de en önemli birincil öğesidir.

İsrail saldırılarını, Suriye’deki gelişmeleri, İran, Irak coğrafyasını, Rusya & Ukrayna Savaşını Afrika’da ki gelişmeleri, Trump’ın Kanada ve Grönland sözlerini, Çin’in en son çıkardığı yapay zekâ yazılımına kadar çok geniş yelpazeli bu gelişmeleri Dünya Dışından geniş açıdan görmek, izlemek ve değerlendirmek gerekli. Coğrafya evet kaderdir. Türkiye ise sadece bu coğrafyanın değil tüm dünya coğrafyasının kaderine yön verecek yerdedir.

Buna ek bir konuda GÖK VATAN olarak gündemin önemli bir başlığı olarak artık hayatımıza girdi. Karada terör belasını başımıza musallat edenlerin neden bunu yaptıklarını terörle anılan bölgelerde bulunan/aranan petrol, doğal gaz, kaya gazı ve diğer elementler olarak zenginliği, Karadeniz’de bulunan/aranan doğal gaz, petrol ve karbon gazı olarak zengin rezervler ve diğer elementler ve tabi ki bunları arama, çıkarma, kullanma kapasitemiz ile bunları koruma, sahip çıkma karada olduğu gibi, denizde yapıldığı gibi Güçlü ve Caydırıcı bir Kara Ordu gücü, Deniz Ordu Gücü ve Gök Vatan Hava Hava, Kara Hava, Hava Kara, Savunma ve gerektiğinde Saldırı gücü gerektirmekte.

Son dönemdeki Savunma Sanayimizdeki muhteşem gelişmeleri gururla izliyorum. Şu an tersanelerimizde 31 adet savaş gemisi + denizaltı sırasıyla denizle buluşacağı günü bekliyor. Yeni ve tam teşekküllü Uçak Gemisi, SİHA gemisi, İnsansız saldırı/savunma deniz araçları, her türde ve mesafede saldırı/savunma füze sistemleri, Hürkuş, Hürjet, T925, Atak1, Atak 2 helikopterleri, Milli Muharip Uçak, Tank, Obüs, Zırhlı araçlar vs. vs. saymakla bitiremeyeceğim gelişmeler… Artı bir sürü sır proje… Ve bunlara ek bir de ÇELİK KUBBE ile tüm sınırlarımızı Mavi Vatan, Gök Vatan ve Topraklarımı koruyacakMilli Sistemlerin” sahada yerini almaya başlaması

Bazı şeyleri tabi ki eleştireceğiz, yanlış olduğunu, düşündüklerimizi tabi ki söyleyeceğiz. Ama iyi olan, iyi yapılan şeyleri de TAKDİR ETMEYİ bilmeliyiz.

“Caydırıcı gücün yoksa, savaşmaktan ve ölmekten başka çaren yoktur.” B.A.

Son Söz olarak Sun Tzu (M.Ö. 500 Çinli Komutan-Savaş Sanatı) derki;

“En üstün savaş sanatı, düşmana savaşmadan boyun eğdirmektir.” 

Eyvallah

Bekir Aydoğan