Kuran-ı Kerim’de geçen sayılardan biri de 80 sayısıdır. Bu yazımızda  80 sayısının geçtiği ayet-i kerimenin tefsirini paylaşacağız

80 SOPA CEZAYI HAK EDENLER

“Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra bunu isbat için dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkârdırlar.” (Nur 4)

yalan iftira (9)

İFTİRANIN DA CEZASI VAR

 

 Ayet-i kerimede 4 ve 80 sayıları geçmektedir. Biz bu başlık altında 80 sayısını işleyeceğiz. 80 sopa cezayı hak edenler, namuslu insanlara zina iftirasında bulunanlardır. Bunlar iddialarına 4 sağlam şahit getirmediklerinde iftiracı damgası yerler.

Hz.Meryem’e Yahudiler, Hz.Aişe annemize de münafıklar iftirada bulunmuşlardı.

Zina ne kadar büyük günahsa, namuslu bir kadına ya da erkeğe, zina iftirasında bulunmak da o kadar büyük günahtır. Zina iddiasında bulunan, bu iddiasını 4 şahitle ispat edemiyorsa iftiracı hükmündedir. Zina iftirasında bulunana, hem dünyada hem ahirette ceza vardır. Çünkü onlar, yalancı ve iftiracıdırlar. Suçsuz ve namuslu kadınların adını ve şerefini lekelemeye çalışmışlar, o hanımın ve ailesinin namuslarıyla oynamışlardır.

İslam hukuku ile yönetilen devletlerde, görevli memurlar tarafından, İftira atanların, her birine kamçı veya benzeri bir şeyle 80 defa vurularak ceza tatbik edilir. Ve artık o yalancıların, iftiracıların, hiçbir şahitliği de kabul edilmez. Onlar artık güvenilir insan değildirler. Aslında dünyada en büyük ceza da budur; güvensiz insan damgası yemek…

yalan iftira (8)

HELAK EDİCİ 7 ŞEY

Resulullah Efendimiz (s.a.v) ashabına “Helak edici yedi şeyden kaçınıp uzak durun!” bu yurmuş. Bunun üzerine ashab-ı kiram onların neler olduğunu sormuşlardır. Resulullah Efendimiz (s.a.v) helak eden 7 şeyi şöyle açıklamış: «1-Allah’a ortak koşmak,

2-Sihirbazlık yapmak,

3-Cinayet işlemek,

4-Faiz yemek,

5-Yetim malını yemek,

6-Savaş meydanından kaçmak

7-Namuslu kadınlara iftira atıp zina isnadından bulunmak

Resulullah Efendimiz (s.a.v) iftirayı; insanı, âhiret hayatında iflâsa götürecek olan kul hakları arasında saymıştır.

yalan iftira (6)

İFTİRACI AFFEDİLİR Mİ?

Zina iftirasında, iftiracıların affedilmesi 2 şarta bağlıdır:

 Birincisi gerçekten özür dileyip tevbe etmeleri gerekiyor.

 İkincisi: İftiraya uğrayan kişinin onları affedip hakkını helal etmesi gerekiyor.

Ancak bu durumda iftira atanlara ceza uygulanmaz. Bu cezanın usul ve infaz şekli fıkıh, kitaplarımızda ayrıntıları ile yer almaktadır.

İbn Kesir bu konuda şöyle demiştir: “Yüce Allah, bir kimseye zina suçu isnat edip de, söylediğinin doğruluğuna delil getiremeyen kimse hakkında şu üç hükmü farz kılmıştır:

Birincisi, 80 sopa vurulması,

ikincisi, asla şahitliğinin kabul

edilmemesi,

üçüncüsü ise fâsık olması. Ne Allah, ne de insanlar katında âdil sayılmaması...”

Said Bin Cübeyr’e (r.a) göre, bu ayet Hz. Ayşe hakkında zina iftirasında bulunan Münafıklar hakkında nazil olmuştur.

yalan iftira (5)

İFTİRAYA UĞRAYAN KADINLAR

Maalesef bütün toplum ve zamanlarda, zina iftirasına uğrayanlar, erkeklerden çok kadınlar olmuştur. Bu sebeple ayet-i kerimenin namuslu kadınlara yapılan zina iftirasından bahsetmesi çok manidardır.

Karısına zina isnadında bulunan erkeklerle ilgili uygulama da Nur suresinde yer almaktadır. Bu konuyu ayrı bir başlık altında işlediğimiz için burada ayrıca yer vermeyeceğiz. Bu hüküm sadece kadınları değil, zina ile itham edilen erkekleri de kapsamaktadır. Nitekim Hz. Ömer (r.a) bir adamı zina ile suçlayıp dört şahit getiremeyen bir grup insana bu cezayı uygulamıştır.

Özetle söylemek gerekirse zina iftirası suçunda kadın ve erkek arasında bir fark yoktur. Çünkü Kuran-ı Kerim bu tür suçlarda; masum ve suçlular hakkında, kadın erkek ayrımı yapmaz.

yalan iftira (4)

DEDİKODU VE İFTİRA

Diğer önemli husus da şudur: iftira ne kadar günahsa, yalan yanlış bilgileri yaymak, iftira, zan ve yalanları dillendirmek de o kadar günahtır. Yalan yanlış haberleri yayanlar kadar araştırmadan, duyduğu herşeye inananlar da sorumludur.

Bu konuda İsra ve Hucurât surelerinde Müminler için çok önemli uyarılar vardır: “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.” İsra 36

“Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” Hucurat 6

Yine Kur’ân-ı Kerîm’de, Hz. Âişe’ye atılan iftira karşı sında, Müslümanların tutumu değerlendirilirken bütün Müminlerin, böyle bir habere hemen inanmayıp iftiraya uğrayan hakkında hüsnü zanda bulunmaları gerektiği vurgulanmaktadır:

“Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın Müminlerin, kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da: «Bu, apaçık bir iftiradır» demeleri gerekmez miydi? İftiracıların da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki şahitler getiremediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler. Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Hâlbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur. Onu duyduğunuzda: «Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır» demeli değil miydiniz?” Nûr Suresi 12- 19

yalan iftira (2)

MÜSLÜMAN’A İFTİRANIN GÜNAHI

İftira konusunda, Resulullah Efendimiz’in (s.a.v) birçok uyarısı vardır: “Bir

kimse, bir Müminde olmayan bir şeyi ona isnat ederse, iftira ederse, yaptığı iftiranın cezasını çekmeden Allah Teâlâ onu koyduğu cehennemden çıkarmaz.”

“Kim bir Müslümana bir iftira ederse, Allah o kimseyi bu söylediği sözlerden temize çıkıncaya kadar cehennem köprüsü üzerinde bekletir.”

Dini gün ve gecelerde, Kandil gecelerinde çocuklarımızla neler yapabiliriz? Dini gün ve gecelerde, Kandil gecelerinde çocuklarımızla neler yapabiliriz?

Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Gıybet nedir, bilir misiniz?” “Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber: “Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır” buyurdu. “Söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?” diye soruldu. “Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa o zaman ona iftira ettin demektir,” buyurdu.

Hz. Enes (r.a) anlatıyor: “Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: “Mirac gecesinde, bakır tırnakları olan bir kavme uğradım. Bunlarla kendi yüzlerini ve göğüslerini tırmalıyorlardı. “Ey Cebrail! Bunlar da kim?” diye sordum. “Bunlar, dedi, gıybet ile insanların etlerini yiyenler ve iftira ile şereflerini çiğneyenlerdir.”

HÜLASA: İftira ve dedikodular sebebiyle birçok insanın yuvası yıkılmakta. Birçok insan işini ve kariyerini kaybetmekte… Hatta yaralamalı ve ölümlü olaylar yaşanmakta. Bu büyük bir kul hakkıdır. Rabbim, her türlü iftira ve dedikodudan muhafaza eylesin. Amin!

yalan iftira (1)

Mülk senin, varlık senin amenna

Bedenim bile emanet dünyanda

Kulun gafil oldu battı günaha

Tevbe edenlerden eyle Rabbi! ATB

Kaynak: Sayıların Tefsiri, Ayhan Talha Bayraktar, Ravza Yayınları

Editör: AYHAN BAYRAKTAR