Sonuca direkt etki eden bir bölge olmasını; Kaleci olunmak istenmesindeki en önemli neden; kalecileri de takım adına en zor işe talip olan gönüllüler olarak gördüğümü söyleyebilirim.
Mevkileri gereği, zorluk derecesi yüksek ya da tehlikeli hareketler yapma zorunlulukları oldukça fazla olsa da, sevinç gösterme konusunda kontrollüdürler.
Karşı karşıya kalınan zorlu bir gol pozisyonu ya da kurtarılan bir penaltı sonrası kalecinin yaptığı şey çoğunlukla kale sahası içinde arkadaşlarının tebrik için gelmelerini beklemek olmaktadır.
Teknolojik gelişmeler gereği futbol toplarındaki yeniliklerin kalecilerin işlerini
giderek zorlaştırdığı bilinir. Bazı kural değişiklikleri için de aynı şeyi söyleyebiliriz.
1992 yılında yapılan kural değişikliği gereği “Takım arkadaşı topu ayakla bilerek kalecisine gönderirse / Takım arkadaşının taç atışından top doğrudan kendisine geldiğinde” eliyle tutamaması kuralının zorluklarını kaleciler hemen her maçta yaşamaktadırlar.
Kural değişiklikleri hakkında Recep Atılgan; “Önceleri takım arkadaşlarımızdan gelen topları tutabiliyorduk, kural değişti bundan sonra tutmayacaksınız denildi.
Günümüzde de geriden “Pas” la çıkılması isteniyor. Bu da kalecilerin ayağının iyi olmasını gerektiriyor o konuda da geçiş zorlukları yaşanıyor.
Kural değişikliklerinin amacı, daha fazla gol olmasını sağlamak olunca, kaleciler de yeni durumda kendilerine daha fazla iş düşeceğini bilerek hazırlanıyorlar” katkısında bulundu.
Anılan kural değişikliği öncesine ait bir anıyı da burada nakletmek isterim. Yetmişli yılların başı, ilçe stadında amatör bir maç oynanıyor.
İnegöl takımının Liberosu kalecisinden aldığı topu oyuna sokmak isterken rakipten baskı yiyor ve kalecisine geri pas vermek zorunda kalıyor.
Geri pası verirken de bağırıyor “abi sol köşe” Fakat dediği gibi yapmıyor, topu sağ köşeye yolluyor, kendi kalesine gol oluyor.
Kaleci şaşkın “oğlum sol köşe diyon, sağa atıyon” Liberodan cevap geliyor “Abi ne yapayım, ben onları şaşırttırayım dedim, sen şaşırdın.”
Kalelere ağların takılma gerekçesi de güzeldir. “İlk defa 1891 yılında Nottingham’daki bir futbol maçında kale ağlarının kullanılması, sadece bir şutun kaleye girip gol olup olmadığına dair doğru karar vermek için değil, aynı zamanda golün iyi görünmesi nedeniyle de geliştirildi ve yürürlüğe girdi.
Dahası; futbolda kale ağlarının kullanılmasına karar verilmesi ve bunun bir kural haline dönüşmesi de futbolun cezbedici özelliğini arttırdı. Çünkü bir gol vuruşu sonrasında topun gol olup kale ağlarının içine
çarpıp geri sekmesi, futbolseverler için en güzel manzaralardan biridir.
Kaleci antrenörü Şükrü Pakça “Eskiden kalecinin ‘Ceza Sahası’na hâkim olması görüşü hâkimdi. Günümüzde ise ‘Kale Sahası’na hâkim olması yeterli görülmektedir.
Bu anlayış değişikliğini kalecinin işini kolaylaştıran bir değişikliktir. Kaleciye; geçmişe göre daha olumlu bakılmasında ise Kaleci Antrenörlüğü müessesesinin önemli etkisi olduğunu” ifade etti.
TURHAN ŞAHİN'İN İNEGÖL'DE FUTBOLUN 100 YILI isimli eserinden düzenlenip yayına hazırlanmıştır.