Girişimsel Nöroloji Uzmanı Elif Sarıönder Gencer, Dünya genelinde her yıl yaklaşık 17 milyon kişinin inmeden etkilendiğini ve 6 milyon kişinin yaşamını kaybettiğini belirtti, inmenin Türkiye’de ölüm nedenleri arasında üst sıralarda yer aldığını söyledi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkede yılda yaklaşık 150 bin kişinin inme geçirdiğini, her 4 dakikada bir kişinin inme ile karşılaştığını aktardı. İnmenin, beyin ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin önemli bir bölümünü oluşturduğu ifade edildi.

“ZAMAN BEYİNDİR”: İLK 4,5 SAAT KRİTİK
İnme tedavisinde belirtilerin erken fark edilmesinin hayati önem taşıdığını vurgulayan Gencer, “Yüzün bir tarafında asimetri, ani kol veya bacak güçsüzlüğü, konuşma bozukluğu, ani görme kaybı, denge sorunları ya da ani şiddetli baş ağrısı görüldüğünde vakit kaybetmeden 112 aranmalıdır. İlk 4,5 saat içinde yapılan müdahaleler, sakatlık ve ölüm oranlarını önemli ölçüde azaltabilir. Bu nedenle ‘zaman beyindir’ ilkesi büyük önem taşır” dedi.
Gencer, Türkiye’de inme tedavisine yönelik son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını, 2019 yılında başlatılan sertifikasyon süreciyle kapsamlı ve birincil inme merkezlerinin oluşturulduğunu ve bu merkezlerin nüfusun büyük bölümüne hizmet verdiğini belirtti.

İNME ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIK
İnmenin önlenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çeken Gencer, Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü programlar kapsamında erken tanı ve takibin güçlendirildiğini ifade etti. Dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite, sigara ve alkolden uzak durma, kan basıncı ve diyabet kontrolü ile düzenli sağlık kontrollerinin inmeden korunmada önemli rol oynadığı kaydedildi.
AF, İNME RİSKİNİ 5 KAT ARTIRIYOR
Kardiyovasküler hastalıklar arasında atriyal fibrilasyonun (AF) inme riskini önemli ölçüde artırdığını belirten Gencer, “AF, kalbin düzensiz çalışmasına neden olan bir ritim bozukluğudur ve inme riskini yaklaşık 5 kat artırır. Kalpte oluşan pıhtılar beyne giderek felce yol açabilir” ifadelerini kullandı. AF’nin özellikle ileri yaş grubunda sık görüldüğü, çoğu zaman belirti vermeden seyredebildiği aktarıldı.

DÜZENLİ KONTROL VE ERKEN TANI ÖNEMLİ
AF’nin erken tanısı için düzenli nabız kontrolü ve EKG tetkikinin önemine değinen Gencer, tanı sonrası uygun tedavilerle inme riskinin azaltılabildiğini söyledi. Ayrıca karotis arter darlığının da iskemik inmelerin önemli bir bölümünden sorumlu olduğu, erken tanı ve uygun tedaviyle inme riskinin büyük oranda düşürülebildiği belirtildi.




