Dünyanın dört bir yanında “Mavi Bölgeler” olarak adlandırılan bazı yerleşim bölgeleri var. Bu bölgelerde yaşayan insanlar, istisnasız şekilde uzun ömürlü ve sağlıklı bireylerden oluşuyor. İtalya’nın Sardunya adası, Japonya’nın Okinawa bölgesi, Kosta Rika’nın Nicoya yarımadası, Yunanistan’ın İkarya adası ve ABD’deki Loma Linda şehri, bu bölgelerden sadece birkaçı.
Bu yerlerdeki ortak özellik ne mi? İşlenmiş yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durmaları ve ağırlıklı olarak bitki bazlı beslenmeleri. Uzmanlara göre, bu insanların haftada sadece iki kez et tüketmeleri, uzun ömürlerinin en önemli nedenlerinden biri olabilir.
Et Var Ama Az Var
Beslenme üzerine yıllardır araştırmalar yapan uzmanlardan Dan Buettner, “Çok fazla et yemek ne yazık ki sağlığımıza faydadan çok zarar getiriyor. Bu yüzden haftada sadece 1 veya 2 kez, o da yaklaşık 60 gramı geçmeyecek şekilde tüketilmeli,” diyor. Üstelik tercih edilen etin, serbest dolaşan hayvanlardan elde edilmiş olması da önemli.
Buettner’in dikkat çektiği bir diğer nokta ise işlenmiş et ürünleri. Salam, sosis, jambon gibi hazır gıdaların, kalp hastalıklarından kansere kadar pek çok sağlık sorunuyla bağlantılı olduğu biliniyor. Dolayısıyla haftada iki porsiyonluk doğal et dışında, işlenmiş et ürünlerinden mümkün olduğunca uzak durmak şart.
Bitkisel Beslenmenin Gücü Hafife Alınmamalı
Et tamamen bırakılmalı mı? Elbette hayır. Ama bu, sofrada sadece etin başrolde olduğu anlamına da gelmiyor. Bitkisel protein kaynakları da en az hayvansal protein kadar değerli. Tofu, mercimek köftesi, nohut ezmesi, siyah fasulye gibi alternatifler hem doyurucu hem de sağlıklı.
Ayrıca sofralarımızı sebze ve kurubaklagillerle donatmak, zeytinyağlılardan eksik etmemek gerekiyor. Günde birkaç porsiyon sebze, bir avuç kuruyemiş ve mümkünse haftada bir-iki kez balık tüketmek, hem bağışıklığı güçlendiriyor hem de kalp sağlığını koruyor.
Mavi Bölgelerin Ortak Beslenme Kuralları
Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı sadece az et yemekle de bitmiyor. İşte bu bölgelerdeki insanların çoğunlukla uyguladığı birkaç önemli alışkanlık:
- Her gün en az bir porsiyon kurubaklagil (nohut, mercimek, fasulye)
- Bol sebze ve meyve tüketimi
- Rafine şekeri sınırlamak (şekerli içecek ve tatlıları azaltmak)
- Günlük bir avuç kuruyemiş (badem, ceviz, fındık)
- Günde birkaç gram balık (özellikle omega-3 açısından zengin olanlar)
- Yavaş yemek yemek ve doymadan sofradan kalkmak
- Aile ile birlikte yemek yemek, stres yapmamak
Sofrada Yapılacak Küçük Dokunuşlar, Hayatta Büyük Değişiklikler Yaratıyor
Özetle, uzun ömür için aslında elimizin altındaki malzemeleri doğru kullanmak yeterli. Az et, bol sebze, sağlıklı yağlar, biraz balık ve çokça huzur… İşlenmiş gıdalardan uzak durup, doğaya dönük bir mutfak alışkanlığı kazanmak, hem sağlıklı bir beden hem de uzun bir ömrün kapısını aralayabilir.
