Marx'ın söylediği, "Asacağımız son kapitalist, muhtemelen bize asma halatını satan kişi olacaktır" sözü günümüzde global kapitalist sistemin para ile olan ilişkisine çok açık bir projektör vazifesi görüyor.

Dünya global bir krizin içinde. Küresel bir bunalım yaşıyoruz. Faizci kapitalizmin zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptığı dünyada 1 milyar insan susuz, 2 milyar insan elektriksiz, 3 milyar insan ise aç.

Tabi müreffeh toplum dediğimiz emperyalist batı ülkeleri ceberrut, çatışmacı baskılarla daha zayıf olan ama zengin Amerikanın gerçek yerlilerinin, su, petrol ve maden gibi zenginliklerini, Afrika'nın altın ve elmas madenlerini, Ortadoğu'nun petrol ve doğal gaz kaynaklarını, Asyanın baharat çeşitliliği ve genç işgücünü, kızıl adamın kanını, siyah adamın gözyaşını, sarı adamın alınterini kendi refahları için acımasızca sömürerek birer basamak yapmış olduğunu hiç kimse yadsıyamaz.

Geçen bir araştırma yaptım. Yakın tarihin en sömürgeci devleti olan Hollanda ev ve işyerlerinden sağlanan gelirlerden %33,60 ile %52 arasında kademeli olarak değişen oranlarda vergi ve sosyal güvenlik kesintileri yapıyor. Malum bizim gibi sadece vergilerle ayakta durmaya çalışan fakat asla bir başkasını sömürmemiş vicdanlı devletlerin kendi halkının sırtına mecburen yüklediği vergiler de can yakıyor. Halkın nefesini kesiyor. Lakin Türkiye buna rağmen %15-30 arası vergi alıyor.. Evet vergiler ağır. kabul edelim. Ama Avrupa'ya göre daha düşük... (Kaynak: https://www.ekonomi.gov.tr)

Sonuçta petrol üreticisi değiliz, doğalgaz üreticisi de.. Belli ki İngiliz sınırları çizerken buna dikkat etmiş. Zengin kaynakları, ileride sömürebileceği (ki bunu başardıda) muz cumhuriyetlerinde bırakmış. Abdülhamid döneminde bunun bir haritası vardı. İngilizlerin çizdiği doğal kaynak haritası. Abdülhamid o haritaya göre elinden geldiğince, İngiliz'in "Ortadoğu" diye isimlendirdiği (ki haritada kendi yerine göre ortada, bize göre yakında olan doğu) coğrafyayı elinde tutmaya çalışmış.. 33 sene mücadele etmiş.. Lakin içimizdeki işbirlikçi hainlere daha fazla dayanamamış.

Onlar Abdülhamid'i "ceberrud" "istibdadtçı" "diktatör" diyerek tahttan indirdikten sonra yavaş yavaş şu anki misak-ı milli sınırlarımıza gerilemek zorunda bırakılmışız. O yüzden biz kendi kaynaklarımızı kendimiz oluşturmak zorundayız... Doğal zenginliğimiz yoksa bilim ve teknoloji üretmeliyiz. Artık bunlar da iyi para yapıyor. Güney Kore'nin sadece tek bir şirketi Samsung tek başına bir çok devletten daha zengin... Amerika'nın Apple'ını söylemeye bile gerek yok..

Dünyanın en değerli markası oldu... Muhalefet ise hala elimizdeki üç beş gelir getiren şeyi ya yıkmak ya da kapatmak için mücadele ediyor. Bunlar hem ezikler hem de tasmalı işbirlikçi... Bir de iyi tarafından bakaılım, demek ki biz de bir en'e sahibiz.. Dünyanın en beceriksiz ve en ötekine hizmet eden muhalefetine...

KÖŞE SÖZLÜK;

Kapitalist: Kendi şahsı adına çok büyük miktarda sermayeye sahip olan ve bu sermayeyi çeşitli amçlarla istediği gibi kullanan kişi.Anamalcı.

Emperyalist: Yayılmacı, yayılımcı.

Ceberrut: Eski anlamı kibirli, büyüklük taslayan olsa da bugün acımasız, merhametsiz anlamında kullanılıyor.

Yadsımak: İnkar etmek

İstibdad: Zulüm ve tahakküm. İdaresi altındakilerin istemediği şeyleri yalnız kendi keyfine göre zorla ve zulümle yaptırmaya çalışmak.

Diktatör: Zorba, buyurgan. Dikte eden, emir veren. Mutlak üstünlüğü bulunan yönetici. Yönetimin tek bir kişide bulunduğu sistemdeki yönetici.