Türkiye'de son 20 yılda birçok alanda ilerleme ve gelişme sağladı. İhracatımız yükseldi, yerli sanayimiz gelişti, büyük altyapı yatırımları tamamlandı. Şirketlerimizde yüksek teknoloji ve makinalaşma yatırımları yapıldı. Bu gelişmeleri kalıcı ve daha karlı hale getirmek, daha ileriye götürebilmek için eğitimli gençlerimizin tüm sektörlerde daha fazla istihdam edilmesi, belli süreli iş tecrübelerinden sonra yüksek vasıflı girişimci olarak ülkemize daha yararlı hale getirilmesi gerekmektedir.

Ülkemizin tüm sektörlerinde istihdam edilen yüksek öğrenimli-yüksek vasıflı işgücünün vasıfsız yani mavi yakalı dediğimiz işgücüne oranı gelişmiş tüm ülkelerdeki oranların % 20 ' si bile değildir. Gelişmiş tüm ülkeler hemen hemen tüm sektörlerinde yüksek vasıflı , yüksek öğrenimli iş gücünü kullanarak çok değerli ürün ve hizmet üretebilmektedir. Hatta bu ülkelerde sadece üniversite ve yüksekokul mezunu dışında işgücüne yer vermeyen işletmeler dahi vardır. Yani türk şirketlerinin çalışanları içerisinde ünversite mezunu personel sayısı asla yeterli değildir ve hızla artması gerekmektedir. Dünyaya bakıldığında artık üretici ve üretilen mallar fazlasının yani arz fazlasının olduğu aşikardır.

Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde maalesefki ;

-üretimlerde yeteri kadar teknik ve mühendislik ekiplerine yer verilmemesi,

-araştırma-geliştirme, mucit zihniyetten uzaklık,

-sanayicimizin garanti gelirli rant oluşturma saplantısı,

-sanayicimizin küresel hedeflerden uzaklığı

-patent ve tescil kanunlarının oturmamışlığı

-niteliksiz, yetersiz ve basit pazarlama, tanıtım çalışmalarımız

-tasarımcı ve iyi tasarımın mucizeler yarattığının anlaşılamamasından dolayı ürünlerimizde katmadeğer yaratacak tasarım özelliğinden yoksunluk

Gibi eksiklerimiz türk alınteri ve ürünlerinin tüm dünyada ancak ucuz fiyatlarla pazar bulmasına neden olmaktadır. Almanya'da mühendislik ve tasarım fakültelerinden mezun olan gençlerin nufuslarına oranı ülkemizin yaklaşık 2,5 katıdır. Üstelik gelişmiş ülkelere göre daha az mühendis ve tasarımcı yetiştirmemize rağmen maalesef bu gençlerimize şirketlerimizde yeteri kadar yer de vermiyoruz.

Ülkemizin sürdürülebilir şekilde zengileşmesi, uluslararası rekabette üstünlük ancak ve ancak yüksek standartlarda tasarlanmış ürün ve hizmetlerin üretilmesiyle mümkündür.

Yani artık başarılı olmak, ülkemiz ihracatını hızla 500 Milyar Dolar seviyersine çıkartmak için çok iyi tasarlanmış ürünleri yüksek standartlarda üretim mühendisliği ile son derece verimli ve israfsız üretmek zorundayız. Bu ürünleri de yine tüm dünya dillerine hakim ekiplerle, hedef pazarların bizzat içerisinde yer alarak, yerinde pazarlayarak, daha gelişmiş sunum ve satış teknikleri uygulayarak , markalaştırarak daha yüksek karlarla satmak zorundayız. Artık ülkemiz sanayicisi ve üreticisinin düşük maliyetli ucuz işgücü avantajıyla yakaladığı düşük karlı üretim ve ihracat modelini terkederek bir üst üretim ve sanayi modeline geçmesi gerekmektedir.

İşte burada ülkemizdeki işsiz onbinlerce teknik personel, mühendis ve tasarımcılarımızın hızla tüm sektörlere sokulması hem büyük bir zorunluluk hemde ülkemiz için büyük bir fırsattır. Her mühendisimiz, her tasrımcımız, her teknik personelimiz yani yüksek öğrenimli her personelimiz her şirketin büyümesi gelişmesi için çok büyük fırsattır. Özetle tek bir yüksek vasıflı iş gücü onlarca işçi sınıfı kardeşimizin, tabloyu birazdaha büyüttüğümüzde onbinlerce yüksek vasıflı işgücümüz milyonlarca işçi kardeşimizin ve şirketlerimizin hatta ülkemizin en sağlam yatırımı ve teminatıdır.

Teknik olarak özetleyecek olursak,

Türkiye'de her yıl milyonlarca üniversiteli mezun oluyor. Bu mezunların durumuna bakıldığında ise durum daha da dikkat çekici. Son açıklanan resmi verilere göre, Türkiye'de üniversite mezunu olup da herhangi bir işte çalışmayanların sayısı 1 milyon 350 bine ulaştı. Çalışmak istemeyen ya da iş bulmaktan ümidini kesmiş üniversite mezunu sayısı ise son bir yılda 565 bin arttı. Mühendisler arasında da işsizlik oranı %10'un üzerinde ve yaklaşık 100 bin civarında mühendisimiz işsiz durumda.

Bu verileri dikkate alarak üretim sektörünü incelediğimizde otomotiv, elektronik ve bunun gibi bir iki sektör dışında, mühendislik bilgisi kullanımının oldukça düşük olduğunu görüyoruz. Yüzlerce çalışanı olan, binlerce metrekare üretim ve depolama alanları bulunan ve milyonlarca dolar makine yatırımı olan çok sayıda firmamızın, bu kaynakları daha verimli kullanmak, makinelerini daha etkin olarak çalıştırmak, mavi yaka personelini eğitip yönlendirmek için mühendislik ve teknik bilgi alanına yatırım yapmadığını, bu alandan mezun çalışanlarının çok az sayıda olduğunu görmekteyiz. Zaten teknik alandan mezun üniversiteliler arasındaki işsizlik oranı düşünüldüğünde bu durum daha net anlaşılmaktadır.

Mühendis, endüstriyel tasarımcı, mimar, iç mimar ve diğer teknik bilimler alanında eğitim almış personel firmaların gelişimi ve sürdürülebilirliği için büyük önem taşımaktadır. Bu personeller öncelikli olarak analitik düşünme, istatistik kullanma, veri toplama ve bunları yorumlama alanında eğitim görmüş ve bu şekilde düşünme ve çalışmaya alışkın kişilerdir. Dolayısıyla, mühendis çalıştıran firmada konular analiz edilir, veri toplanır, hesap yapılır. Bu sayede durum doğru tespit edilir ve atılması gereken adımlar doğru atılır. Bunun yanında, teknik personel her zaman sistematik düşünme ve sistem içinde çalışma eğilimindedir. Faaliyetlerin kişiden bağımsız haline gelmesi ve sistem dahilinde yürütülmesi her zaman daha etkili sonuçlar vermektedir. Mühendis çalıştıran firmalarda, yeni uygulamalar ve geliştirme faaliyetlerini düşünmek, planlamak ve hayata geçirmek her zaman daha kolaydır. Özellikle mühendis ekibi ile tecrübeli mavi yaka ekibi arasında uyum yakalayan ve bu iki grubun gücünü birleştiren firmalarda verimlilik artar, kalite yükselir ve gelişim hızlanır.

Bu nedenlerle, sanayicimizin ve diğer alanlarda yatırım yapan girişimcilerimizin üniversite mezunu personel, özellikle de teknik alan mezunu kişileri işe alma konusundaki bakış açılarını değiştirmeleri gerekmektedir. Her firma 1-2 tane mavi yaka personel alırsa işsizliği bir miktar azaltabiliriz. Ancak her firmanın sektörü ve büyüklüğüne bağlı olarak belli sayıdaki teknik personeli işe almasıyla, o firmanın gelişimi ile beraber çok daha fazla mavi yaka personel işe alma ve işsizliği çok daha fazla azaltma imkanımız olacaktır. Özellikle yeni mezun mühendislerimizin gelişimi ve tecrübe kazanması için her firmamızın belli sayıda yeni mezun mühendisi işe almaları, onlara yatırım yapmaları ve gelişimlerine yardımcı olmaları gerekir. Sonrasında, tecrübe kazanan bu mühendisler o firmaya ve sektöre bu yatırımları çok hızlı şekilde geri kazandıracaktır.

Bu konuyla ilgili sanayicilerimiz yönlendirilmeli, iyi uygulama örnekleri paylaşılmalı, üniversite mezunu teknik personel ihtiyaç duyulan alanlara kanalize edilmeli, firmalarımıza bu konu ile ilgili destekler verilmelidir. Bu sayede, teknoloji geliştiren, analiz yapan ve sürekli gelişen bir sanayi yapısına ulaşmamız ve dünya ile rekabet edebilir hale gelmemiz hızla mümkün olacaktır.

Son cümle olarak;

İhtiyacımız yokmuş gibi görünsede sanayicimize ve ülkemize güvenerek üniversitesini bitirmiş gençlerimize iş vermek, fabrikalarımıza 2 şer, 3 er, 5 şer üniversiteli genç eklemek boynumuzun borcudur.

Haluk Özbek

Saloni Mobilya

CEO