"Duam kabul olmuyor" düşüncesi birçok kişinin zaman zaman içine düştüğü, hatta duadan vazgeçmesine neden olabilen bir yanılgıdır.
Oysa Kuran'da ve Hadislerde, her duaya Allah'ın cevap vereceği bildirilmektedir. Peki, dualarımız istediğimiz gibi kabul olmuyorsa bu ne anlama geliyor?
Dua ettiniz, gözyaşı döktünüz, samimi bir şekilde Allah’a yöneldiniz… Ama hâlâ beklediğiniz cevap gelmedi mi? Belki de artık umudunuz tükeniyor… Peki gerçekten duanız kabul edilmedi mi? Yoksa henüz vakti gelmemiş olabilir mi?
Bu yazıda, “Duam kabul olmuyor” diyen gönüllere hem Kur’an’dan, hem hadislerden, hem de manevî büyüklerin sözlerinden ilham verecek altın tavsiyeler paylaşıyoruz.
İşte, dualarım geri dönüyor gibi hissediyorum diyorsanız, size göre dualarınız kabul olmuyorsa: Bilmeniz Gereken Sırlar ve Tavsiyeler
Duada Israr Etmek Doğru mudur?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hadis-i şerifi, duada ısrar etmenin önemini açıkça ortaya koyuyor:
"–Bir kul günah olan veya akrabâsı ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duâsı kabûl olunur.”
“–Yâ Rasûlâllah! Acele etmek ne demektir?” diye sordular.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Kul; «Nice defâlar hep duâ ediyorum da Rabbim duâmı kabûl etmiyor.» der. Duâsının hemen kabûl edilmemesi sebebiyle bıkar ve duâyı bırakır. (İşte o zaman acele etmiş olur.)” cevâbını verdi. (Müslim, Zikir, 92)
Bu hadis, bize duada ısrarcı olmanın ve aceleci davranmamanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Zekeriya (a.s.)'ın kıssası da buna güzel bir örnektir; dinini teyit maksadıyla bir evlat isteyen Zekeriya (a.s.)'a bu istek, ancak kırk sene sonra Yahya (a.s.) olarak ihsan edilmiştir.
Zekeriya (a.s.), “Rabbim! Beni yalnız bırakma…” (Enbiyâ, 89) diyerek yıllarca evlat istedi. Allah onun duasını tam 40 yıl sonra kabul etti ve ona Yahya (a.s.)’ı verdi. (Bkz. Meryem, 7-8)
Ya Hz Yakup, kayıp oğlu Hz. Yusuf'a kaç sene sonra kavuştu?
Bütün bunlar, duada sabır ve ısrarın ne kadar elzem olduğunu kanıtlar.
Dua, ubudiyetin ruhudur. Duanın kabulü değil, duanın kendisi ibadettir.
Dua ve Kader İlişkisi: Allah'ın Hikmeti Her Şeyden Üstündür
Kuran-ı Kerim'de İmran'ın karısı Hanne'nin kıssası bizlere dua hakkında önemli bir sır veriyor:
-
İstemenin Hikmeti: Hanne, Allah'tan bir erkek evlat ister ve onu mabede hizmete adamayı diler. Allah onun duasına icabet eder ancak istediği gibi bir erkek evlat değil, Meryem gibi hayırlı bir kız evlat bahşeder. Bu durum, Allah'ın dualara cevabının her zaman kulun istediği şekilde olmayabileceğini gösterir.
-
"Kabul Olmadı" Demek Yanlıştır: Bizim istediğimizin aksine bir sonuçla karşılaştığımızda "Duam kabul olmadı" demek yerine, "Allah'ın muradı, Allah'ın seçtiği benim istediğimden daha hayırlıdır" diye düşünmeli ve şükretmeliyiz. Allah, bizden daha iyi bilir neyin bizim için hayırlı olduğunu.
-
İmran’ın karısı erkek çocuk istemişti, ama Allah ona Meryem’i verdi. O kız, iffet, sabır ve kullukla yüce bir makam kazandı. Bazen dua ettiğiniz şey değil, onun yerine gelen nimet çok daha kıymetlidir.
Kur’an-ı Kerim'de dua hakkında şöyle buyrulur: “Bana dua edin, size cevap vereyim.” (Mü’min, 40/60)
Her dua cevap bulur ama kabulü bazen:
-
Aynı şekilde
-
Daha hayırlısıyla
-
Ahirete ertelenmiş şekilde gerçekleşir.
Dualar Niçin Bazen İstediğimiz Gibi Kabul Olmaz?
Duanın kabulü ile ilgili önemli noktaları şöyle sıralayabiliriz:
-
Cevap Vermek Ayrı, Kabul Etmek Ayrıdır: Ayet-i kerimede "Bana dua edin, size cevap vereyim" buyurulur. Allah her duayı işitir ve ona cevap verir. Ancak bu, istenilen şeyin aynısının verileceği anlamına gelmez. Tıpkı bir doktora giden çocuğun istediği ilacın yerine, doktorun daha faydalı gördüğü bir ilacı vermesi gibi.
-
Dua Bir İbadettir: Dua başlı başına bir ibadettir ve ibadetin ruhudur. İnsan, aczini ve çaresizliğini hissederek Allah'a yöneldiğinde, bu eylem zaten bir ibadettir. Bu ibadetin karşılığı hemen dünyada görülen bir sonuç olmak zorunda değildir; ahiretteki mükafat daha büyük olabilir.
-
Dua Vakitleri: Bazı durumlar, örneğin kuraklık, hastalık veya musibetler, duaların vakitleri gibidir. Yağmur duası, yağmuru yağdırmak için değil, o anki kuraklığın duanın vaktini işaret etmesi içindir. Dolayısıyla "Duam kabul edilmedi" demek yerine, "Duamın vakti bitmedi, daha çok dua etmem gerekir" diye düşünmek önemlidir.
-
Daha Faydalı Bir Şekilde Kabul Edilme: Bazen insan dünyevi bir ihtiyacı için dua ederken, Allah onun duasını ahireti için kabul edebilir. Bu sayede kişi ya cehennem azabından kurtulur ya da cennetteki makamı yükselir. Bu durumda da dua reddedilmiş değil, daha faydalı bir şekilde kabul edilmiş demektir.
Duada Sabır, Kabule Giden Yoldur
Sabır, duanın anahtarıdır. Hemen sonuç bekleyen kişi, duaların özünü kaçırabilir. Sabreden kişi ise, her duasıyla Allah’a daha çok yaklaşır.
Duanın Vakti Bitmedi, Sadece Bekliyor
Duaya karşılık gelmediğinde, “Kabul edilmedi” demeyin. Belki henüz vaktiniz dolmadı. Belki o dileğin zemini oluşmadı. Dua etmeye devam etmek, Allah’a olan güvenin işaretidir.
Kalpten Gelen Dua En Samimi Olandır
Kalpten edilen, gözyaşıyla süslenen, kibirden arınmış dualar Rabbin katında daha kıymetlidir. Özellikle mazlumun, yetimin, dertlinin duası asla geri çevrilmez.
Dua, Kulun Rabbine Sığınışıdır
Nasıl bir çocuk elini uzatıp ağlarsa annesi ona koşar; kul da dua ederek Rabbi’ne sığınır. Dua; aczini bilmek, teslim olmak ve Allah’a yönelmektir.
Dua, Rahmeti Çeker, Belayı Geri Çevirir
Duada öyle bir sır vardır ki; henüz kabul edilmese bile rahmeti çeker, felaketleri savuşturur. Allah’ın hikmeti gereği görünmeyen nice belalar, yapılan dualarla engellenmiş olabilir.
En Güzel Netice: Yalnız Olmadığını Bilmek
Dua eden insan bilir ki:
“Birisi var, onun sesini işitir, derdine deva olur.”
Bu farkındalık, psikolojik ve ruhsal anlamda en güçlü terapi gibidir.
Dualarınız Ahirette Dağlar Gibi Karşınıza Çıkabilir
Dünyada kabul edilmediğini sandığınız dualar, ahirette sizi cennet nimetleriyle karşılayabilir. Bu yüzden hiçbir dua boşa gitmez, hiçbiri zayi olmaz.
Israrla Dua Etmek Peygamber Sünnetidir
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gece boyu aynı şeyi tekrar tekrar dua ederdi. Israrla dua etmek kibir değil, samimiyet ve teslimiyet göstergesidir.
Musibet ve Sıkıntılar, Duanın Vaktidir
Tıpkı akşam güneşinin batmasıyla akşam namazının vakti girmesi gibi, sıkıntılar da dua vakti doğurur. Bu zamanlarda edilen dua, içtenlikle yapılan ibadettir.
Duanın Çeşitleri ve Ellerimizi Açma Şekli
Duanın farklı şekilleri ve adabı bulunur:
-
İstidat Diliyle Dua: Bitki ve hayvanların, varoluşsal ihtiyaçlarını ve Allah'ın isimlerinin tecellilerini gösterme potansiyelleriyle yaptıkları duadır. Her tohum, bir ağaç olmak için istidat diliyle dua eder.
-
Fıtrî İhtiyaç Diliyle Dua: Bütün canlıların, irade ve güçleriyle elde edemedikleri zaruri ihtiyaçlarını Allah'tan istemesidir. Hayvanların acıktıklarında çıkardıkları sesler de bu kategoriye girer.
-
Iztırar Diliyle Yapılan Dua: Çaresiz ve zor durumda kalan her insanın Allah'a sığınıp yardım dilemesidir. Tarih boyunca yapılan keşif ve icatlar da, muztar durumdaki insanların ihtiyaçlarından doğan dualara dahil edilebilir. Bu dualar, bir engel olmadığı sürece daima makbuldür.
-
Kavlî (Dil ve Kalp İle) ve Fiilî (Eylemle) Dua:
-
Fiilî Dua: Sebeplere sarılmak, yani bir amaca ulaşmak için eyleme geçmek fiili duadır. Çift sürmek, toprağı ekmek gibi eylemler, Allah'ın rahmet kapısını çalmaktır. Bu tür dualar genellikle kabul görür.
-
Kavlî Dua: Dil ve kalp ile yapılan duadır. İnsanın gücünün yetmediği ihtiyaçlarını istemesidir. Bu duanın en önemli meyvesi, kişinin sesini işiten, her şeye gücü yeten bir Yaratıcı olduğunu bilmesidir.
-
Ellerimizi Dua Ederken Nasıl Tutarız?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in dua adabı da bize rehberlik eder:
-
Avuç İçi Semaya: Genel olarak dua ederken eller göğüs hizasına getirilir ve avuç içleri yüze meyilli olarak semaya açılır.
-
Yağmur Duası ve Musibet Anı: Özellikle yağmur duası gibi musibetlerin kaldırılması istenen durumlarda veya bir şeyden Allah'a sığınılırken, avuç içleri dışarıya, yani ellerin tersi semaya çevrilebilir. Bu, bir belanın veya sıkıntının defedilmesi arzusunu sembolize eder.
-
"Rağaben" ve "Rahaben" Anlamları: Kuran'daki Enbiya Suresi 90. ayetinde geçen "rağaben" (rağbet ve ümit) ve "rahaben" (korku hali) kelimeleri, müfessirler tarafından dua anındaki bu farklı duruşlara işaret olarak yorumlanmıştır. Yani Allah'tan bir şey isterken avuç içleri, korku anında ise avuç dışları semaya kaldırılır.
Dualarımızın Kabulü İçin Manevi Tavsiyeler
-
Samimiyet ve İhlas: Duanın kabul olmasındaki en önemli unsurlardan biri, samimiyet ve ihlastır. Kalpten gelerek, sadece Allah rızası için yapılan dualar daha makbuldür.
-
Helal Lokma: Yediğimiz, içtiğimiz ve kazandığımız rızıkların helal olması, duaların kabulünde önemli bir etken olarak vurgulanır.
-
Devamlılık ve Sabır: Duanın hemen kabul olmaması, vazgeçmek için bir sebep değildir. Aksine, ısrarla ve sabırla dua etmeye devam etmek gerekir.
-
Tövbe ve Estağfirullah: Günahlarımızın affı için tövbe etmek ve istiğfarda bulunmak, dua kapılarını açmaya yardımcı olur.
-
Başkasının Duası: Özellikle annenin, babanın, salih kişilerin ve mazlumun duası daha hızlı kabul olabilir. Başkaları için dua etmek de kendi duamıza vesile olabilir.
-
Zaman ve Mekan: Dua için özel vakitler ve mekanlar vardır. Seher vakitleri, Cuma günü, Ramazan ayı, Kabe ve Mescid-i Nebevi gibi yerler duaların daha makbul olduğu rivayet edilen zaman ve mekanlardır.
-
Kaza ve Kadere Rıza: Dualarımız kabul olmasa bile, Allah'ın bizim için seçtiği kadere rıza göstermek imanın bir gereğidir.
Dua ve Kulluk Hakkında Hikmetli Sözler
-
"İşte ey nefis! Sen bu ücreti almışsın. Kulluk gibi lezzetli, nimetli, rahatlı, hafif bir hizmetle sorumlusun. Halbuki, buna da tembellik ediyorsun. Eğer yarım yamalak yapsan da güya eski ücretleryeterli gelmiyormuş gibi, çok büyük şeyleri hak etmiş gibi istiyorsun. Ve hem 'Niçin duam kabul olmadı?' diye nazlanıyorsun. Evet, senin hakkın naz değil, niyazdır. Cenab-ı Hak cenneti ve sonsuz mutluluğu keremiyle ihsan eder. Sen, daima Allah'ın rahmet ve keremine iltica et. Ona güven ve sığın.” (bk. Risale-i Nur,Sözler, s. 360)
-
“Dua kendisi de bir nevi ibadettir. Kul hastalık veya başka bir dert ile aczini anlayıp Rabbine sığınır. Hastayım dua ettim iyileşemedim deme. Zira hastalık, duanın vaktidir; şifa, duanın neticesi değil. Belki Cenab-ı Hakîm-i Rahîm şifa verse, fazlından verir. Hem dua, istediğimiz tarzda kabul olmazsa makbul olmadı denilmez. Allah daha iyi biliyor, menfaatimize hayırlı ne ise onu verir. Bazan dünyaya ait dualarımızı, menfaatimiz için âhiretimize çevirir, öyle kabul eder. Her ne ise...Hem dindar olan hasta, hem hastaya bakan müminler de bu duadan istifade etmelidirler.” (bk. Lem'alar, s. 215)
Dua Bir Kulluk Vazifesidir
Dualarımızın kabul olup olmadığı konusunda tereddüde düştüğümüzde, önemli olanın duanın kendisinin bir ibadet olduğunu unutmamaktır.
Her duamız, Allah ile aramızdaki bağı güçlendiren, aczimizi itiraf edip O'na sığınmamızı sağlayan mübarek bir eylemdir.
İstediğimizin aynısı olmasa bile, Allah'ın hikmetiyle bize en hayırlısını vereceğine, hatta dualarımızı ahiretimize sermaye kılacağına inanmalıyız. Önemli olan, Rabbimize karşı niyazda bulunmaktan asla vazgeçmemektir.
Duadan Vazgeçme Can!
Duan kabul olmadıysa, daha iyisi yolda olabilir. Belki duan seni Allah’a yaklaştırmak içindir. Belki de senin sabrını büyütmek, kalbini temizlemek, ahiret dereceni yükseltmek içindir.
Unutma: Senin işin niyaz, Allah’ın işi icabettir. Senin hakkın acele değil, sabırdır.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!