Ülkemiz bir seneden fazla süredir ekonomik anlamda zor süreçlerden geçiyor. Özellikle şirketlerin nakit akış ve Pazar problemlerini yaşadığı düşünüldüğünde inşaat sektörü en başta etkilenen sektördür diyebilirim. Bu gelişmeler yaşanırken sektörün tüketici ve üretici tarafında yükü bir nebze hafifletmek adına tapu harçlarında ve KDV oranlarında bir indirime gidilmişti. %18'den %8'e indirilen KDV oranları ve %4'den %3'e indirilen tapu harçları hem piyasaya destek hem de vergi tahsilatlarında artış hedeflenmişti. Ardından birkaç ay öncesinde devlet bankalarının öncülüğü ile faizlerin düşüşe geçmesi inşaat sektöründe talep tarafında bir kıpırdanma yarattı. Her ne kadar geçtiğimiz yılın bu dönemine göre rakamlar düşüş gösterse de , bir önceki aya göre kıyaslamada yukarı bir ivme görebiliyoruz. Bu ivmelenmenin istikrarı üretici tarafını da tetikleyecektir. İnşallah önümüzdeki süreçte piyasaların güven istikrarı oluşursa sektördeki tüm üreticiler daha cesur hareket edebilecektir.

Aralık ayı sektörümüzde bazı gelişmelerin yaşanacağı bir dönemdir. Müteahhitlik sektörü ile ilgili düzenlemeler 2 Aralık 2019 tarihinde yürürlüğe girecek. Bu düzenleme ile sektörde sınıflandırmalara gidilecek olup inşaat yapacak şirketlerin yeterlilikleri baz alınacaktır. Bizler sektörün düzenlenme çabalarını son derece olumlu buluyor ve destekliyoruz. Ancak yeni gelen düzenlemelerde piyasa koşulları ve işleyişinden uzak, teammüllerin dışında usuller öngörülmüştür.

Yapılacak olan düzenlemelerde ilk olarak finansal yeterliliklere bakılacaktır. Burada cari oran, özkaynak oranına bakılarak şirketlerin borçluluk seviyelerine ve varlıkları tespit edilecektir. Sektörün işleyişi açısından bu uygulama tüm şirketlerin planlı bir şekilde işlerini yürütmesini sağlayacaktır. Böylece finansal okur yazarlık sektörümüzde gündeme gelmeye başlayacaktır. Bu verileri desteklemesi adına da banka referans mektubu talep edilmekte olup, bankalar nezlinde şirketlerin nasıl gözüktüğü de bakanlıkça görülebilecektir.

Son olarak iş deneyim belgeleri şirketlerden talep edilmektedir. İşte bu noktada uygulama işleyişi piyasa işleyişinden uzaktır. İnşaat sektörü ülkemizde taahhüt işi yapanlar ve proje geliştiriciler olarak ayrılmaktadır. Taahhüt işi yapanlar ağırlıklı olarak devlet ve belediye işleri ya da proje geliştirici şirketlerin alt taşeronu olarak çalışmaktadır. Bu şekilde çalışanlar direk olarak kamu ihale kanuna tabi olup düzenlemeleri ve evrakları o doğrultuda ilerlemekte, iş deneyim belgelerini direk ilgili kurumdan almaktadırlar. Diğer taraftan sektör içerisindeki büyük çoğunluk proje geliştirici olarak çalışmaktadır. Proje geliştirici şirketler ise devletin koyduğu kanun vasıtasıyla yapı denetim şirketleri eliyle denetlenmekte ve tüm belgeleri yapı denetim şirketleri vasıtasıyla belediye onaylı olarak yürümekte ve iş denetim belgelerini belediye onaylı olarak yapı denetim şirketlerinden almaktadırlar. İşte tam da bu noktada piyasa uyuşmazlığı gerçekleşmektedir. Yeni düzenleme belediye onaylı olarak şirketlere yapı denetim eliyle verilen evraklar kabul görmemektedir. Tüm müteahhitler taahhüt firmasıymış gibi görülerek iş deneyim belgeleri belediyeler tarafından yeniden düzenlenmesi istenmektedir. Geçmişe dayalı olarak farklı uygulamalar olduğu için burada özel sektör firmalarının deneyim miktarlarında ciddi düşüşler yaşanacaktır.

Burada hızlı bir şekilde düzenlemeler yapılmalı ve piyasa şartlarına adapte edilmelidir. Kesinlikle sektörde düzenlemeler yapılmalı ve kurallar konulmalıdır. Ancak kurallar ve düzenlemeler piyasanın teamülleri göz önüne alınarak yapılmalıdır.