Üniversite giriş sınavına günler kala sınav stresi hem öğrencilerde hem de ailelerinde yoğun şekilde hissediliyor. Psikolog Başak Mutlu, bu süreçte öğrencilerin başarısını olumlu etkileyebilecek tutumları anlattı. Sınava hazırlanan birçok gencin yoğun stres yaşadığını belirten Mutlu, ebeveynlerin de bu süreçte kaygılarını çocuklarına farkında olmadan yansıttıklarını vurguladı.
“Bu süreç yalnızca öğrenciler için değil, ebeveynler için de zorlayıcı olabiliyor” diyen Başak Mutlu, anne ve babaların çocuklarının sınavla ilgili duygularını yargılamadan dinlemeleri gerektiğini belirtti. “Masumca söylenen motivasyon cümleleri bile çocuklarda baskı oluşturabiliyor. Bu süreçte izlenecek en iyi yol, ebeveynlerin nasihat vermekten uzak durmaları ve çocuğun duygularına alan açmasına imkan tanımaları olacaktır” ifadelerini kullandı.
Sınavı Hayatın Tek Ekseni Haline Getirmeyin
Psikolog Mutlu, aile içi sohbetlerin sürekli sınava bağlanmasının çocuğun psikolojisini olumsuz etkilediğini belirterek, “Onun hobilerine, ilgi alanlarına, mizahına yer açmak sınavı hayatın tek ekseni olmaktan çıkarır. Küçük bir dokunuş, başını okşamak, birlikte yürüyüş yapmak bazen söylenen tüm sözlerden daha güven vericidir” dedi.
Endişe, Başarısızlık Değil, Kaygının Göstergesidir
Sınav endişesinin öğrencinin disiplinsiz ya da tembel olduğu anlamına gelmediğini vurgulayan Mutlu, bu kaygının altında mükemmeliyetçilik, potansiyelini gösterememe korkusu veya aileyi hayal kırıklığına uğratma endişesinin yattığını söyledi. Ebeveynlere, “Onu rahatlatmaya çalışırken başarısından çok çabasını takdir edin” çağrısında bulundu.
Fiziksel Rutinler Psikolojik Güveni Destekler
Sağlıklı yiyeceklerin evde hazırlanması, uyku düzenine dikkat edilmesi ve günlük rutinlerin korunmasının çocuğa güven duygusu kazandıracağını belirten Mutlu, büyük değişimlerden kaçınılmasının önemine değindi.
Duygusal İz Kalıcı Olabilir
Üniversite sınavının tekrarlanabilir bir deneyim olduğunu hatırlatan Psikolog Mutlu, “Ancak sınav sürecinde ebeveynin çocukla kurduğu ilişki, gösterdiği anlayış ya da baskı çocuğun hafızasında uzun vadeli bir duygusal iz bırakır” dedi. Çocukta aşırı kaygı, uykusuzluk, iştah sorunları veya içe kapanma gibi belirtiler varsa mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek alınması gerektiğini de vurguladı.






