ulkelerin-kuresel-ekonomideki-payi

Uzun yıllardır uluslararası ticaretin içerisindeyim. Uluslararası emtia satışları, uluslararası tedarik süreçleri, kambiyo, dijital alanları gibi birçok sürecinde yer aldım ve almaya da devam ediyorum Uzmanlaştığım ve keyifle içerisinde yer aldığım alanlardan biri... Uluslararası ticaretin sizlerin de bildiği birçok boyutu var. Kambiyo , gümrük, satış, imalat gibi birçok sürecin eş zamanlı olarak yürütülmesi gerekir.

Geçtiğimiz günlerde bir raporu incelerken dikkatimi çeken bazı noktalar oldu. Son bir yıldır özellikle ülkemizin ve şirketlerimizin gündeminde sıkça yer alan uluslararası ticaretin uluslararası boyutuyla bir analizini yapmak ve paylaşmak istiyorum.

Yazıda yer alan grafikte Dünya'daki ilk 20 ülkenin ve geri kalanının ticareti içerisindeki paylarını gösteriyor. Ülke olarak biz yaklaşık %1'lik payla 11-20 arası ülkelerin içerisinde yer alıyoruz ve hedefimiz 2023 yılında %1.5'lik paya ulaşmak. Peki buna ulaşmak için sadece ihracat demek yeterli olacak mı? Ne tarz destekler vermek gerekir? Neyi kime satacağız? Hangi kanalı kullanacağız? Sorular sırasıyla çoğalarak devam eder gider... Ancak buradaki cevaplanacak ilk soru stratejimizin ne olduğudur.

İşte tam da bu noktada maç başlıyor zaten. İstediğimiz kadar destek verelim bir stratejimiz ve hedefimiz olmadan limana varmamız açıkçası zordur. Uluslararası ticarette bir aktör olmak için önce bir ya da birden fazla ürünümüz olmalı. Başka bir deyişle stratejik olarak neleri üretmemiz gerektiğini bilmeliyiz. İktisadi olarak üretim için gerekli olan şeyler sermaye, hammadde, işgücü, üretim ekipmanı ve üretim yapılacak alandır. Üretimin yapılabilmesi için de bir pazarın olması gerekmektedir. Dolayısıyla ne üretmemiz gerektiğine karar verirken mevcutta sahip olduğumuz, iktisadi olarak bahsettiğim faktörlerden hangilerinden ne kadar, hangi verimlilikle sahip olduğumuz; hangi koşullarla arttırıp arttıramayacağımı tespit etmemiz gerekmektedir. Mevcut durum tespiti yaptıktan sonra dönüp pazara bakmamız gerekiyor. Hangi ülke ne üretiyor? Biz hangisini ne avantajlarla üretebiliriz. Sonuçta herşeyi üretme ihtimalimiz yok. İktisatta da mukayeseli üstünlükler olarak adlandırılan bu hususta kendi durumumuzu objektif olarak tespit etmemiz gerekmektedir.

Peki bunlar yeterli mi? Tabi ki hayır... Her birine detaylı girmeden başlıklar olarak ifade edeyim. Hammade tedariği için ulusal ve uluslararası tedarik zinciri kurgusu, satış, uluslararası pazarlama, dijital süreçler, gümrük tarifeleri, finansal servisler, dağıtım ağı, işgücü, nakliye,e-ticaret ve katma değer yaratma gibi bir çok noktanın stratejik planlamasının ve aksiyon planının ortaya konulması gerekmektedir. Önümüzdeki haftalarda her bir başlığı kendi içerisinde değerlendiririz

5 Asian Country

Paylaştığım ilk grafikte ülkelerin ticaret içerisindeki payları, ikinci grafikte aktif olan asya ülkelerinin ihracat ve ithalattan aldığı paylar yer almaktadır. Paylaştığım bu ülkeler uluslararası ticaret alanında başarı hikayeleri olan ve farklı enstrümanları olan ülkelerdir. Çin hepimizin bildiği gibi Dünya üretiminin %20 sini karşılayan, başlangıçta ucuz iş gücü ile konumlansa da devletin mükemmel denecek planlamasıyla konumlanan bir ülkedir. Hong Kong bir dönemin İngiliz sömürgesi olan, ticaret ve finansal servislerle uluslararası ticaret içerisinde konumlanan özerk bir bölgedir. Singapur bir toplu iğne dahi üretilmemesine rağmen transit ticaret, finansal ve lojistik merkez olmasıyla Dünya ticaretinde önemli bir aktördür. Hindistan'ın yüz yıllardır süre gelen bir alt yapısı olmakla birlikte, yazılım tarafında ön plana çıkmasının yanında, çelik gibi geleneksel alanlarda da önemli bir oyuncudur. Kendi iç organizasyonunu yapmaktadır. Kore'yi hep zamanında bir dönem için bizimle aynı seviyedeydi diye hayıflanarak anlatırız ama konu aslında o kadar da basit değil. Söyle örneklendirelim sahip olduğu Dünya markalarından birinin büyüklüğü 1.082 Milyar dolar ki aşağı yukarı Türkiye büyüklüğündedir. Yani Samsung bir ülke olsa ilk 20 ekonomiden biri olacaktır.

Tüm bunları genel değerlendirdikten sonra uluslararası ticaret tarafını oluşturmak gerekiyor. Aksi takdirde sadece basit tüccarlıktan ileri gidemeyiz.