30 Mart 2014 tarihinde Yerel yönetimler için seçim yapıldı. Ve İnegöl' de Ak Parti kazandı. Alinur AKTAŞ İnegöl tarihine geçti, 3 dönem üst üste belediye başkanı seçilerek... Kendisini tebrik ediyorum.
Seçimden önce yapmış olduğum eleştirilerim olmasına rağmen artık O İnegöl'ümüzün ve bizim Belediye Başkanımızdır. Seçilmiştir ve saygı duyuyoruz.
İnşallah 5 yıl boyunca hayırlı hizmetler yapar ve İnegöl'ümüz daha yaşanılabilir bir şehir olur. Dileğim İnegöl'ü, alt yapısını çözmüş, hava kirliliğini halletmiş, trafik sorununu çözmüş daha modern bir şehir haline getirebilirler.
Yerel yönetim seçimi genel havaya dönüştü. Hesaplaşmalar oldu. Hiç olmayacak şeyler de yaşandı. Yan yana gelemeyecek gruplar enteresan bir şekilde işbirliği yaptı. Bu işbirliği sadece İnegöl'de değil tüm Türkiye'de yaşandı. En garibi de her grup kendine göre başarılı idi. Çeşitli pencerelerden bakıp kendilerini başarılı buldular.
Bir tarafta CHP-MHP-Cemaat işbirliği yaşanırken diğer tarafta başka bir mücadele vardı.
Bu kadar bloklaşmanın olmasına rağmen AK Parti başarılı bir sonuç çıkarmıştır.
Hani bazı insanlar vardır " su içsem yarıyor" tipi insanlar... Ak Parti'yi de ben o tip insanlara benzetiyorum. Ne olsa Ak Parti'ye yarıyor. Çünkü karşısında mantıklı, akılcı muhalefet yapacak gruplar yok. Muhalefet siyaset üretemiyor. Buna CHP, MHP, Saadet Partisi de dahil. Hal böyle olunca insanlar da konjonktürün rüzgarı ile Ak parti' ye savruluyorlar.
CHP' nin söylemi; "Baş hırsıza oy vermeyin, bunlar hırsız." idi ama insanlar bu söylemlere itibar etmedi. Çünkü geçmişi yolsuzluklarla dolu bir partinin bunu savunmasına millet pek itibar etmedi. Hakeza İstanbul gibi bir metropole daha önce yolsuzluktan dolayı partiden ihraç ettikleri birini aday koydular. Bu çelişki değildir de nedir ? Bu kafada bir CHP sittin sene ne iktidara gelebilir ne de vatandaştaki algısını değiştirebilir.
Ya MHP ne yaptı? CHP ile koalisyon kurdu. Ankara da MHP kökenli bir aday CHP'nin çatısından aday yapıldı. Diğer tarafta demediklerini bırakmadıkları cemaat ile "düşmanımın düşmanı dostumdur" diyerek bir işbirliği yaptılar. Sonuç; tutmayan aşı.,, Malumun ilanı.
Ya cemaat ne yaptı? Bu Tayyip de çok olmaya başladı. Şunun bir kulağını çekelim diyerek kim nerede güçlü ise ona destek verdi. Sonuç ; Hüsran...
Ya Milli Görüş ne yaptı? Kendi tezlerini savundu. Ama ortalık o kadar karışıktı ki kimse sesini duymadı. Yerelde MHP ile yer değiştirdi. Burada yerel yöneticilerin olağanüstü gayretleri ile çalışmasına rağmen genelde yanlış hamlelerden dolayı ortaya farklı bir görüş konamadı. Halbuki seçim sathında ikinizin de yaptığı yanlıştır.
Daha düne kadar beraber iş tuttuğunuz insanlara bu yapılmaz. Siz ikiniz de batıla hizmet ediyorsunuz. Yapmayın etmeyin dense idi durum farklı olabilirdi. Sn Kamalak' ın STV' de, ULUSAL KANAL'DA çıkması kaybedenlerle beraber algılandı ve garipsendi. Bizim Tayyip Erdoğan'la bir hesabımız var. Ancak bu kavgayı uluslarası arenada kullanmayız. "Kol kırılır yen içinde kalır" dense idi ve her iki gruba da kendinize gelin dense idi. Bence bu siyaseti Türk milleti benimserdi.
Cemaate ne diyelim ? Onlar bu siyaset işini bilmedikleri için sürekli hata ediyorlar. Ta ki 28 Şubatçılara destek verecek kadar kızgınlar Tayyip ERDOĞAN' a. 28 Şubatın hamiliğini yapan MHP' ye destek verdiler. Tarihte milletin canına okuyan ve geçmişte en çok çektikleri CHP' ye destek verdiler. Okulları ve dershaneleri için Devleti dahi feda edebileceklerini gösterdiler. Yazık... Said Nursi; " Siyasetin şerrinden ALLAH'a sığınırım" derken herhalde bundan bahsetmiş idi. Bu Kadar iyi niyetli insanlar grubunu bu kadar kötü kanalize etmek, şüphesiz küfür ehlinin marifetidir. Saf ve temiz insanı aldatmak çok kolay olsa gerek. Bence durum bu. Ne olursa olsun onlar bizim kardeşlerimizdir. Ve biz kardeşlerimize kıyamayız. Ama onları uyarmak da boynumuzun borcudur. Selam ve dua ile..
.