İzmir'de yaşanan iğrenç olayı anlatmama gerek yok...Gerçekten çok acı ve üzüntü verici bir vaka...Umarım bu olayın sorumlusu o şeytan kılıklı şahıs ağır bir ceza alır...Fakat bir durum var..

Herkes olayın bu şahısla ilgili kısmını konuşurken, kimse para karşılığı o ahlaksızlığa itilen o mazlum çocukları konuşmuyor. Tabi işi kişiselleştirmeden, şahıslara indirgemeden. İki delikanlıyı o duruma iten sebepleri konuşmak lazım.Psikolog değilim. Sadece aldığım Sosyoloji eğitimi ve yaptığım naçizane gözlemlerime dayanarak bir kaç çıkarımda bulunmak istiyorum.

Bizde her insan gibi bir çocukluk evresi yaşadık. Sosyal medyada objeleriyle sürekli muhabbeti yapılan "90 lı yıllar" kuşağı bizdik. Yeni yeni farkına varıyorum emsallerimizle zevklerimiz beğenilerimiz oyuncaklarımız hep aynıymış. Bakkaldaki abur cubur,televizyondaki çizgi film, arkadaş ilişkilerimiz birbirine yakınmış...

Ancak daha büyük yakınlık hemen hemen çoğumuzun "mahalle" tedrisatından geçmiş olmamızdı. Bu tedrisat bize "racon" ya da "delikanlının kitabı" denilen soyut kuralları öğretirdi... Para karşılığı bir ahlaksızlık bir kenara bir kişiye bel altından bir hitap kullanılması ya da o mahalle tedrisatının yerleştirdiği "delikanlı" kimliğine laf söylenmesi kavga sebebi olurdu...

İzmir mevzusuyla ne alakası var ? Şimdi bu mahalle kültürü dahil olmak üzere Ataerkil yapı vs olgular muhafazakarlık çatısı altında değerlendirilebilecek durumlardır. Başta batılılaşma diğer yandan baskı şiddet unsuru gibi etmenler muhafazakarlığa bakışı derinden sarsmıştır. Muhafazakarlık ve muhafazakarlar öcü gibi gösterilmiştir.

Kasıt bir yana muhafazakarlık gerçekten ıslah edilmesi gereken bir hal almıştır ancak ıslah ve imha arasındaki farkı bilmeyenler, muhafazakarlığa tümden savaş açıp toplum ve aile yapısını dinamitlemek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüştür... Muhafazakarlığa bu bakış onun temel yaşam alanı olan "Mahalle" ve onun yukarıda değindiğim etkenlerini de derinden sarsmıştır. İşin içine sosyal medya unsuru girince mahalle tedrisat fonksiyonunu büyük oranda kaybetmiştir...Bu tedrisattan geçen çocuklara para karşılığı en fazla pipisini açtırır ya da birinin camı çerçevesini indirtirlerdi. Para karşılığı arkadaşını öpmek en efendisinden en serserisine kadar hiçbirimizin yapacağı iş değildi. Çünkü mahalle tedrisatının bizi kendisiyle beslediği "delikanlılık" buna izin vermezdi. Şimdi mahalle ruhu yok,hassasiyetler biraz daha azaldı dolayısıyla hassas gençler eskisi gibi yetişmeyince bu tur tuzaklara açık hale gelebiliyorlar.Mahalle yerine tam olarak yerini almasa da bir sanal mahalle var. Mahallenin abileri olarak orada Facebook,Twitter,Instagram fenomenleri var. Köşe başında bekleyen mahalle gençlerinin yerini sohbet panellerinde "online" olan gençler aldı.
O iğrenç olaydaki gençleri suçlamıyorum. Onlar kurban edilen pırıl pırıl gençler. Tespitlerim konusunda saçmalıyor muyum ? Pek zannetmiyorum ama her insanın en azından bir kere saçmalama hakkı olduğunu düşünüyorum. Ben de saçmalamıyorsam onu kullanmış bulunayım :)
Selam sevgi ve muhabbetle...