Abdulvasih Duran yazdı

       Büyüklerimizin güzel bir sözü vardır.Derler ki “Sahtekarlar ile tamahkarlar birbirlerini çabuk bulurlar”.Bu güzel söze şunu da eklemek mümkün:”Tamahkarlar olmazsa sahtekarlar kolay kolay iş yapamazlar”.

      Peki Türkçemizde  bu iki kavramın anlamları nedir?

-Sahtekar:Sahte iş yapan,düzmeci,sahteci.

-Tamahkar:Aç gözlü,gözü bir türlü doymayan.

      Onun için güzel bir söz vardır der ki:”Karnı aç olan insanı doyurmak kolaydır ancak gözü aç olanı doyurmak zordur.

      Ülkemizde karnı aç olan insanlar varsa da sayısı çok değildir.Hatta kendilerini belli etmezler.Mümkünse utancından gizlenmeye çalışırlar.Oysa gözü aç olan insanların sayısı çoktur.Her gün haberlerde patlak veren Fenomenler,Çiftlik Banklar,Şu kadar parana şu kadar faiz vereceğiz diyen sahte fonlar v.b.gibi.

      Sahtekarlar ve tamahkarlar bugün olduğu gibi eskiden de vardı.Biraz geriye gidersek meşhur “Sülün Osman’ı (Osman Ziya Sülün) hatırlarız.İstanbul’da “Saat Kulesini,Köprüleri,Galata Kulesini “satmakla meşhur bir adamdı.

       Sülün Osman sahtecilikten mahkemelik olunca mahkemede verdiği ifade aslında çok anlamlıydı.Şöyle demişti:” 'Benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında. Yani bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı. On tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. Kuyumcunun kapısındayız. Dükkan kapalı. Karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan. Hakiki olsalar bileziklerin fiyatı bin lira. Diyorum ki 300 liraya ihtiyacım var. O adamlar bin liralık! bilezikleri benden 300 liraya almaya çalışıyorlardı.”

       Yaşları 50 den yukarı olanlar hatırlarlar.O dönemde “BANKER”ler çıkmıştı.Yani “şu kadar para getir sana şu kadar faiz verelim” diyenler.18 Yaşında Banker kuranlar vardı ve insanlar ona para yatırmak için kuyruğa giriyorlardı.Sonra ne oldu diye merak ederseniz şimdikiler gibi onlar da battı ve paralar gitti.

       Günümüzde de tam hız bu sahtekarlık devam ediyor.Her gün batanları ve yurt dışına kaçanları duymamıza rağmen yeni yeni çıkan sahtekarlara  hala para yatırmaya devam ediyorlar.Para yatıranlara baktığımız zaman Spor da,Sanatta ve Ticarette ismi duyulmuş koca koca insanları görüyoruz.Milyon dolarlar yatırılmış ve o parlar uçmuş gitmiş.

       Peki ne yapmalı?

       Herkes çocuklarına helalı haramı ve kul hakkının önemini  küçüklüğünde anlatmalıdır.Hz.Lokman’ın (as) çocuğuna söylediği bu öğüt bile tek başına yeterlidir:” (Lokmân, öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah

onu çıkarır getirir. Çünkü Allah, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.”(Lokman,16).

      Herkes çocuklarını Kur’an’ı ifadesiyle  “MUHSİN” insan olarak yetiştirmelidir.Muhsin insan iyilik yapmayı seven insandır.Kur’an şöyle buyuruyor:”… Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.”(Kasas,77).

      Herkes çocuklarına bu dünyaya geliş sebebimizin  güzel iş yapmak olduğunu söylemelidir:” O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü

ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”(Mülk,2).

      Herkes çocuklarına “ŞÜKRÜ” öğretmelidir.” Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük

ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir”(İbrahim,7).

      Ve herkes çocuklarına Tamahkarlığın aslında CEHENNEM”in bir özelliği olduğunu hatırlatmalıdırlar:”O gün cehenneme: "Doldun mu?" deriz, o: "Daha var mı?" der.”(Kaf,30).