Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), haziran ayı faiz kararını bugün saat 14.00’te açıklayacak. Nisan ayında politika faizini yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya çıkararak sürpriz bir artış gerçekleştiren banka, mayıs ayı enflasyonunun beklentilerin altında kalmasıyla bu kez faiz indirimi ihtimalini gündeme getirdi. Piyasalarda, Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını ne ölçüde sürdüreceği merakla bekleniyor.
Mayıs enflasyonunun düşüş göstermesi ve TCMB'nin yeniden repo ihalelerine başlaması, piyasalarda faiz indirimi beklentisini güçlendirdi. Bu süreçte bazı bankalar mevduat faiz oranlarında yaklaşık 1 puanlık indirim yaptı. Ancak uzmanlara göre bu sınırlı değişim, genel para politikasında köklü bir gevşeme anlamına gelmiyor.
3. Göz Danışmanlık Kurucusu Hikmet Baydar, “TCMB faizleri artırırken tek sebep döviz çıkışıydı. Şimdi rezervlerin artması ve enflasyondaki görünüm, faizlerin reel etkisini ağırlaştırıyor” dedi. Baydar’a göre sanayi üretimindeki daralma ve kredi maliyetlerindeki yük, faiz indirimini gerekli kılıyor. Ancak bölgede yaşanan savaş nedeniyle TCMB'nin temkinli bir yol izlemesi bekleniyor.
Faiz indirimi kararı, borsadaki şirketler açısından olumlu olarak değerlendiriliyor. Finansman maliyetinin düşmesi, özellikle kredili işlem yapanlar için avantaj yaratırken, döviz kurları üzerindeki etkisinin sınırlı olacağı ifade ediliyor. “Faiz indirimi olursa ‘ekonomi politikası yolunda’ izlenimi verir ve piyasaya olumlu yansır” değerlendirmesi yapılıyor.
Uzmanlara göre, kredi ve mevduat faiz oranları sadece Merkez Bankası kararına bağlı değil. Piyasadaki likidite darlığı nedeniyle bankalar birbirlerinden borçlanmak zorunda kalıyor ve bu durum faizlerde yüksek seyri zorunlu kılıyor. Faiz indirimi olsa bile bu durumun kredi ve mevduat faizlerine etkisi 1-2 puanla sınırlı kalabilir.
Hikmet Baydar, “Ciddi bir gevşeme için sıkı para politikasının net şekilde terk edilmesi gerekir. Bankaların kaynak erişimi kolaylaşmadan faizlerde kalıcı bir düşüş beklemek zor” ifadelerini kullandı.
