FURKAN'dan

EY İMAN EDENLER Allah'a ve Resulüne saygısızlık etmeyiniz. Allah'ın öfkesini çekmekten sakınınız. Allah herşeyi görüyor ve biliyor.(Hucurat Süresi)

EY İMAN EDENLER eğer biri sizi bir haber getirir ise onu araştırınız, hiç yoktan insan incitir pişmanlık duyarsınız.(Hucurat Suresi)

EY İMAN EDENLER birbirinizi küçük düşürücü davranışda bulunmayınız.Belki küçük düşürmeye çalıştığınız kişi sizden daha değerlidir, birbirinizin arkasından konuşmayınız, incitici ve yaralayıcı davranışta bulunmayınız.(Hucurat Suresi)

EY İMAN EDENLER zandan sakınınız (Kaynaksız ve mesnetsiz bilgiden) çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin ayıbını araştırmayınız, birbirinizin arkasından konuşmayın. Sizden biri kardeşinin ölü haldeki etini yemek ister mi..(Hucurat Süresi)

BASINDAN-1

Ankara Sanayi odası Başkanı hafta içi bir toplantıda çek yasasının cezai boyutunun eksikliğinin Türkiye ekonomisine etkisini içerir açıklamalarda bulundu.

- Türkiye'de çek bir ödeme aracı değildir.(hesapta olan paranın ödenmesi değil, olmayan paranın ileride olacağı, onunla yapılacak ödemenin umududur.)Çek Türkiye'de Finans ve sermaye kaynağıdır. Çek Türkiye ekonomisinde de bir kredidir. Bu krediye mutlaka kamusal bir ceza (teminat )oluşturulmalıdır.

-Çek'de ceza uygulamasını gözden geçirilmez ise finans açığı olan ekonomimizin ve şirketlerimizin, çeke güvensizlikle başlayacak büyük bir sermaye sıkıntısı beklemektedir. Şirketlerimizi maliyeti yüksek kredilere ve tefecilere mecbur bırakırız. Olan hepimize olur dedi. HÜRRİYET

BASINDAN-2

Olgular (olanlar), bu olguların bize algılanışını çok özel izah eden Ali Saydan Yeni Şafak'daki köşesinde ekonomik güce ilişkin açıklamaları çok yerinde idi.(Durmuş Yılmaz'dan yaptığı alıntıyla)

-Bugün geldiğimiz noktada artık paraların arkasındaki güç ne altın,ne gümüş,ne petrol ne de doğalgazdır.Kendi cebimizdeki paranın değerini(gücünü) Başbakan'a, Merkez Bankası'na, hatta Fet'e güven belirliyor yani söylediğimiz söz kullandığımız kelimeler yaptığımız dedikodular ekonomiyi etkiler hale geldi, dedi. YENİ ŞAFAK

Ali Saydam'ın söylediklerini doğrular nitelikte Asaf Savaş Akat köşesinde değerli para kendini bitirir çünkü paranın değeri artık diğer para birimlerinden paranın bolluğundan kaynaklanır. Borçlanma ise bir daha bulunamaz psikolojisi bile ekonomiyi bozar. Nasıl ki taş devrini bitişi taş kalmadığından değilse ekonomik durumda böyledir, dedi. VATAN

BASINDAN-3

Şükrü Hanioğlu Sabah gazetesindeki köşesinde;

-Türkiye çatırdar, ama asla bölünmez çünkü yaşanılan problemlerin kökü bu topraklarda yok. Olan problemler ise yaratılan problemlerdir. Problemi yaratanlar ortamdan çekilir ise ülke normalleşir, dedi. SABAH

BASINDAN-4

Sabah gazetesinden Mahmut Övür karpuz festivali nedeniyle tarım bakanı Mehdi Eker'le bulunduğu Diyarbakır'da kırklar dağın eteğindeki bina çirkinliğini bakana gösterir, Bakan'da 'o binaları yapan mütahit tanışmak için bana geldi, Ergani'liyim dedi peki dedim. Ergani'li sanatla kültürle uğraşan iki kişi söyle dedim, sustu sonra Sezai Karakoç'u ve Yaşar Özel'i bilmeyen bir Ergani'li bundan başka ne yapabilir ki' dediğini söyledi. Mahmut Övür SABAH

BASINDAN-5

Haşmet Babaoğlu köşesinde

-Artık konuşarak değil susarak anlaşılacağımıza inanıyorum, dedi. SABAH

BASINDAN-6

Bulunduğumuz bölge de yaşanılan olaylara ilişkin yazar Yusuf Kaplan Yeni Şafak'daki köşesinde:

-Bu problemler için hak ve adalet adına bu dünyaya esaslı bir söz söylemeyecek isek bu dünyada yaşamamızın bir anlamı yoktur. Maalesef Müslümanlar olarak bu dünyaya esaslı sözler söyleyecek entelektüel bilgi birikimine,özgüvene komplekssizliğe sahip değiliz yani bizde yokuz, dedi. YENİ ŞAFAK

BASINDAN KALAN GÜLDÜRENLER

Başkent'de Kayseri günleri nedeniyle Yavuz Donat Kayseri fıkraları yazdı.

Başbakan Kayseri'de Haziran ayındaki konuşması başlamadan Kayseri belediye başkanına döner.

-Kalabalık biraz zayıf mı? der.

Kayseri Belediye başkanı bir fıkra ile başbakana olayı izah etmiş;

-Kayseri'li tüccar ölüm döşeğinde ailesi yatağının başında, can çekişen tüccar kısık bir ses ile 'büyük oğulum nerede?' der. Oğluburadayım baba der. Ortanca oğlum nerede? der. Ortanca oğlu bende buradayım baba der, ses tonu yükselir ya küçük oğlum nerede der, küçük oğlu emret babacığım buradayım der.

Adam son gayretle kalkar gibi olmuş Lan dükkanı kime bıraktınız ? der, yüksek sesle.

Belediye Başkanı fıkrayı anlattıktan sonra Sayın Başbakanım Kayseri'li sizin için dükkanı kapattı, meydana geldi, der.

.