Market rafları renkli ambalajlarla dolu, ama o parlayan paketlerin arkasında yazanları gerçekten kaç kişi okuyup anlıyor? Günümüzde artan kronik hastalıklar, gıda alerjileri ve sağlıklı beslenme bilinci, tüketicilerin artık sadece “tadı güzel mi?” sorusunu değil, “içinde ne var?” sorusunu da sormalarına neden oluyor. Peki ama bu içerikler nasıl okunur? Hangi kodlar risk taşır? Hangi ifadeler masum görünse de aslında endişe vericidir?

Etiket Okuma Bilinci:

Bir gıda ürününün etiketinde yer alması gereken bilgiler Türk Gıda Kodeksi’ne göre zorunludur. Bu bilgiler genellikle ürünün arka yüzünde veya yan tarafında, küçük puntoyla yazılır. Etikette olması gereken başlıca bilgiler şunlardır:

  • Ürün adı ve içindekiler listesi
  • Net miktar
  • Son tüketim tarihi (STT) veya tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT)
  • Üretici firma bilgisi ve kayıt numarası
  • Besin değerleri tablosu
  • Alerjen uyarıları
  • Katkı maddeleri ve E kodları

Bu bilgiler sadece formalite değil, bilinçli tüketici için yönlendirici bir pusuladır.

Paketli Gidalarin Tuketim Suresi Neden Onemli

“İçindekiler” Listesi Sırayla Yazılır

Etiketteki içerik listesinde maddeler, kullanım miktarına göre azalan sırayla yer alır. Yani listede ilk yazılan madde, üründe en fazla bulunan bileşendir. Örneğin, bir meyve suyunda “su, şeker, meyve suyu konsantresi” yazıyorsa, içeriğin büyük bölümünü su ve şeker oluşturur.

Bu detay, “meyveli mi, şekerli mi?” ayrımını anlamak açısından çok önemlidir.

E Kodları: Her “E” Kötü müdür?

“E” kodları, Avrupa Birliği tarafından gıda katkı maddelerine verilen tanımlayıcı numaralardır. Her “E” zararlı değildir; bazıları doğal kaynaklıdır. Ancak bazıları dikkatle tüketilmelidir. İşte bazı örnekler:

  • E100–E199 (Renklendiriciler)
    Doğal olanlar (E100 - kurkumin gibi) genellikle güvenlidir. Ancak bazı sentetik boyalar (örneğin E102 – tartrazin) hassas bünyelerde alerjiye neden olabilir.
  • E200–E299 (Koruyucular)
    Özellikle E211 (sodyum benzoat) ve E250 (sodyum nitrit) gibi maddeler, yüksek tüketimde kanserojen etki gösterebilir.
  • E400–E499 (Kıvam arttırıcılar, emülgatörler)
    Genel olarak güvenli kabul edilseler de bazı katkılar (örneğin E466 – karboksimetilselüloz) bağırsak florasını olumsuz etkileyebilir.

Uzman önerisi: E kodu varsa hemen panik yapmayın, ama hangisinin ne olduğunu öğrenmeden de tüketmeyin.

Şekerin Maskelenmiş Hâli:

Etikette “şeker” sadece “şeker” olarak geçmez. Aşağıdaki isimlerle listelenen maddeler de aslında şeker türleridir:

  • Glikoz şurubu
  • Fruktoz
  • Mısır şurubu
  • Dekstroz
  • Sakkaroz
  • Maltodekstrin

Bu ifadeleri gördüğünüzde, ürünün şeker içeriğini yeniden değerlendirin. Birçok işlenmiş gıda ürününde bu tür şekerler tat artırıcı olarak bolca kullanılır.

“Doğal Aroma” Gerçekten Ne Demek?

Etikette sıkça karşımıza çıkan “doğal aroma” ifadesi, sanıldığı kadar basit değildir. Doğal aroma, gerçek meyveden elde edilen tat verici bir öz olmayabilir. Yasa gereği bu terim, doğal kaynaklı kimyasal işlemlerle elde edilen tatlandırıcıları da kapsar. Bu da tüketiciye eksik bilgi verilmesine neden olabilir.

“Trans Yağ Yoktur” İfadesi Aldatıcı Olabilir

Trans yağlar, özellikle margarin ve endüstriyel unlu mamullerde bulunur. Ancak mevzuata göre ürün 100 gramda 0,5 gramdan az trans yağ içeriyorsa, “trans yağ içermez” yazılabilir. Bu da düzenli tüketimde vücuda fark edilmeden trans yağ girmesi anlamına gelir.

Paketli Gidalar 4

Kışın Kalp Krizi Riski Neden Artıyor? Uzmanlar Uyarıyor Soğuk Havada Kalbinizi Böyle Koruyun!
Kışın Kalp Krizi Riski Neden Artıyor? Uzmanlar Uyarıyor Soğuk Havada Kalbinizi Böyle Koruyun!
İçeriği Görüntüle

Son Kullanma Tarihi ile Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi Aynı Değildir

  • STT (Son Tüketim Tarihi): Gıda güvenliği açısından önemlidir. Bu tarihten sonra tüketim sağlık riski oluşturabilir.
  • TETT (Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi): Kaliteyle ilgilidir. Bu tarihten sonra ürün bozulmaz ama lezzet ya da besin değerinde azalma olabilir.

Tarihi geçen ürünün çöpe atılıp atılmayacağını belirlemeden önce bu ayrımı bilmek gerekir.

Alerjen Uyarılarını Atlamayın

Etiketlerde genellikle “alerjen içerikler koyu yazılmıştır” ya da “şunları içerebilir” gibi ifadeler bulunur. Bu bilgiler özellikle yumurta, süt, soya, gluten, fıstık, ceviz gibi alerjenlere karşı hassasiyeti olanlar için hayati öneme sahiptir.

Etiket okumak zaman alabilir, gözlük gerekebilir, hatta can sıkabilir. Ama sağlığınız için yapabileceğiniz en etkili şeylerden biridir. Ne yediğinizi bilmek, reklamların değil bilimin rehberliğinde seçim yapmaktır.

Kaynak: HABER MERKEZİ