Merhabalar!

Malum ülke gündemi yine yoğun… Ama ülke gündemini okuduğunuz birçok gazete ve birçok köşe yazısı, zaten mevcut yaşadığımız şehri ve yaşadığımız şehirde yaptığımız işleri yazıyor olmak bizim için daha önemli. Sanki şehrimizi değiştirirsek, yaptıklarımızı değiştirirsek, ülkemizi değiştirebiliriz diye düşünüyorum.

Çok mu ütopik oldu bilmiyorum ama bir yerden başlamak lazım.

Geçenlerde mahallemizde dolaşırken, yeni yapılan bir parkın içinden geçtim. Bu park, her sabah belediyemizin temizlik görevlileri tarafından düzgün bir şekilde temizlenen parklardan birisi. Ancak daha 3-4 yıl olmamasına rağmen parktaki birçok spor aletinin bozulduğunu ve parktaki yürüyüş alanlarının, çocuk alanlarının altındaki yumuşak asfaltların kaldırıldığını gördüm.

 Ben bir vatandaş olarak, İnegöl Belediyesi'nin 153 Beyaz Masa'nın yeni ismi İnegöl Çağrı merkezi veya Hizmet Masası Hizmetini sürekli kullananlardan biriyim. Sağ olsunlar şimdiye kadar birçok konuyla ilgili yazdığımızda hızlıca cevap verdiler ve bu sorunları çözüme kavuşturdular.

Parkın içinde gezerken şunu düşündüm; “Şimdi burada belediyenin suçu ne?”

Sabahtan akşama kadar bu parkta oynayan çocuklara, yerlere çöp atmamayı öğretti dediğimiz; öğretemeyen aileler, öğretemeyen okullar, öğretemeyen öğretmenler…

İngiltere'den Dönüşünü Anlatıyor: "Türkiye'ye Şükrediyorum" İngiltere'den Dönüşünü Anlatıyor: "Türkiye'ye Şükrediyorum"

Veya üzerinde oynadığı bir oyuncağa zarar vermemesi gerektiğini anlatamayan anne babalar, anlatamayan öğretmenler, anlatamayan toplum…

 Veya üzerine yazı yazılmaması gerektiğini veya yumuşak asfaltın, üzerinde yürünecek bir şey olduğunu, sökülüp paramparça edilmemesi gerektiğini, kim anlatacak bu çocuklara bilmiyorum.

 Bunların hepsi bizim çocuklarımız, bizim mahallemizin çocukları, annelerini babalarını tanıdığımız çocuklar… Bu çocuklara neden bir şeyler anlatmıyorlar diye düşünüyorum bazen.  

Sonra baktığında anneleri babaları eğitimli bu insanların, anneleri babaları eğitimli bu çocukların. ama çocuklarda bir sorun var. Bir türlü çözemediğim bir öfke var. Bir türlü çözemediğim bir çevreyi kirletme dürtüsü var. Bir türlü çözemediğim bir şeylere zarar verme duygusu var.

Bu çocukların maddi anlamda sorunları yok. Benim gözlemlediğim çocuklardan bahsediyorum. Ama bu çocukların psikolojik ve manevi anlamda sorunları çok büyük. En çok dikkat ettiğim şey, çocukların sosyalleşmek adına, kendilerini ifade etmek için seçtikleri yol; bir şeylere zarar vermek… O da bizim parkımız, bizim kullandığımız spor aletleri, bizim yürüyüş yaptığımız yürüyüş yolları, bizim temiz tutmaya çalıştığımız sokak, bizim korumak için uğraştığımız ağaçlar, vesaire olabiliyor.

 Yani burada çözmemiz gereken şey; bu çocukların neden bu çevreye zarar verdiğini, bu çocukların neden yerlere çöpe attığını ve bu çöpü atmaktan rahatsız olmadıklarını, bu çocukların neden sürekli bir kavga, bir öfke ve bir vurdum duymazlık halinde olduklarını çözmemiz gerekiyor.

 Bu çocuklar, eğitimli, zengin ailelerin çocukları… Ha bu arada hangi park olduğunu söyleyemiyorum.

Bir de şaşırdığım şey; bu çocuklar maalesef doğru düzgün bir şekilde üç beş cümleyi bir araya getiremiyorlar. Sabahları bazen çok erken kalktığımda çocuklarımızı hala parkın bir köşesinde, sabah 5-6 gibi oturuyor halde buluyorum. Kendileriyle konuşuyorum, sohbet ediyorum, ne yaptıklarını soruyorum, maalesef üzülerek gördüğüm, müthiş bir oyun bağımlılığı ve kendilerini ifade etmek için seçtikleri yolun, sadece küfür etmek, kabaca davranmak ve insanların dikkatini çekmek için ahmakça ortalığı pisletmek olduğunu görüyorum.

Şimdi, hazır okullar açılacak. Okullar açıldığı zaman öğretmenlerimizin, annelerimizin, babalarımızın, bu çocuklarla bir daha, yeniden konuşması gerekiyor.

Bu çocukların dertlerini öğrenmek, bu çocukların dertlerine çözüm bulmak, bu çocuklarla oturup konuşmak, bu çocukların oynadıkları oyunları anlamak, bu çocukların neden küfür ettiklerini sorgulamak, bu çocukların neden çevrelerine zarar verdiklerini sorgulamak, sanırım önce anne ve babaların, sonra öğretmenlerin, sonra da bu toplumun en hayati işi.

Bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, önce evimizi, sonra okullarımızı, sonra şehrimizi değiştirmek zorundayız.

 Eğer bu şehir değişsin istiyorsanız, çocuklarınızdan başlayın. Eğer bu şehir değişsin istiyorsanız önce kendinizden sonra da çocuklarınızdan başlayın, diyorum.

 Haftaya görüşmek üzere…

Haftaya; “BUSKİ ne yapmak istiyor?” İnegöl ve Alanyurt'taki su kesintilerinin sebebi nedir” sorularının cevabını köşe yazımızda bulabilirsiniz.

ÖZGÜR YILDIRIM

Editör: Fırat Çelik