Milli Mücadele'nin, İnegöl'e en etkili yansıması Birinci ve İkinci İnönü savaşları ile Sakarya savaşı sonrasında ortaya çıkmıştır ki bu dönemde İnegöl, 10 Ocak 1921 ve de 01 Nisan 1921 tarihleri arasında geçici olarak iki defa 13 Eylül 1921 tarihinden 6 Eylül 1922 tarihine kadar ise kesintisiz olarak üçüncü kere Yunan askeri birlikleri tarafından işğale uğramıştır .

İşgal dönemlerinde İnegöl coğrafyasında kuva-yı milliye adına yapılan askeri harekata gelince, bunları şöyle özetlemek mümkün olacaktır: Teğmen Hüsnü (Güven'in) Bey'in milis kuvvetleri ile Gürcü Derviş Bey çetesi'nin, birinci İnönü muharebesi öncesinde müştereken gerçekleştirdikleri "Çukur-Köprü Baskını" olmuştur.Çukur Köprü baskınından sonra Cerrah ve Yenice beldelerinde meskun gayr-i müslimler tarafından gerçekleştirilen bir provoke olay nedeniyle vuku bulan "Doma Köy Faciası" gerçekleşmiştir.

6 Eylül 1922 tarihinden itibaren İnegöl, Yunan işgalinden fiilen kurtulmuş ise de Kazanca-Çatal Tepe'deki Yunan savunma hattını ele geçirmekte Türk askeri birlikleri, oldukça zorlanmış ve bir çok şehit verilmiştir.

Bu nedenle Kazancı-Çatal Tepe'de kurulmuş olan Yunan savunma hattının çökertilmesi sırasında şehit düşen askerler ve "İnegöl olayları" diye anılan müessif olayda hayatını kaybedenler de milli mücadelenin İnegöl'e yansıması şeklinde algılanmalıdır.

27 Temmuz 1920'de vuku bulan " İnegöl olayları"nın tabii bir sonucu olarak merkezi Pazarcık ilçe'sinde bulunan ve "ayıcı" lakabı ile tanınan ve de Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın sınıf arkadaşı olan Yarbay Arif Bey'in komutasındaki 11'nci Piyade Tümen birlikleri, İnegöl kasaba merkezini de içine alan bir askeri örtme birliğidir.

Bu tümene bağlı askeri birlikler, Ahi dağı dahil tüm İnegöl coğrafyasının sorumluluğunu üstlenmiş bir askeri birliktir. Abaza İzzet Çetesi, İnegöl'ü basmış ve yerel yöneticilerden çetenin ihtiyaç duyduğu para ve malzemenin tedarikini istemiştir. İstekleri yerine getirilmeyince de o devirdeki İnegöl hükumet konağı önünde silahlı bir çatışma vuku bulmuş ve maalesef bu çatışmada çete reisi dahil 60 kişi hayatını kaybetmiştir.

İşte bu olay üzerine İnegöl belediye başkanı merhum Osman Bey, maksadını ve de haddini aşan bir üslup ile 11 inci piyade tümen komutanı Yarbay Arif Bey nezdinde şikayette bulunmuştur. Yapılan bu şikayet üzerine "ayıcı" lakabı ile tanınan 11 inci piyade tümen komutanı Yarbay Arif Bey, gönderdiği iki tabur asker ile İnegöl'ü kuşatmış ve olayı tahkik ettirmiştir.

Yapılan tahkikat sonunda, Abaza İzzet çetesi mensupları kadar başta İnegöl belediye başkanı merhum Osman Bey olmak üzere İnegöl yerel yöneticileri de bu olayda suçlu bulunmuştur. Bu nedenle başta belediye başkanı Osman Bey olmak üzere yerel yöneticilerin hepsi görevden alınmış ve İnegöl'de Laz İsmail Efendi'nin başkanlığında ve de kuva-yı milliye taraftarı yeni bir yerel yönetim oluşturulmuştur .

11'nci piyade tümen komutanı ve Mustafa Kemal Paşa'nın sınıf arkadaşı olan Yarbay Arif Bey'in yeniden yapılandırmış olduğu bu yeni yerel yönetim kadrosu, Cumhuriyetin ilan edildiği ve inkılapların, süratle uygulanmaya konduğu yıllarda da uzun süre iş başında kalmıştır.

Sözgelimi, Pazarcıklı Ahmed Hamdi Efendi'nin, uzun yıllar İnegöl belediye başkanlığı'nı uhdesinde tutması dikkat çekicidir. Muhtemelen bu zat, Mustafa Kemal Paşa'nın sınıf arkadaşı ve "ayıcı" lakabı ile tanınmış olan 11 inci piyade tümen komutanı Yarbay Arif Bey ile yakın ilişkisi olan bir kişi olsa gerektir.

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR