Mersin’in deprem riskiyle ilgili sorular sıkça gündeme geliyor: “Gerçekten büyük bir sarsıntı bekleniyor mu?”, “Şehir doğrudan bir fay hattının üstünde mi?”, “Risk nerelerde daha fazla?” gibi merak edilen konular var.
Mersin’de Deprem Riski Nasıl Değerlendiriliyor?
- Mersin, resmi haritalarda 3. derece deprem bölgesi olarak yer alıyor. Bu, yüksek risk bölgeleriyle kıyaslandığında daha düşük ama risksiz demek değil.
- Kent, doğrudan büyük bir fay hattının tam üstünde olmasa da çevresinde aktif fay sistemleri bulunuyor. Bu faylar, özellikle Mut, Silifke, Tarsus hattında yer alıyor.
- Uzmanlar özellikle sahil kesimlerinde alüvyon dolgu zeminlerin yoğun olduğunu belirtiyor; bu zeminler, deprem anında sarsıntıyı artırıcı etkiye sahip olabilir.

Uzmanlardan Uyarılar ve Açıklamalar
- Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Mersin’in Ecemiş Fay Zonu’nun güney ucunda yer aldığına dikkat çekerek bölgedeki sismik hareketliliğin etkili olabileceğini belirtiyor.
- Mersin çevresinde yaşayanlar, eski yapı stoklarına dikkat çekiyor. 2000 öncesi yapılmış yapıların denetimsizliği, aşırı gevşek zemin ve yetersiz yapı kalitesi, riskin daha da yükselmesine neden olabiliyor.
- Kentin bazı bölgelerinde yapılaşma kontrolü zayıf kalıyor. Plansız yapılaşma, imar hataları ve yapı güçlendirme eksiklikleri eleştiriliyor.
Hangi Bölgeler Daha Tehlikeli?
- Sahil şeridi, özellikle Mezitli, Yenişehir ve Akdeniz ilçeleri: Zemin yapısı dolayısıyla daha hassas bölgeler olarak gösteriliyor.
- Aktif faylara yakın bölgeler: Tarsus, Silifke ve Mut çevresinde yer alan alanlar riskli sınıfta değerlendiriliyor.
- İç kesimler: Daha stabil zeminli bölgeler de bulunuyor; bu bölgelerde yapıların durumu ve kalite büyük belirleyici olacaktır.
Alınması Gereken Önlemler Ne Olmalı?
- Yapı güvenliği kontrolü: Özellikle eski yapılar denetlenip güçlendirilmelidir.
- Zemin etüdü ve mikro bölgeler: İnşaat planlarında zemin yapısı dikkate alınmalı.
- Kentsel dönüşüm: Riskli binaların yenilenmesi teşvik edilmeli.
- Toplumsal farkındalık: Her evde deprem çantası, acil durum planı olmalı; okullarda ve iş yerlerinde tatbikat yapılmalı.
- İmar ve planlama politikaları: Dere yatakları, sahil dolgu alanları gibi hassas zeminlerde yapılaşma sınırlandırılmalı.
Mersin, yüksek risk illeriyle kıyaslandığında avantajlı yönlere sahip olabilir; ancak bu avantaj rehavete dönüşmemeli. Alüvyon zemin, eski yapı stoğu ve aktif faylara yakın bölgeler nedeniyle dikkatli olmak şart.
Kaynak: HABER MERKEZİ




