İNEGÖL’DE İLK DERGİ: SON YARIMAY (1936 – 1949)-2
İnegöl’ün ilk süreli yayını/ilk gazetesi olan Son Yarımay Dergisi, 15 Temmuz 1936 Çarşamba günü yayın hayatına başladı. Dergi,
Halkevi çatısı altında faaliyet gösteren Köycülük Komitesinin yayın
organıdır. “Son Yarımay İçinde Acunda Öğrenmeğe Değer İşler”
başlığını taşıyan dergi, iki haftada bir yayımlanmakta idi. İki sütun
üzerinde dört sayfalık bir dergi olarak yayın hayatına başladı. Bursa
Yeni Basımevi adında bir matbaada basılmıştır. Dergi, Cumhuriyetimizin 14. Yılına denk gelen 29 Ekim 1936 tarihli sayısında ilk kez
birinci sayfasında renkli bir baskı yaptı.
İlk sayısının içeriğine göz atalım: İlk sayıda bizzat gidilen köylerle ilgili izlenim yazıları verilmiştir. Mesela, İnegöl’ün yakın ve eski
köylerinden Hamzabey Köyünde alelâde eski köy meydanından bir
cumhuriyet alanı kotarılmaya çalışıldığı; ancak yeterli özenin gösterilmediğine dikkat çekilmiştir. Aynı sayıda bu kez olumlu bir örnek
olarak Hocaköylülerin meyvecilikten kazandıkları paradan ortak
bir pay ayırarak, köylerinin cumhuriyet meydanını güzel bir biçimde düzenlemeleri gösterilmiştir.
1937’de Akhisar Köyünde Cumhuriyet bayramı dolayısıyla yapılan tak pek beğenilmiştir. Ondan daha da önemlisi Tahtaköprülülerin çok güzel bir okul binası yaparak hizmete açmaları takdire
şayan görülmüştür. Derginin ilerleyen sayılarının hemen hepsinin
sonunda değişmeyen slogan: “Vatandaş,Geldiğin Yere Artık Dönmeyeceksin, Burada Türkçe Konuş!” sloganları oldukça manidârdır.
Malum, İnegöl bir göç toplanma merkezi gibidir ve burada Boşnakça, Arnavutça, Gürcüce …v.s. çok sayıda dil konuşulmaktadır. Artık
ortak resmî dil olarak Türkçe herkes tarafından öğrenilmelidir.
İşte, Son Yarımay’ın önemli bir misyonu da Türkçeyi hâkim kılmaktır.
Son Yarımay’ın 5. sayısından itibaren “Sağlık Köşesi” adı altında
bir bölüme yer verilmiştir. Bazı yerlerde müşahade edilen enteresan geleneksel tedavi yöntemlerinden zaman zaman örnekler de
sunulmuştur. Örneğin, Şibali’de fıtıklı hastaların hastaneye ameliyata götürülmek yerine, köyün çamlığına götürülüp, ağacın içinden
geçirilmesi uygulaması gibi akıllara durgunluk veren durumlar
olumsuz örnek olarak zikredilmiştir.
Son Yarımay Dergisi’nin birçok sayısında üreticiye bilhassa
modern zirai üretim hakkında rehberlik yapmak amacı güdülmüştür. “Tütün Ekicilerine Öğüt”, “Bağcılıkta başlıca Hastalıklar ve
yapılması gereken aşılar”… gibi başlıklar etrafında modern bir zirai
ekimin nasıl olması gerektiği hakkında üretici kesim bilinçlendirilmeye çalışılmıştır.
Son Yarımay’ın 22. Sayısındaki “Köylü Kardeş” başlıklı dikkat
çekici ilanda: “Her zaman sıcak bir ortamda oturulacak, radyo dinlenilebilecek, gazete-kitap okunacak, her zaman-herkese açık” olan
bu eve köylü vatandaşın tereddütsüz girmeleri istenerek, köylüye
şöyle seslenmiştir: “Benim üstümdeki elbiseler eski, ben öyle yerlere
giremem diye düşünme! Bu yerler senindir”. Halkevinde halkın dilekçe ve sair resmi yazışma işleri için hokka, kalem, kağıt gibi şeyler
bulunduğu; bunları kullanmanın ücretsiz olduğu ve hatta istenirse
oraya buraya katip/arzuhalci peşinde koşmak yerine halkevindeki
yetkililerden yararlanılabileceği belirtilmiştir.
Son Yarımay, her ne kadar köy ve köycülük ağırlıklı bir içeriğe
sahip olsa da; İnegöl şehir merkezi ile ilgili muhtelif bir takım haber
ve yazılara da yer vermiştir. Bu yazılanlardan yola çıkarak şehir
merkezinin o dönemdeki durumu, yapısı hakkında fikir edinmek
mümkündür. 1930’larda İnegöl gibi henüz özel eğlence ve kültür
mekanlarının bulunmadığı bir kasabada özellikle kış mevsimlerinde halkevi binası hemen her şubesiyle halk için bir toplanma yeri;
bir çekim merkezi konumunda olmuştur. Mesela 1937 yılının ilk ayı
boyunca Gösterit Şubesi’nin düzenlemiş olduğu “Kozanoğlu” adlı
tiyatro oyunu tam üç tane gösterim yaparak, şehir merkezindeki
ahalinin neredeyse tümü tarafından ilgiyle izlenmiştir. Aynı oyun bu
kez Şubat ayında da köylerden gelenler için tekrar sahnelenmiştir.
(YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)
SALİH EROL