Sosyal medya, artık yalnızca yaşayanların değil, ölenlerin de sessizce varlığını sürdürdüğü bir alan haline geldi. Facebook’ta bir arkadaşınızın doğum günü hatırlatması, artık hayatta olmadığını bildiğiniz biri için geldiğinde ne hissediyorsunuz? Peki ya son paylaşımının altına yıllar sonra hâlâ yorumlar düşüyorsa? Dijital mezarlıklar, hayatın kaçınılmaz sonuna teknolojiyle yaklaşmanın yeni yüzü olarak karşımızda duruyor.
Hesaplar Ölünce Ne Oluyor?
Bir kişi hayatını kaybettiğinde, sosyal medya platformları bu durumu resmi olarak bildiren yakınlarına bazı seçenekler sunuyor. Örneğin:
- Facebook, vefat eden kişinin hesabını “anma sayfası”na dönüştürebiliyor. Bu sayfalar hala arkadaşlarının yorum bırakabileceği, ancak algoritmalar tarafından önerilmeyen bir forma geçiyor.
- Instagram da benzer şekilde bir “anı profili” haline getirilebiliyor.
- Twitter (X), yalnızca resmi ölüm belgesi sunulması durumunda hesap kapatma işlemi yapıyor.
- TikTok ve LinkedIn gibi platformlardaysa daha sınırlı uygulamalar söz konusu; bazı durumlarda hiç müdahale edilmiyor.
Ancak sorun şu ki, dijital varlığın ölümden sonra ne olacağı çoğu zaman kişinin hayattayken belirlemediği bir konu. Hesapların açık kalması, zamanla duygusal bir yük haline gelebiliyor.
Dijital Vasiyet Trend Oluyor mu?
Giderek daha fazla insan, dijital varlıklarını yönetmek için vasiyetlerinde sosyal medya hesaplarına dair açık talimatlar bırakıyor. Bu kavram, “dijital vasiyet” olarak biliniyor. Özellikle yurt dışında bazı ülkelerde yasal çerçevesi oluşmaya başladı bile.
Dijital vasiyette şu maddeler yer alabiliyor:
- Hangi hesaplar kapatılmalı?
- Hangileri anı profiline dönüştürülmeli?
- Fotoğraflar, yazışmalar gibi veriler kime teslim edilmeli?
- Parola bilgileri nasıl erişilebilir olmalı?
Dijital Mezarlıklar Yeni Bir Alan mı Olacak?
Bazı teknoloji girişimleri, artık ölen kişilerin tüm sosyal medya izlerini tek bir sayfada toplayarak “dijital mezarlık platformları” geliştiriyor. Bu platformlar; merhumun hayatından anıların, videoların ve fotoğrafların saklandığı, tıpkı fiziksel bir mezarlık gibi ziyaret edilebilen dijital alanlar yaratmayı hedefliyor.
Bu sistem, hem duygusal bir teselli aracı hem de anıların korunması için dijital bir çözüm sunuyor. Ancak bu platformların etik boyutu da oldukça tartışmalı.
Hukuki Boşluklar ve Mahremiyet Tartışmaları
Türkiye’de ölen bir kişinin sosyal medya hesaplarına kimin erişebileceği konusunda net bir yasal düzenleme yok. Bu da çoğu zaman aile bireylerinin platformlarla yazışmalara girmesine, hatta mahkemelere başvurmasına neden oluyor.
En çok tartışılan sorulardan biri:
Bir insan öldüğünde dijital izleri de onunla birlikte kapatılmalı mı, yoksa geride kalanlara mı ait olmalı?