Çanakkale'nin Biga ilçesinde, boşanma aşamasındaki eşini öldüren ve cesedini kardeşiyle birlikte hafriyat alanına gömen Fırat Yıldızhan'ın ifadesi kan dondurdu.

Boşanma aşamasındaki eşini öldüren Fırat Yıldızhan, savcılıktaki ifadesinde, eşiyle 8 aydır ayrı yaşadıklarını ve olay günü arkadaşı A.Ö.'nün aracını kullanarak kardeşi Yağız Yıldızhan ile birlikte Saliha ile konuşmak için Lapseki'ye gittiğini söyledi.

Saliha Gizem'den haber alamayan ailesi durumu polise bildirdi. Polis ve jandarma ekiplerinin titiz çalışması sonucu, Saliha'nın Fırat Yıldızhan ile birlikte ilçeden ayrıldığı belirlendi ve ardından korkunç gerçek ortaya çıktı.

Fırat Yıldızhan savcılıktaki ifadesinde, "Cebimdeki saman balya ipini Saliha'nın boğazına dolayıp, sıkmaya başladım" diyerek, eşini nasıl öldürdüğünü anlattı. Bu itiraf, olayın şoke eden detaylarını gözler önüne serdi.

"Üzerini moloz ve toprak ile kapattık" diyerek, Saliha Gizem'in cansız bedeninin nasıl gizlendiğini anlatan Yıldızhan, suçunu adım adım itiraf etti.

Genç Gazete Kadın Cinayeti (2)

Şanlıurfa’da suya giren çocuk boğuldu Şanlıurfa’da suya giren çocuk boğuldu
"Ne yapacağımı bilmiyordum. 22 Şubat, oğlumun doğum günü. O güne kadar yakalanmamak için cesedi saklamaya çalıştık." - Fırat Yıldızhan

"Gidiş amacımız, Saliha ile konuşmaktı. Saliha ile konuşup ya boşanmaya karar verecektik ya da evliliğimizi sürdürecektik. Problemlerimiz esnasında konuşurken Saliha bana hitaben 'seni defalarca aldattım' söylemlerinde bulununca, sinirime hakim olamadım ve cebimdeki saman balya ipini Saliha'nın boğazına dolayıp, sıkmaya başladım. Bu esnada Saliha bana karşı çıkmaya çalışıyordu. Kardeşim Yağız Yıldızhan da kolumdan tutarak beni engellemeye çalışıyordu. Kardeşimi ittirerek karışmaması gerektiğini söyledim. Saliha'nın direnmesi esnasında bir ara elimdeki ipi yere düşürdüm. Bunun üzerine elim ile boğazını hareketsiz kalana kadar sıktım. Hareketsiz kalınca sıkmayı bıraktım. Bu esnada arabayı hareket ettirdik ve Lapseki içinde turlamaya başladık. O esnada yanlış kontrol etmediysem, Saliha'nın nabzı atıyordu. Ancak ölmesini istediğim için hastaneye götürmedim. Bir müddet sonra öldüğünü fark ettim. En sonunda Biga'ya doğru yola çıktık. Çavuşköy girişinde sol taraftaki tarlaların kenarındaki su kanalının bulunduğu çukura Saliha'yı çekerek koydum. Yakındaki mezarlıktan almış olduğumuz kazmalarla üzerini moloz ve toprak ile kapattık. Çünkü kendime gelmeye başlamıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. 22 Şubat, oğlumun doğum günü. O güne kadar yakalanmamak için cesedi saklamaya çalıştık. Doğum gününden sonra kendim teslim olacaktım. Kardeşim Yağız, bu süreçte beni engellemeye çalıştı. Ancak ölüm olayı gerçekleştikten sonra o da korkarak gömülmesine yardım etti. Olay Saliha'nın beni tahrik etmesi sonucu oluşan öfke ile meydana gelmiştir." - Fırat Yıldızhan

 olay günü ağabeyi Fırat Yıldızhan ile kahvehanede karşılaştıklarını isöyleyen Yağız Yıldızhan ise, "Köydeki arkadaşından aracını ödünç aldığını, gezeceğini söyledi ve Lapseki ilçesine doğru gittik. Lapseki ilçesine geldiğimizde yengem Saliha Gizem Yıldızhan'ı aradı. Bunun üzerine yengem yanımıza geldi. Ağabeyim ile yengem ön koltukta oturuyorlardı, ben arka koltuktaydım. Aralarında konuşmaya başladılar. Ağabeyim, yengemin kendisini aldattığını ima ediyordu. Yengem ise kabul etmiyordu. Konuşma bu minvalde ilerledi ve şiddeti artmaya başladı. Bir süre sonra ağabeyim, yengemin boğazını sıkmaya başladı. Ağabeyim, daha öncesinde yengemin astım hastası olduğunu söylemişti. Ben de bu nedenle müdahale etmek istedim. Ayırmaya çalıştığım esnada ağabeyim bana tokat atıp, vurdu. Bunun üzerine ben de 'ne haliniz varsa görün' diyerek koltukta oturup, beklemeye başladım. Ağabeyim yengemin boğazını uzun bir süre eliyle sıktıktan sonra cebinden çıkardığı örülü vaziyetteki balya ipini yengemin boğazına doladı ve tekrar sıkmaya başladı. Yengem hareketsiz kaldıktan sonra 'öldü' diyerek arka koltuğa benim yanıma koydu. İlk başta korktuğum için müdahale edemedim. Akabinde şoka girmiştim, ne yapacağımı bilmiyordum. Araç ile dolaştıktan sonra Biga ilçesine geldik. İlk başta yengemin cesedini köprüden çaya atmak istedik. Ancak yengem çok kilolu olduğundan kaldıramadık. Bunun üzerine Çavuşköy'deki tarlaların yanındaki su kanalı için açılmış çukura attık. Üzerini de molozlar ve toprak ile kapattık" diye ifade verdi.

ASAYİŞ HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Editör: TUNCAY ŞENTÜRK