İslam, insan hayatının kutsallığını vurgulayan bir din olarak, yaşam desteği ve ceninlerin hayatının sonlandırılması gibi hassas konularda belirli yönlendirmeler sunar.

Modern tıbbın sunduğu seçenekler ve dini inançlar arasındaki dengeyi bulmak ve doğru olanı tercih etmek gerekiyor. Bu haberde, İslam hukukunun bu konulardaki yaklaşımını detaylı bir şekilde inceliyoruz.

Genç Gazete Yaşam Desteğine Bağlı Hastanın Fişini Çekmek Dinen Caiz Mi   (3)

Yaşam Desteğinin Sonlandırılması Üzerine İslami Görüşler nelerdir?

Yaşam desteğinin sonlandırılması, İslam hukukunda detaylı şekilde ele alınan bir konudur. Din İşleri Yüksek Kurulu'nun mütalaası ve İslam Fıkıh Akademisi'nin kararları, bu konuda belirleyici olmuştur. İslam'da canın kutsallığı, Allah'a ait olduğu ve sadece meşru sebeplerle sonlandırılabileceği vurgulanmaktadır.

Genç Gazete Yaşam Desteğine Bağlı Hastanın Fişini Çekmek Dinen Caiz Mi   (2)

Din İşleri Yüksek Kurulu'nun kararı

"Yaşam desteğinin sonlandırılmasının dinî hükmü nedir?" sorusuna Din İşleri Yüksek Kurulu, 14.12.2006 tarihli mütalaasında şu cevabı vermiştir:

Yaşam destek ünitesine bağlı bir kişi;

a) Beynin kesin olarak bütün fonksiyonlarını yitirdiğine,

b) Bu durumdan geri dönüşün artık imkansız olduğuna uzman tabiplerce karar verilmesi şartıyla yaşam destek ünitesinden çıkarılabilir.

Kaynak: Din İşleri Yüksek Kurulu, 14.12.2006 tarihli mütalaası; Kararatu ve Tavsiyatu Mecmei’l-Fıkhi’l-İslami, BAE, 2011, Karar no: 17 (5/3), s. 114-115)

Zilkade ayı ne zaman? Zilkade ayının önemi nedir? Zilkade ayı ne zaman? Zilkade ayının önemi nedir?

Genç Gazete Yaşam Desteğine Bağlı Hastanın Fişini Çekmek Dinen Caiz Mi   (5)

Beyin Ölümü ve Yaşam Desteği nedir?

Tıp, beyin ölümünü şöyle tanımlıyor:

Beyin ölümü; beyin sapında gerçekleşerek beynin tamamen çalışmayı durdurması demektir. Hastanın bu durumda solunumun makinelerle canlı tutulması durumuna da beyin ölümü denir.

Beyin ölümünü, Bitkisel hayat veya koma ile karıştırmamak gerekir.  Beyin ölümünde, beyin sapı denilen özel beyin bölgesinin fonksiyonları geri dönülmez şekilde yok olur.

Genç Gazete Yaşam Desteğine Bağlı Hastanın Fişini Çekmek Dinen Caiz Mi   (4)

Beyin ölümü gerçekleşen bir hasta ne kadar yaşar?

Bu süre maksimum 72 saattir. 

Beyin ölümü kararını kim verir? 

4 uzman hekim ayrı ayrı vakayı değerlendirerek beyin ölümü olduğuna karar verir ve raporu imzalarlar. Bu 4 hekimlik heyet; Bir anestezi uzmanı, bir kardiolog, bir beyin cerrahı ve bir de nörologdan oluşur.

Beyin ölümünün gerçekleştiği ve bunun geri dönüşsüz olduğuna dair uzman tabiplerce karar verilmesi halinde, yaşam desteğinin sonlandırılmasının caiz olduğuna dair görüşler bulunmaktadır. 

Genç Gazete Yaşam Desteğine Bağlı Hastanın Fişini Çekmek Dinen Caiz Mi   (6)

İnsan canı ve hayatı ile ilgili ayet-i kerimeler:

“Allah’ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın. Meşru bir hak karşılığı olmadıkça Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin.”En’am, 6/151.
“..Kim bir insanı bir can karşılığı veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini yaşatırsa o sanki bütün insanları yaşatmıştır.” Mâide, 6/32.
“Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”Bakara, 2/195.
 “..kendinizi öldürmeyin” Nisa, 4/29.

Hz. Peygamber de can konusunda şöyle buyurmaktadır;

“Kim kasten bir cana kıyarsa (cezası) kısastır.”
“Dünyanın yok olması Allah nezdinde bir Müslüman’ın öldürülmesinden daha değersizdir.”
“Hiç biriniz başına gelen bir musibet sebebiyle sakın ölümü temenni etmesin.”

Bu ayetler ve hadisler ışığında Kasani der ki: "İslam inancında can kişiye emanettir. Dolayısıyla kişi bu emaneti korumakla yükümlü olup canı üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahip değildir. Öte yandan var olmak insanın elinde olmadığı gibi, yaşamına son verme ya da ölme hakkı da yoktur. Kişi kendisi böyle bir hakka sahip olmadığı gibi, kanuni temsilcisinin de böyle bir hakkı bulunmamaktadır. Bir başkasının hayatı üzerinde tasarruf hukuken yok hükmündedir." Kaynak: Serahsî, el-Mebsût, XXIV, 48; Kâsânî, Bedâiu’s-sanâî, X, 105; Abdulkâdir Ûdeh, et-Teşrîu’l-cinâiyyi’lİslâmî, I, 570

İslam inancında, kişinin kendi canına kıyması, ötenazi veya ölümü temenni etmesi kesinlikle yasaktır. Tedavi ve yaşam desteği konusunda, Allah'a emanet edilen canın korunması gerektiği belirtilir. 

Bu konuya bağlı olarak anne karnındaki cenin hükmüne bakalım ve yazımızın sonunda sonuç hükmü paylaşalım:

Genç Gazete Yaşam Desteğine Bağlı Hastanın Fişini Çekmek Dinen Caiz Mi   (7)

Çoğul Gebeliklerde Ceninlerin Hayatının sonlandırılması caiz mi?

"Çoğul gebeliklerde ceninlerden bir ya da birkaçının hayatının sonlandırılması caiz midir?" sorusuna Din İşleri Yüksek Kurulu, şu cevabı vermiştir:

"Hayatın korunması, İslâm’ın korunmasını emrettiği beş temel değerden biridir. Yaşama hakkı, yumurta ve sperm hücrelerinin döllenmesiyle başlar. Bu aşamadan itibaren, annenin hayatının korunması dışında bir gerekçeyle gebeliğe son vermek caiz değildir. Ancak çoğul gebeliklerde ceninlerden yaşama perspektifi bulunmayana müdahale edilmediği takdirde diğerlerinin de kesin olarak öleceği durumlarda hasta olan cenine müdahale ile sağlıklı olanların hayatı korunabilir. Ceninlerden hepsinin sağlıklı olup birini diğerine tercih imkânı olmayan durumlarda ise bir canın yaşatılması için bir başka canın öldürülmesi dinen kabul edilemez."

İslam hukuku, yaşam desteğinin sonlandırılması ve çoğul gebeliklerde ceninlerin hayatının sonlandırılması gibi konularda, hayatın korunmasını önceliklendirir. Modern tıp ve teknoloji, bu dini hükümler ışığında değerlendirildiğinde, her iki durumda da insan hayatının kutsallığı ve korunması gerektiği ön plana çıkar.

Genç Gazete Yaşam Desteğine Bağlı Hastanın Fişini Çekmek Dinen Caiz Mi   (2)

Sonuç, caiz mi değil mi?

Sonuç olarak bu konuda en doğru bulduğumuz hüküm şudur: Tıp yanılabilir, doktorlar yanılabilir. Teknolojinin ilerlemesi ile varılan sonuçlar ve kararlar değişebilir.

Dolayısı ile insan canı konusunda son kararı verme, hüküm verme yetkisi tıp uzmanlarına da ait olamaz. Çünkü cana son verme kararı kişinin kendisine de ailesine de ait değildir.

Dolayısı ile beyin ölümü gerçekleşse de, tüm hayat fonksiyonları bedenden kesin olarak çıkıp kaybolmadıkça, hastanın fişinin çekilmesinin caiz olduğu söylenemez. 

Hasta son nefesini verinceye kadar umut kesilmemeli, tedavi ve tıbbi destek kesilmemeli. İnsani ve dini hüküm budur kanaatindeyiz.

Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar

Editör: AYHAN BAYRAKTAR