Çitli maden suyunu duymayanınız yoktur sanırım. En son gittiğimde küçük bir kabı bile doldurmak için oldukça uzun bir zaman harcamam gerekmişti. Oysaki geçmiş dönemlerde tesis kurulacak kadar bol miktarda suya sahipti burası.

Hayatın her anı böyle değil mi? Elde ettiklerinizle harcadıklarınız arasında denge kurma mücadelesi.

Hükümet aldığı kararlarla bir çok yeni aylık şekli sağladı. Evde hasta bakım aylığı, evde yaşlı bakım aylığı, Yaşlı aylığı gibi isimler barındıran bu aylıklardan yüz binlerce insan faydalanıyor. Bu konuda muhatapların çokça dua ettiklerine şahit oldum. Ancak hemen hemen hiçbirisinin bu ödemelerin hangi kaynaktan yapıldığına dair bir merakı olmadığına da şahit oldum.

Meşhur bir tabir vardır. "Değirmenin suyu nereden geliyor?" diye.

Sayın Cumhurbaşkanının son yaptığı açıklama bu deyimi tekrar gündeme taşımalı bence.

Ne diyor sayın Cumhurbaşkanı ; İhalesi yapılmış daha henüz doğru dürüst başlanmamış. Oturup konuşup onlara başlamayacağız. Onları şu anda bir kenara koyuyoruz. Zira şu andaki durum bunu gerektiriyor."

Ne diyor sayın Erdoğan ; Kamuda araçlardan binalara, personel alımından yatırımlara kadar tasarruf yapılacak." diyor.

İsrafa karşı birçok önlemden bahsediyor sayın Erdoğan.

Medyaya düşen bir haber de şöyle "İnegöl'ün en büyük inşaat projesi olan İnegöl Belediyesi yeni hizmet binası ve kent meydanı projesinde inşaat çalışmalarının artan inşaat maliyetlerinden dolayı durdurulduğu, yüklenici firmanın fiyat farkı istediği öne sürüldü."

Bunları duyunca seçim dönemi aklıma geldi. Bendeniz 27. Dönem milletvekili aday adayı idim Saadet partisinden. Neredeyse birebir aynı denilebilecek cümleler sarfetmiştik bizlerde. Ancak "hain" ilan etme sevdasındaki zevat yüzünden derdimizi anlatamamıştık.

Adamın biri çevresine her zaman "ben bak hastayım, ben hastayım, ben hastayım."diyormuş. Kimse dinlemiyormuş kendisini. Ben hastayım, ben ölücem, bana bakın filan, sonra demiş ben ölürsem mezar taşıma böyle yazın demiş. Ölünce de vasiyetini yerine getirmişler Ve mezar taşına yazmışlar.

"Ben hastayım dedim, dedim inanmadınız bakın ne oldu şimdi."

Hikayeden farklı olarak bu sefer etkilenen bir kişi değil koskoca bir memleketin bütün ahalisi oldu.

Bundan sonra herşey daha zorlu geçecek.

Şimdi ikaz görevini yaptığımız için bizi alaya alanlara, hakaret edenlere sormak istiyorum ;

Nasıl yani?

Şimdi 3.Havalimanını yıkacaklar mıymış?

Sivas'a giden hızlı trenin raylarını mı sökeceklermiş?

Bütün ekilen domatesleri denize mi dökeceklermiş?

Ne sandınız?

Ömrünü memleketi için harcamış insanları trollere harcatmanın hiç mi karşılığı olmayacaktı?