Bakanlık 'Hizmete Özel' açıkladı... Kamuda giyim yardımları kesilmedi! Bakanlık 'Hizmete Özel' açıkladı... Kamuda giyim yardımları kesilmedi!

Eğitim-İş Sendikası Bursa şubesi tarafından yapılan basın açıklamasında Bursa İl Milli Eğitim Müdürü'nün görevden alınması, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve 6 personelin açığa alınarak haklarında soruşturma başlatılması konuları ele alınıyor.

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy'un konuşmasından satır başları şöyle;

Ülke olarak geride bıraktığımız bir aylık süreci derin bir acıyla ve kederle yaşadık. Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda ortaya çıkan büyük yıkım, yetersiz müdahale ve yandaşlık esasıyla oluşturulmuş afet yardım kuruluşlarının koordinasyonsuzluğu ve yetersizliği nedeniyle kayıplar artmış, acılar büyümüş, halkımızın yaraları, ortaya çıkan güçlü toplumsal dayanışmayla sarılmaya çalışılmıştır. Depremde yakınlarını kaybeden yurttaşlarımızın kederini paylaşıyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. 

"ALİCENGİZ OYUNLARINA TANIK OLDUK"

Halkımızın bölgeye yönelik temel insani ihtiyaçların karşılanması için ortaya koyduğu güçlü dayanışma beslenme, giyecek, hijyen ve ilaç gibi acil ihtiyaçların karşılanmasına önemli bir katkı olmuş, halkımız kendi yaralarını kendi olanaklarıyla sarmak zorunda bırakılmıştır. Toplumun geniş bir kesimi, memurun maaşıyla, öğrencinin bursuyla, emeklinin aylığıyla, ev hanımının mutfak bütçesiyle, çocuğun bayram harçlığıyla samimi bir dayanışma oluştururken, bir başka kesiminin de afeti ve acıyı fırsata dönüştüren düzenbazlıklarına, alicengiz oyunlarına tanık olduk.

Afet sürecinde devletin tüm kurumları kamuoyuna kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili yaptıkları çalışmaları aktarırken, Milli Eğitim Bakanı Sayın Mamut Özer'in de Meslek Liselerinde üretildiğini iddia ettiği, afet çadırı, uyku tulumu gibi malzemelerin üretim ve dağıtım aşamalarını anlatan filmlerini izledik. Sayın Bakan'a göre Bursa Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde atölyeler kurulmuş, metal aksamlarının üretimi bu okuldaki atölyelerde, kumaş malzemesi ise Osmangazi Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin atölyelerinde dikilmiş, AFAD standartlarında üretilen çadırlar tırlara yüklenerek 410 adet afet çadırı 22 Şubat'ta Bursa'dan deprem bölgesine gönderilmişti. Hazırlanan reklam filminde öğrenciler ve öğretmenler Meslek Liselerinin atölyelerinde kaynak yapıyor, kumaş dikiyor, çadır ve uyku tulumu üretiyor, Milli Eğitim Bakanlığı çok çalışıyor ve afette üreterek halka yardım ediyordu. Oysa ki gerçek böyle değildi.

"O ÇADIRLAR ASLINDA BURSA'DA ÜRETİLMEDİ"

Bu filmler yardımlaşmanın, üretkenliğin, Meslek Liselerinin işlevselliğini anlatan tanıtım filmleri gibi görünse de aslında düzenbazlığın, fırsatçılığın ve vicdansızlığın filmleriydi. Bursa'da üretildiği söylenen o çadırlar Aslında Bursa'da üretilmemişti. Ne Ömer Halisdemir Meslek Lisesi'nde metal aksamı üretilmiş, ne de Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde kumaşları dikilmişti. Toplum böylesine büyük acılar çekerken, yüz binlerce yurttaş ağır kış koşullarında geceyi sokakta geçirirken, hastalar, yaşlılar, kadınlar ve çocuklar çadıra ihtiyaç duyarken Milli Eğitim Bakanlığı deprem bölgesinden satın aldığı çadırları Gaziantep'ten Bursa'ya göndermiş, satın alınan bu çadırlar Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde açılarak üzerlerine MEB logoları yapıştırılmış ve yeniden paketlenerek tırlarla deprem bölgesine gönderilmiştir. Filmlerden yansıyanlar ise yalnızca bir algı oyunu, senaryoya bağlı bir gösteriden ibarettir. Millî Eğitim Bakanlığı halka açıkça yalan söylemiştir. Deprem bölgesinde halkımız sokakta tir tir titrerken Milli Eğitim Bakanlığı barınma ihtiyacının acil olduğu Hatay ve Kahramanmaraş illerine 1,5 saatlik mesafedeki Gaziantep'ten satın aldığı çadırları kısa sürede bölgeye sevk etmek yerine logo bastırmak için Bursa'ya göndermiş, bu yolla hem zaman kaybedilmiş hem de yüz binlerce liralık kamu zararına neden olunmuştur.”

"ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİN BAŞI ÖNE EĞİLMİŞTİR"
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yalanı yalnızca çadırdan ibaret değildir. Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde üretildiği söylenen uyku tulumları da bir başka şehirden satın alınarak Meslek Lisesinde üretilmiş gibi bölgeye gönderilmiştir. Acının böylesine derin ve benzersiz yaşandığı günlerde yalnızca siyasal çıkarlarını düşünen ve afetzedeleri mağdur etme pahasına iktidara güç devşirme derdine düşen, halka yalan söyleyen bu anlayıştan utanıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı bu sahtekârlıkla öğretmenlerin ve öğrencilerin başlarını önüne eğmiş, üstelik bu yaşanan çirkinliğe öğrenciler de alet edilmiştir, dürüstlüğü bir erdem olarak öğrenmeleri gereken okulda kurgunun ve yalanın bir parçası haline getirilmiştir.

"İKTİDAR PARTİSİNE FAYDA SAĞLAMAK İÇİN MESLEK LİSELERİ SİYASETE ALET EDİLDİ"

Eğitim-İş olarak eğitimin siyasallaşmasına yönelik yıllardır sürdürdüğümüz mücadelede eğitimdeki siyasallaşmanın yalnızca öğrencilere siyasi fikirlerin empoze edilmesiyle sınırlı olmadığını; eğitim ortamlarının iktidarın siyasal çıkarlarına alet edilmesinin de siyasallaşmanın sakıncalı bir ayağı olduğunu ortaya koymuştuk. Ortaya dökülen bu skandal, sözde üretim yalanıyla halkın gözünün boyandığı, iktidar partisine fayda sağlamak için Meslek Liselerinin de alet edildiği siyasi bir mühendisliktir. Üstelik Milli Eğitim Bakanlığı'nın toplumu aldatan üretim balonları bunlardan ibaret de değildir. Covid-19 sürecinde 5 milyon adet antijen kiti üretecek tesisin kurulduğu ve üretime başlaması için 600 bin TL'lik cihaz satın alındığı, onaylar alınarak kısa sürede üretime başlanacağı söylenen Otomotiv İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde bugüne kadar tek bir antijen kiti bile üretilmemiştir. Maske ürettiği açıklanan kimi Meslek Liselerinin ise cerrahi maskeleri satın alarak üretilmiş gibi sattıkları da bilinmektedir. 

"SKANDALIN PAYDASI OLAN OKUL MÜDÜRLERİ DERHAL GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILMALI"

Bursa Valisi Sayın Yakup Canpolat ve Cumhuriyet Savcılarına Sesleniyoruz:

Bu skandallara ortak olan Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, skandalın paydaşı olan okul müdürleri derhal görevden uzaklaştırılmalı, adli ve idari soruşturmalar acilen başlatılmalıdır. Yardım malzemelerinin satın alınması, nakliyesi ve diğer finansal süreçleri titizlikle incelenmelidir. Yüzbinlerce yurttaşın ağır kış şartlarında sokakta kaldığı süreçten siyasal çıkar sağlamaya çalışan Milli Eğitim Bakanı, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevinden alınan Serkan Gür ve diğer sorumlular halktan özür dilemeli ve bu usulsüzlüğün bedelini ödemelidir.

"BURSA İL MİLLİ EĞİTİMDE TUZ KOKMUŞTUR"

Geçtiğimiz günlerde Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde bir Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve altı personel açığa alınarak kapsamlı bir soruşturma başlatılmıştır. Bu soruşturma kapsamında 2020 yılından bugüne kadar yapılan okul güçlendirmesi, yıkılan okulların hurda diye tabir edilen geri dönüşüm malzemelerinin akıbeti ve bir takım okul ihalelerinin, kapsamlı bir şekilde araştırıldığı süreci biz de Eğitim-İş olarak yakından takip etmekteyiz. Ancak görünen şudur ki, Bursa İl Milli Eğitimde tuz kokmuştur.  Okullar üzerinden yürütülen yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin boyutu göründüğünden çok daha büyüktür. Bursa Milli Eğitimi, süregelen usulsüzlükler ve yolsuzluklarla her geçen gün biraz daha çürümüş, bu derin çürüme de büyük bir patlama ile tüm kirliliği ortaya sermiştir. Bu süreç adeta bir çöplükte biriken metan gazı patlaması gibi bir süreçtir. Sendikamıza ulaşan, incelemelerini sürdürdüğümüz diğer ihbarlar hakkında da bulguya ulaştıkça kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğumuzu kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceğiz.

"SERKAN GÜR BU SUÇA ORTAK OLMUŞTUR"

Birkaç gün önce görevden alındığı söylenen önceki İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür aslında görevden alınmamış, Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevine getirilmiştir. Şayet söz konusu süreç ortaya çıkan yolsuzlukların sonucunda bir yaptırım süreci olsa da Serkan Gür bir İl'e Milli Eğitim Müdürü olarak atanmaz, geçmişteki yüzlerce örnekte olduğu gibi görevden alınarak kızağa çekilirdi. Bu nedenle Serkan Gür'ün Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevinden Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atanmasının bir yaptırım değil, doğrudan temin sınırının 5 milyon TL olduğu afet ve OHAL bölgesinde ödül gibi bir atama olduğunu değerlendirmekteyiz. Serkan Gür Millî Eğitim Bakanlığı'nın Bursa'daki çadır skandalının paydaşı ve yürütücüsü olarak görev yapmış, bu suça da ortak olmuştur.

Bursa İl Milli Eğitimde ortaya saçılan bu kirliliğin önümüzdeki günlerde daha da büyüyeceğini, yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin kapsamının genişleyeceğini ön görmekle birlikte Eğitim-İş olarak bu süreci yakından takip edecek, tüm sorumluların hesap vermesini sağlayacağı derinliğe ulaşması için cesaretle mücadele edeceğimiz bilinmelidir. Halkı mağdur etmek suçtur, sorumlular hesap vermelidir. Halka yalan söylemek suçtur, suçlular hesap vermelidir. Halktan çalmak suçtur, yolsuzluk yapanlardan hesap sorulmalıdır.”