Bir uçak yolculuğunun başlangıcındaki güvenlik bilgilendirmesinde dikkat çeken bir detay vardır.

Kabin görevlileri, oksijen maskesinin kullanımı ile ilgili uyarı yaparken yetişkinlerin maskeyi önce kendilerine, sonra çocuklarına takmalarını hatırlatır.

Aslında ilk akla gelen şey, kişinin önce çocuğunu tehlikeden korumasıdır. Ama bu durumda kişi kendisi oksijensiz kalacak ve ne kendisine ne de maske taktığı çocuğuna faydası olacaktır.

Buradaki sır şudur: Kişi kendisini tehlikeden koruyabilmeli ki, çocuğuna faydası olsun. Bu uyarı, Kur'an-ı Kerim'deki şu uyarıyı akıllara getirir.

"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun."(Tahrim, 66/6)

Rabbimiz, kişiye, önce kendi nefsini sonra da ailesini, günahlardan ve haramlardan sakındırmak için sorumluluk yüklemiştir.

Kişi bilinçli olmalı, helal-haram hassasiyeti taşımalı, Yaratıcısı'nın emirleri ve yasakları doğrultusunda yaşamalı ki, hem kendisini hem de ailesini cehennemden koruyabilsin.

Çünkü aile, hem dünyada hem ahirette sürdürülecek bir birlikteliktir.

Peygamberimiz, "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım" (Tirmizi, Menakıb, 63) diyerek müminlere, ailelerine karşı sorumluluklarını hatırlatmıştır.

Aile, insanın ilk yaratıldığı andan itibaren kabul edilen en önemli kurum ve en kutsal birlikteliktir.

Fiziksel ve psikolojik farklılıklarıyla kadın ve erkeğin birbirini tamamlayıp bir arada olduklarında sükunet bulacakları şekilde yaratan Rabbimiz her iki farklı cinsin nikah ile birleşerek bir aile kurmalarını ister. (Rum, 30/21)

İki ayrı insan Allah'ın adıyla yani nikah gibi 'ağır bir sözleşmeyle' (Nisa, 4/21) bir araya gelir.

Kişinin kendisinde sükun bulacağı, kalbini muhabbetle dolduracağı, Kur'an'ın ifadesiyle birbirlerine elbise olacakları (Bakara, 2/187) eşinin, şefkat ve merhamet hissettiği çocuklarının, hürmet duyduğu anne-babasının yerini yani dünyadaki cenneti ve sığındığı limanı olan ailesinin yerini hiçbir şey dolduramaz.

'Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.' (Furkan, 25/74). Amin..

BİR SORU BİR CEVAP: 1- ORUCA NİYET NASIL YAPILIR?

Niyet, ibadetlerin kabulünün ön şartıdır. Her ibadette olduğu gibi oruçta da kalbenniyet etmek yeterlidir. Oruç için niyetin vakti, akşam namazı vaktinin girmesiyle birlikte başlar. Oruç için sahura kalkılması fiili bir niyettir. Kişi sahura kalkmamış olsa bile sabah bu bilinç içinde ise niyetli sayılır.

Ramazan orucu ile günü belirlenmiş? adak orucu ve nafile oruçlarda niyet etme zaman› öğle namazına yaklaşık bir saat kalana kadar devam eder. Bunların dışındaki, kefaret, kaza, günü belirlenmemiş adak oruçlarında ise "imsak"tan önce niyet edilmesi gerekir.

LÜTFÜ İMAMOĞLU / OSMANGAZİ MÜFTÜSÜ