Türkiye, 15 Temmuz 2016 gecesinde tarihinin en karanlık ancak aynı zamanda en onurlu direnişlerinden birine tanıklık etti. Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup cuntacı asker tarafından başlatılan darbe girişimi, halkın meydanlara inmesiyle bastırıldı. 248 insanın hayatını kaybettiği, binlercesinin yaralandığı bu kalkışma, Demokrasi ve Millî Birlik Günü olarak her yıl 15 Temmuz’da anılıyor. Ama bu tarih sadece bir darbe girişiminin değil, bir milletin kaderini yeniden çizdiği günün adıdır.
Darbe Değil, Direniş Yazıldı
15 Temmuz 2016 gecesi saat 22:00 sularında İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nün tanklarla kapatılması, Ankara'da savaş uçaklarının alçak uçuş yapması ve TRT ekranından okutulan korsan bildiriyle başlayan darbe girişimi, kısa sürede ülkenin dört bir yanını sardı. Darbeciler "Yurtta Sulh Konseyi" adıyla yönetime el koyduklarını ilan etti.
Ancak bu kez senaryo işlemedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halkı sokağa çağırdı.Milyonlarca vatandaş, ellerinde sadece bayraklarıyla tankların, silahların ve savaş uçaklarının karşısına dikildi. Emniyet güçleri, darbeci askerlerle çatıştı. TBMM bombalandı. Özel Harekât Daire Başkanlığı’na düzenlenen hava saldırısıyla 50 polis şehit oldu. Türkiye tam anlamıyla bir iç savaşa sürüklenmenin eşiğinden döndü.
Bir Gecede 248 Can
15 Temmuz gecesi 180’i sivil, 62’si polis ve 6’sı asker olmak üzere en az 248 kişi şehit oldu. Binlerce kişi de yaralandı. Bu kanlı girişim, Türk demokrasisine vurulmak istenen bir darbenin bedelini çok ağır şekilde ödetti ama milletin dik duruşuyla bastırıldı.
O gece hayatını kaybeden isimler arasında bir asker vardı ki..Ömer Halisdemir. Darbenin seyrini değiştiren kurşunu sıkan kahraman astsubay, sadece bir generalin değil, bir darbenin kaderini de tek başına değiştirdi.
15 Temmuz’un Resmi Kimliği:
Darbe girişiminin hemen ardından 27 Temmuz 2016’da yapılan MGK toplantısında, her 15 Temmuz’un “Demokrasi ve Özgürlükleri Anma Günü” olması tavsiye edildi. Meclis’te yapılan görüşmelerin ardından 29 Ekim 2016’da Resmî Gazete’de yayımlanan 6752 sayılı yasa ile 15 Temmuz, resmî tatil ilan edildi. Artık her yıl bu tarih, “Demokrasi ve Millî Birlik Günü” olarak anılıyor.
İlk anma 2017 yılında yapıldı. TBMM özel gündemle toplandı, Türkiye genelinde demokrasi nöbetleri tutuldu. İstanbul’da Kısıklı, Çengelköy ve Altunizade’den başlayan yürüyüşler, Boğaziçi Köprüsü’nde buluştu. Ankara’da Birinci Meclis’ten TBMM’ye yürüyüş düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören alanlarında yaptığı konuşmalarla halkın direnişini övdü.
Her yıl şu etkinlikler tekrarlandı:
- Şehitlik ziyaretleri
- Mevlid programları
- Fotoğraf sergileri
- Hatıra ormanlarına fidan dikimleri
- Camilerde sela okunması
- Milli Birlik Yürüyüşleri
- TBMM özel oturumları
15 Temmuz sadece darbe girişiminin bastırıldığı bir tarih değildir; o gün bir milat oldu. Devletin kurumlarında büyük bir tasfiye süreci başladı, güvenlik politikaları değiştirildi, eğitim, medya ve sivil toplum alanlarında yeni bir dönem başladı. FETÖ olarak tanımlanan yapılanmaya karşı kapsamlı soruşturmalar yürütüldü.
15 Temmuz, sadece siyasi bir tarih değil, aynı zamanda bir toplumsal travma, bir kolektif bilinç, bir yeniden doğuş hikâyesidir. O gece, toplumun farklı kesimlerinden insanlar – sağcı, solcu, laik, muhafazakâr – bir araya geldi. Bu yönüyle 15 Temmuz,kimi insanlar tarafından ideolojiler üstü bir "var olma" direnişi olarak tanımlanmaktadır.
Bugün hâlâ aynı sorumluluğu taşıyoruz; Demokrasiyi sadece savunmak değil, sürekli yaşatmak.