Yeşil Bursa'mızda virüs hızla yayılmaya devam ediyor.Haritamızın rengi sarıdan turuncuya dönmeye başladı.Bu, yasakların gelmesi,iş yerlerinin kapanması,insanların yeniden işlerini kaybetmesi ,okulların yenden uzaktan eğitime geçmesi,65 yaş üzeri ile 20 yaş altı vatandaşlarımıza kısıtlama gelmesi demek.

Havaların ısınmasıyla ,ağaçlar yapraklanmaya,meyveler çiçeklenmeye başladı.Uzun süredir evlerinde kapalı kalan vatandaşlarımız kendilerini parklara ,bahçelere atar oldu.Kültürparkta sabah yürüyüşü yaparken dışarıda olmanın keyfiyle mutlulukları yüzlerinden okunan vatandaşlarımızı görmekteyim.Bunlar neden buradalar,niye dışarı çıkmışlar? Diye sorgulamıyorum. Elbette çıkacaklar.Buraya kadar sorun yok.Sözümüz maske takmayanlara,maskesini çenesinin altında taşıyanlara,Eğer bu bahar aylarında dışarıda özgürce dolaşmak ve yasakların gelmemesini istiyorsak birey olarak hepimize sorumluluk düşmektedir.Toplum içine girdiğimizde mutlaka maskemizi takmalıyız.Temizlik kurallarına dikkat etmeliyiz.Özellikle el temizliğine özel önem vermeliyiz.Kalabalık ortamlara girmemeliyiz.Girersek de sosyal mesafe kurallarına uymalıyız.Kendi sağlığımız kadar başkalarının sağlığını da düşünmek zorundayız.Her gün ölüm sayıları 2 haneli rakamlarda devam ediyor.Onlarca aileye her gün ateş düşüyor.Sağlık çalışanlarımız da bu süreçte iyice yoruldular.Onları da düşünmek zorundayız.Sağlık çalışanları derken onlara da bu vesile ile binlerce kez teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.Hepimiz düzlüğe çıkmak için taşın altına elimizi koymalıyız.Tünelin ucundaki aydınlığı görmek bizlere bağlı.Ben uysam ne olacak,birçok kişi uymuyor demekle güzel yarınlara kavuşamayız.Taşın altına elini koymak deyimi bana konu ile ilgili bir hikayeyi hatırlattı.

Hikaye şöyle:''Sultan yolun ortasına bir Taş koyuyor büyük bir taş..Pencereden seyrediyor ne yapacak insanlar diye...Vezir geliyor taşı görüyor...Aklına taşı yoldan kaldırmanın sadaka olduğu gelmiyor bile...Taşın etrafında dolaşıyor ve diyor ki;Sultanımla konuşayım, yolun ortasından taşı kaldırması için bir adam bulalım, bir kadro ikdas edelim...Vezir gidiyor Asker geliyor..

Asker de taşın etrafında dolaşıyor,aklına gelmiyor taşı kaldırmak...

O da diyor ki; Vezirle konuşayım, yolun ortasına taş koyana ne ceza vereceğiz onu kararlaştıralım...O cezadan anlıyor tabi..Elinde kılıcı var,çektimi tamam..

O geliyor, bu geliyor...Menfaatperest geliyor... Saray dalkavuğu, saray maskarası...

Dalkavuk taşın etrafında taklalar atıyor, maskaralıklar yapıyor...

Böyledir ;Menfaatperestler, iki yüzlüler..Sürekli sorunların etrafında taklalar atarlar...

Asla düzeltmezler... Düzelmesi içinde hiçbir şey yapmazlar...

O da yolun kenarında oturup sultana yalakalık için şiir yazayım deyip gidiyor...

Sonra oradan geçen bir köylü taşı görüyor ve diyor ki; yoldan taşı kaldırmak sadakadır..

Önce Taşa tebessüm ediyor...Kaldırayım yolun ortasından da, kimsenin ayağına arabasına hayvanına takılmasın...Elindeki eşya sepetini, küfeyi yere koyuyor ve taşa "ya Allah Bismillah"deyip sarılarak,sağa sola sağa sola derken taşı kaldırıp bir kenara koyuyor...

Sonra bir bakıyor ki; taşın altında bir kese Altın...Kesenin içinde bir not...Sultan şöyle yazmış; Bu kesedeki altınlar, " Taşın altına elini sokmayı becerebilenler içindir"

Taşın altına elini sokmazsa bir insan, maalesef başarılı olamaz...'' Toplum olarak covit 19 salgını ile başarılı olabilmemiz için herkesin kurallara düzgün uyması ve yetkililerin uyarılarına kulak asması gerekmektedir.

Düğünleri özledik.Sarılmayı,kucaklaşmayı özledik.Çaylı pastalı günlere hasret kaldık.Sevdiklerimiz için,yasaksız günler için,üzülmemek ve üzmemek için kuralara uyalım,uymayanların da uyması için çaba sarfedelim.Covit 19 salgını ile başa çıkmak için taşın altına elimizi koymayı becerelim.

Sağlıcakla kalın.