Bataklık içinde doğmuş ashab-ı kiramı anlamak için tefekkür etmemiz lazım. Nasıl bir hayattan geldiler, nasıl bir nimete ve nasıl bir lütfa sahip oldular? Bunu özellikle tefekkür etmemiz lazım. Çocuklarımıza ashab-ı kiramı anlatırken bu noktadan başlanmalıdır.
Çünkü çocuklarımız doğduğu gün ezan dinlemeye başlıyorlar. Allah’ın nimetlerinin kıymetini bilmiyorlar. Zengin babanın çocuklarının ellerindeki harçlığı çarçur ettiği gibi büyük bir İslam savurganlığı, Allah’ın kitabının kıymetini bilmeme, şeriatın ahkâmının üzerinde tefekkür etmeme hastalığı bu yüzden peyda oldu.
Fakir büyüyen çocukların büyük şehirlerde simit satarak, soğuk su satarak harçlık toplayıp daha sonra nimet sahibi olanların elindeki nimetinin kıymetini bildiği pozisyonu ashab-ı kiram üzerinde tefekkür etmeliyiz.
Sadece aklımızı iyi kullanmamıza yardım etmesi bakımından Ömer bin Hattab radıyallahu anhın şu sözünü hatırlayabiliriz. Diyor ki: “Cahiliyeyi -yani kâfir hayatı- bilmeyen İslam’ı da tanıyamaz.” Allah ondan razı olsun. Cahiliyeyi bilmeyen İslam’ı da anlayamaz.
Çünkü İslam büyük bir nimettir, o nimetin içinde doğup büyüyenler namaz kılan annenin-babanın çocuğu olanlar her şeyin böyle olduğunu zannedebilirler. Bu yüzden sonradan ihtida edenler, namaz kılarken bizden daha iyi kılıyor olabilirler, orucun kıymetini bizden daha iyi biliyor olabilirler.
Ashab-ı kiram hakkında diyoruz ki: Çok kötü bir hayattan büyük bir İslam hayatına geçtiler. İman etmemişlerdi, değil iman etmek, insanlıklarında sorun vardı ki Kur’an-ı Kerim’in onların bu sorunlu geçmişinden bize verdiği örnekler tüyler ürperticidir.
İman ettiler, iman ettikten sonra da eskinin sıkıntılarıyla “Şöyle böyle Müslüman olalım…” gibi bir manzaraya düşmediler.
İman ettiler, sanki cennetten çıkmış gelmiş gibi de bir Müslümanlık yaşadılar. Muhteşem bir Müslümanlıkları oldu. Onların muhteşem, kaliteli Müslümanlıklarına Allah celle celâlühü şahit, Peygamberi şahit. Elimizdeki Kur’an’ın övgü dolu ayetleri var.
Nasıl Kur’an’ımız bize “Ahiret gününe iman edin” diye ayetler okutuyor ve biz de ahiret gününe iman ediyoruz, aynı şekilde ashab-ı kiramı Allah’ın beğendiğine dair ayetler var. رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ “Allah onları beğendi, Allah onları beğendi, Allah onları beğendi.”
Onlar da Allah’ı beğendiler ama. وَرَضُوا عَنْه “Onlar da Allah’tan memnun.” Karşılıklı. Onlar, Allah’ı mal ve can verip cenneti karşılığında beğendiler, Allah da onların samimiyetini ve ihlasını beğendi. Beğendiği için de onları cennetinde ağırladı. Bize de onlardan kendimize ders çıkarmak, ibret almak düştü.
Çünkü onlar özel bir cennete gitmeyecekler. Bizim de davet edildiğimiz cennete gidecekler. Onlar özel bir cehennemle tehdit edilmediler, Allah’ın bizi tehdit ettiği cehennem hangisiyse ashab-ı kiramı tehdit ettiği cehennem de oydu.
Peygamber’imiz de aynı, Kur’an’ımız da aynı, namazımız da aynı, Rabbimiz de aynı. O zaman biz ashab-ı kiram üzerinden çok ciddi dersler çıkarmak zorundayız.
Kardeşlerim,Ashab-ı kiramda şöyle bir anlayış yanlıştır: Şimdi biz sahabeyi övüyoruz, takdir ediyoruz, Müslüman değilken çok kötüydüler diyoruz, Müslüman olduktan sonra muhteşem oldular diyoruz.
Bu bir genellemedir, genel itibariyle böyleydiler, Allah onlardan razı olsun ama bir hakikat var: Kur’an’daki ayetlere bakıyoruz, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in hadis-i şeriflerine bakıyoruz.
Bakıyoruz ki iman ettikten sonra, Peygamber aleyhissalatu vesselam aralarında iken, Medine gibi bir yerde de eskiden ve cahiliyeden kalma hastalıklarından bazıları nüksetmiş.
Ama imanlarına değil, amellerine nüksetmiş. Yani yoldan hiçbir zaman geri gelmediler, zaten yoldan geri gelen sahabi olmaz.
Allah ve cennet yoluna çıktılar, çıkış o çıkış, geri gelen olmadı ama yolda lastiği patlayan olmuş, hararet yapanı olmuş. Yani ashab-ı kiram melek değildiler. Ashab-ı kiram, Allah’a iman etmiş ilk Müslüman nesil ama hata da yaptılar.
Zina dâhil, alkol dâhil, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin huzurunda yanlış iş yapmak dâhil, hanımlarına işkence yapmak dâhil, hocalarına yanlış söz söylemek dâhil. Bunun için biz, “Ashab-ı kiram melek değildi, insandı” diyoruz. Melek olsalardı hiçbir hata yapmazlardı. Ashab-ı kiramı melekler gibi görmek çılgınlıktır.
NURETTİN YILDIZ