Geçmişten günümüze, insanlık tarihinin en esrarengiz konularından biri olan tılsım ve efsunların ardındaki gerçekler, bu özel haberimizde sizleri bekliyor. Peki, bu esrarengiz kelimelerin ve işaretlerin gerçek yüzü nedir? İşte detaylar...
Yazımızın başında hakikati açıklayalım: Bu tılsımlarda esma-i hüsnâ, âyet-i kerime ve dualar sui-istimal edilmektedir. Bunların, cahil halkı kandırmak için kullanılmakta olduğuna şüphe yoktur. Bu uyarımıza rağmen malesef bunları denemek kullanmak isteyenler olacaktır.
Antik Çağlardan Modern Zamanlara Tılsımlar
El-Bunî'nin Gizemli Tılsımları
Antik zamanların ünlü simyacısı El-Bunî tarafından oluşturulan tılsımlar, onların içerdiği kelimeler ve anlamlarıyla dikkat çekiyor. Bu tılsımların, esma-i hüsnâ, âyet-i kerime ve duaların sui-istimal edilerek oluşturulduğu görülmektedir. İşte El-Bunî'nin tılsımlarından bazı örnekler:
El-Bunî'nin "Nuranî" isimler dediği kelimelerle yapılmış tılsım-muskalarına örnekler:
"Tıhtıf halışkathud hilşıkthur bahif tayhup hin Lahştaf ifar kelşi li ismini fe ecabe küllü hayyin Lidavetihi tırfıkış hışrat veytaş küllü şeyin hilnali'eşllimut hutşuhış..."
"Beheltif seltığ azmatun atvan hekeş bukaş hiyuruş behliyur alarkiyaz hıyırş yanış alşık alşkum mihranş başılhıt burunkus..."
Yazı ve Rakamların Esrarlı Gücü
Yazı ve rakamların gizemli güçler barındırdığına dair inanışlar, tarihin en karanlık dönemlerine kadar uzanıyor. Tılsım kitaplarında yer alan bazı harfler ve rakamlar, esma-i hüsnâ harfleri ve "ebced" hesabı ile ifade ediliyor. Ancak bazı tılsımlarda bu hesap tutmuyor.
|
"Görülüyor ki tılsımlar, harfler ve rakamlar ile yapılmaktadır. Efsun ve tılsım kitaplarına göre harfler ve onların ifade ettikleri rakamlar haşa tabiatüstü esrarengiz kudrete mâliktir. Harfler "ebced, hevvez"deki sıraya göre adet ifade ederler... |
|
Halbuki bu "ebced..." Aramî alfabesindeki harflerin sırasını gösteren manasız sözlerdir. Bu alfabe sırası Aramîlerden, Nabatilara, onlardan da cahiliyet çağı Araplarına geçmiştir. Aynı kaynaktan gelen İbranî, Süryanî, Yunan ve Lâtin alfabelerinde de bu sıra, gelenek olarak, muhafaza edilmiştir. Araplar, biribirine şekil bakımından benzeyen harfleri yanyana koymak maksadıyla bu "a, b, c" sırasını bozmuşlarsa da, eski sırayı "abced hevvez" altı mühmelâtından muhafaza etmişlerdir. Harfleri, rakam gibi kullanırken de bu "ebced"deki sıraya riayet etmişler ve Arapçaya mahsus altı harf için de iki mühmel söz uydurup ilave etmişlerdir. |
Muska tılsım kitapları incelendiğinde öyle anlamsız melek, cin, şeytan ve Peygamber adlarına rastlarsınız ki anlamlarını hiçbir dil ve lügatta bulamazsınız.
İşte bunlara örnekler:
a) Melek Adlan:
"Hımtıhılgıyail, Similhiyail, Hırhıyail, Sıfıryail"
b) Cin ve Şeytan adları:
"Hışıtışalkikuş, Keşikşeliğuş, Bihelhelşituş."
c) Peygamber Adlan:
"Heryail, Tefyail, Beclail, Cerfiyail..."
Mistik Kabala'nın Etkileri
Kabbalah, Yahudi mistisizminin ve iskolastik felsefesinin bir parçası olarak görülüyor. Ahmet El-Buni'nin, Kabbalistler ile yakın ilişkiler kurduğu ve bu isimleri onlardan öğrendiği iddia ediliyor. İşte Kabbalah'ın tılsımlar üzerindeki etkisidir.
Örnekleri verilen melaike, cin ve peygamber adlarına bakılınca bunların genellikle "il" ile biten yahudi adlarına benzediklerini görüyoruz. Sebebi ise; Şems'ül Maarif yazan Ahmed El-Buni'nin, İspanya "Kabbalist'leriyle yakın ilişki kurduğu ve bu isimleri onlardan öğrenmiş olmasıdır.
|
Kabbalah; yahudilerin mistik ve iskolastik felsefeleridir. Bu felsefeye göre Yahudi alfabesindeki 22 harfin ve ifade ettikleri rakamların mistik ve sihri mahiyetleri vardır. Din kitaplarında zikredilen Tanrı adları ve sıfatlarını iyi kullanmak şartiyle, her türlü harikalar yaratmak mümkündür. Bu kabbalah marifetleri nesilden nesile gizli bilgi olarak, seçkin çömezlere öğretildi. 13. yüzyıldan sonra kitap halinde yazılmaya başlandı. İspanya ve Güney Fransa'daki en cahil yahudiler arasında yayıldı. İspanya yahudilerinden de müslümanlara geçti. İşte Ahmet El-Buni bu yol ile efsunları öğrendi. Oysa yukarıda adları geçen melek, cin ve peygamber adlarının hiçbirisinin İslâmiyetle ilişkisi yoktur. Cümlesi uydurma ve hayali adlardır, hurafedir. |
|
Tarihte yazının mahiyetini bilmeyen kavimler, yazıyı keşfeden kavimlerin deri, tahta, tablet ve başka nesnelere çizdikleri çizgilerle konuşup gaipten haber aldıklarına ve bu acaip çizgilerde tabiatüstü esrarlı kudred bulunduğuna inanıyorlardı. Bu inanç ve korkunun cahil halk arasında bugün bile tesirini sürdürdüğünü görüyoruz. Bazı okuma-yazma bilmeyen cahil kimseler, herhangi bir muskayı alıp atmak, ya da kağıdını yırtmak istediğiniz zaman, "aman çarpılırsın" diyerek size muskalarını vermek veya açtırmak istemezler. |
Örneklerde görüldüğü gibi Esma-i hüsnânın her biri üzerine birer, ikişer tılsım yapılıp ayet-i kerime ile karışık efsunlar yazılmaktadır. Dini bütün mü'minlerin, bunlara karşı "bu çok büyük bir iftiradır" demeleri icabeder." Zira bu hurafeler, müslümanların inancına, sağlığına, malına ve canına zarar verecek uydurmalar ve batıl inanışlardır.
İmanı tam olan mü'minler bu tür safsata ve zırvalara kanmamalı ve inanmamalıdır. Mümin bilir ki; gerçek tılsım Allah'tan yardım ve şifa istemektir. Hakiki tılsım Kuran ayetleri, Esmaül Hüsna, istiğfar, salavat, kelime-i tevhit, besmele ve duadır.
Kaynak: Yaşayan Hurafeler, Kemalettin Erdil
Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar
