Bir Pazar sabahı evde kahvaltı öncesi televizyondaki haberleri izliyorum.Bütün televizyonlarda savaş haberleri veriliyor.Yıkılan binalar,vurulan tesisler,savaştan kaçmaya çalışan insanlar,ölen askerler ve siviller gösteriliyor.Canlı yayında ekrana gelen uzmanlar Avrupalı liderlerden gelen mesajları yorumluyorlar.Avrupalı liderler yardıma hazır olduklarını söylüyorlar.Kimisi tank göndereceğiz,kimisi uçaksavar göndereceğiz.Kimisi de 300 milyon dolar para yardımı yapacağız,kimisi hafif silah,tanksavar ve cephane göndereceğiz diyorlar.

Bizde meşhur bir atasözü vardır.''Elden gelen öğün olmaz,o da vaktinde bulunmaz.''Savaşın ayak sesleri aylar öncesinden belliydi. Amerika,Almanya,İngiltere,Fransa liderleri Ukrayna'ya destek için bol bol mesajlar verdiler.Savaş çığırtkanlığı yaptılar.Hepimiz bunları televizyonlardan duyduk.Sonuçta geldiğimiz nokta belli.Olan Ukrayna ve Ukrayna halkına oluyor.Yukarıda saydığım ülkelerin Patroitleri yok mu?Hava savunma sistemleri yok mu?

Var olduğunu hepimiz biliyoruz.Ama savaş için tarih veren ülkeler başta Amerika bu sistemleri savaş başlamadan önce niye kurmadılar.Bu konuda uzman değilim ama bu yaşıma kadar izlenen politikaları göz ününe getirdiğimde emperyalist devletlerin amacı savaş borazanı çalıp savaşan ülkelere silah satmaktır.Ülkelerini yöneten liderlerin bu oyunu görüp ülkesini barış içinde yönetmeleri her türlü diplomasiyi sonuna kadar yürütmesi çok önemlidir.

Rusya kadar Amerika ve Nato'nun da günahı yok mu? Hem de çok fazla.Irak'ı öyle bir hale getirdiler ki şimdi ülkede huzur denen bir şey yok.Suriye'yi parçaladılar.Libya'yı seçim bile yapılamaz hale getirdiler.Tam söz buraya gelmişken Mustafa Sevim kardeşimizin Prof.Dr.Necmettin Erbakan ile ilgili instagramda yaptığı bir paylaşımı sizlerle paylaşmak istiyorum.''Dünyayı ezen sömürü canavarının beyni Siyonizm,kalbi Haçlı Avrupa,sağ kolu Amerika,sol kolu Rusya'dır.''Bu söz bence bu sömürü düzeninde yaşananları en güzel biçimde özetlemektedir.

Her savaşta masum insanlar öldü.İnsanlar evlerinden barklarından oldu.Kimisi göç ederken denizlerde boğuldu.Kimisi doğduğu büyüdüğü evinde vuruldu.Savaş insanlığa kan ve göz yaşından başka bir şey getirmedi.

Yeri gelmişken şu ayrımı özellikle yapmak durumundayım.Ülkemizi işgale gelenlere karşı Çanakkale'de ,Sakarya'da,Dumlupınar'da verdiğimiz Kurtuluş ve var olma mücadelesi verirken dökülen kanlar ve verilen şehitler tarihte bir destan olarak yerini almaya devam edecektir.Büyük kurtarıcı ve eşsiz insan Atatürk'ün harple ilgili sözü savaşın hangi hallerde cinayet sayılmadığına ilişkin en kısa özetidir.''Harp zorunlu ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: milleti harbe götürünce vicdanımda azap duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Ama ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir cinayettir.''

Ukrayna devlet başkanı maalesef egemen güçlerin oyununa gelerek göz göre göre sırtını Avrupa ve Amerika'ya dayadığını zannederek ülkesini yıllarca izleri silinemeyecek bir felakete sürükledi.Verilen sözleri hak bayram zannederek diyaloğa yanaşmadı. Olan masum insanlara oldu.Her savaşta olduğu gibi hep analar ağlıyor.Çocuklar yetim kalıyor.Bu çocuklar savaşın izlerini yıllarca üzerinden atamıyor.

Ülkelerin rahat ve huzur içinde olmaları için,toplumun gelecek kaygısı olmadan insanca yaşaması için,insanların acı çekmemeleri ve gözyaşı dökmemeleri için,evlerinden barklarından ayrı kalmamaları için SAVAŞA HAYIR!