Nisan ayı İnegöllü mobilya üreticileri için tam anlamıyla bir fuar ayı oldu.
Önce Milano mobilya fuarına kalabalık iştirak ettiler. Bir gün sonra da İnegöl de nisan ayı fuarı açıldı.
Doğrusu Milano mobilya fuarının ardından İnegöl fuarını gezmek, görmek herkes te değişik duygu ve düşüncelerin oluşmasına yol açmıştır.
Duygu ve düşünceler farklı olsa da herkesin ortaklaşacağı nokta Milano fuarıyla İnegöl fuarı, oradaki ürünler ile bizim ürünlerimiz, onların sunumu ile bizim sunumuz arasındaki bariz farklılıklardır.
Şüphesiz bu farklılar İtalyanların sektördeki önderliğini de anlatan bir farklılığa işaret ediyor.
Geçen hafta İtalyaların bu farklılığını üç önemli sebebe bağlamış idik.
Hatırlatacak olursak...
1-Kendi tarih köklerinden yeni ve özgün bir mimari ve sanat anlayışı oluşturmaları. Nitekim rönesansın fikir kökleri grek, roma ve Hıristiyanlık düşüncesine dayanır.
2-Üretilen düşüncenin fikirde kalmayıp bu düşünceyi kurumsallaştırarak bir geleneğe dönüştürmek. İtalya'da pek çok mimarlık ve sanat ekolünün varlığı, geçmişi yüzyıllara dayanan sanat ve tasarım kurumlarının varlığı bunu ifade eder.
3-Özgünlük; Nitekim tasarımdan söz edebilmek için bir nesnenin yeniden yorumlanması anlamına gelmektedir..
Bu çerçevede Milano mobilya fuarını gezen herkes şu hususları gözlemlemiştir.
1-Her stand bir diğer stanttan temel farklılıklar gösteriyordu. Kimsenin standı diğerine benzemiyordu.
2-Her stantta yer alan ürünler bir diğer stantta yer alana benzemiyordu. Her firmanın ürünü kendine özgü idi.
3-her firmanın sunum kabiliyeti övgüye değerdi. Kullanılan materyaller ve renkler arasında mükemmel bir uyum ve tamamlayıcılık bulunmaktaydı.
5-mobilyada sadece ahşap, boya ve mobilyanın bilindik materyalleri dışında çok farklı materyalleri mobilyada gayet uyumlu kullanmışlardı.
6-Detaylardaki itina; bütündeki uyum ve ahenk detaylarda da aynı hassasiyete gözetilmişti.
Bu çerçevede her firma için hatırda kalıcı kendine mahsus bir KİMLİK ve KİŞİLİK ortaya çıkmıştı.
İnegöl fuarını gezdiğimizde ise benzerliklerin, hatta çoğu zaman aynılığın egemen olduğu bir görünüm dikkat çekiciydi.
Bunun temel sebebi bizlerin üründe şekil merkezli düşünmemizdir. Üründe şekilleri yakaladığımızda her şeyi çözdüğümüz gibi bir yanılgı taşıyoruz. Oysa şekiller bir düşüncenin ürünü olmadıkça kalıcı hale gelmeyeceği gibi, beklediğimiz faydayı da sağlamaktan uzak kalacaktır.
Bu kalıcılığa ulaşmak için neler yapılması gerekir sorusunu önümüzdeki haftaki yazıda tartışmaya devam edeceğiz.
Saygılarımla,
.