Dinî vecibelerini yerine getirmek isteyen çalışanların aklındaki önemli sorulardan biri şudur: “Mesai saatlerinde kılınan namaz kul hakkı olur mu?”
Peki, mesai saatleri içerisinde kılınan vakit namazı, işverenin veya diğer çalışanların hakkını ihlal eder mi? İşte Diyanet'in cevabı!
Diyanet: Namaz ibadeti meşru bir haktır, suistimal edilmedikçe kul hakkı olmaz
İbadet hakkı, inanç özgürlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır
Diyanet'in açıklamasında şu ifadelere yer verilir:
“Din ve vicdan özgürlüğünün bir boyutu da ibadet hakkıdır. İnanç özgürlüğünün devamı olarak, bir dine inanan kimse, o dinin gereklerini yerine getirebilme hakkına da sahiptir.”
Bu açıklama, anayasal düzeyde tanınmış olan din ve vicdan özgürlüğünün, yalnızca inançla sınırlı kalmayıp, ibadetlerin fiilen yerine getirilmesini de kapsadığını gösteriyor.
Namaz için verilen kısa mola, iş ahlakı sınırları içinde değerlendirilmelidir
Çalışma saatleri içinde namaz kılmak, işin aksatılmaması ve hakkın kötüye kullanılmaması şartıyla, kul hakkını ihlal etmez.
Burada önemli olan, ibadet bahanesiyle işten kaçmak ya da verilen görevi ihmal etmek değil, aksine hem işin hem de ibadetin hakkını vermektir.İşverenin bilgisi dahilinde ve makul sürelerde yapılan ibadetler bu çerçevede değerlendirilir.
İşverenin hakkını gözeten mümin, kul hakkına girmez
İslam’a göre kul hakkı, başkasının emeğine, zamanına veya malına haksızca müdahaleyi içerir. Dolayısıyla namaz kılarken işin gereğini ihmal etmeyen, işverenin hakkını zayi etmeyen bir çalışan, bu ibadetinden dolayı herhangi bir vebal altında olmaz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Kul hakkıyla bana gelmeyin” uyarısıyla kul hakkına dikkat çekmiş, fakat ibadeti terk etmeyi değil, hakkı gözetmeyi öğütlemiştir.
İşverenle karşılıklı anlayış ve denge gözetilmeli
Çalışma ortamında huzur ve verimlilik açısından ibadet saatlerinin iş planına uygun şekilde düzenlenmesi önerilir.
Gerekirse işverenle görüşülerek, namaz araları kısa molalar şeklinde organize edilebilir. Böylece hem işverenin hakkı hem de çalışanın ibadet özgürlüğü korunmuş olur.
Hem işin hakkı hem ibadetin hakkı verilebilir
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 12.07.2017 tarihli açıklamasına göre:
-
İbadet Hakkı Bir İnanç Özgürlüğüdür: Din ve vicdan özgürlüğünün önemli bir boyutu ibadet hakkıdır. Bir dine inanan kişi, o dinin gereklerini yerine getirme hakkına sahiptir.
-
Suistimal Edilmediği Sürece Kul Hakkı İhlali Yoktur: Bu hak, yani ibadet etme özgürlüğü, suistimal edilmediği sürece mesai saatleri içerisinde kılınan namaz, kul hakkı ihlali anlamına gelmez.
-
İş Akdi ve Karşılıklı Güven: İşçi ile işveren arasındaki ilişki, bir iş akdi ve karşılıklı güven esasına dayanır. İşçi, üstlendiği görevi layıkıyla yerine getirme sorumluluğuna sahiptir. İbadet molaları, işin niteliğine ve yoğunluğuna göre ayarlanmalı, işin aksamasına veya verimliliğin düşmesine yol açmamalıdır.
-
Verimlilik ve Motivasyon: Kısa ve düzenli molalar, genel olarak çalışan verimliliğini artırabilir ve motivasyonu yükseltebilir. Namaz için ayrılan kısa süreler de bu bağlamda değerlendirilebilir. Çalışanın dini vecibelerini yerine getirebilmesi, işyerine olan bağlılığını ve performansını olumlu etkileyebilir.
-
Yasal Çerçeve ve İşyeri Politikaları: Türkiye'deki yasal düzenlemeler doğrudan namaz molasını düzenlemese de, genel olarak molalar ve çalışma süreleri İş Kanunu'nda belirtilmiştir. İşyerleri, çalışanların ibadet ihtiyaçlarını karşılamak üzere uygun bir ortam sağlayabilir veya bu konuda kendi iç politikalarını oluşturabilirler. Açık ve şeffaf işyeri politikaları, yanlış anlamaları ve potansiyel sürtüşmeleri önleyebilir.
-
Hakkaniyet ve Eşitlik: İşyerinde farklı inançlara sahip çalışanlar veya ibadet ihtiyacı olmayan kişiler de bulunabilir. İbadet molaları düzenlenirken, diğer çalışanların hakları ve işleyişin düzeni göz önünde bulundurulmalı, hakkaniyetli bir yaklaşım sergilenmelidir. Örneğin, uzun süreli ve sık aralıklarla alınan ibadet molaları, diğer çalışanların iş yükünü artırıyorsa veya iş akışını olumsuz etkiliyorsa, bu durum kul hakkı tartışmalarını beraberinde getirebilir.
-
İletişim ve Anlayış: Hem işverenlerin hem de çalışanların bu konuda açık iletişimde olmaları önemlidir. Çalışanların ibadet ihtiyaçlarını makul sınırlar içinde ifade etmesi, işverenlerin de bu ihtiyaçlara karşı anlayışlı olması, çalışma ortamında huzuru ve karşılıklı saygıyı peşinden getirecektir.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!
