Hepimiz dolar ve faiz gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Ülkemizdeki gelişmelerin dışında da Amerika ve Avrupa gibi yakın ilişkide olduğumuz ülkelerdeki gelişmeler bizleri direk ilgilendiriyor. Hatta beklentiler bile piyasalarda bazı karşılıkları bulabiliyor.

Son dönemde başta Amerikan Merkez Bankası olmak üzere ,Avrupa Merkez Bankası ve gelişmekte olan ülke Merkez bankaları küresel ticarette durgunluk beklentisine paralel olarak parasal sıkılaşmadan sakınmaya başladılar. Amerikan Merkez Bankasının faiz arttırmama yönündeki açıklamaları, hatta son dönemde Trump'ın faizin düşürülmesi yönündeki açıklamaları, Avrupa Merkez Bankasının olası durgunluk öngörüsüne istinaden faiz arttırmaması ve gelişmekte olan ülkelerin Merkez Bankalarının durağan ya da indirim yönündeki kararları karşımıza çıkıyor.

Tüm bunlar bizim için neden önemli? Bahsi geçen piyasalarda şirketlerin devamlılığı, piyasa devamlılığı ve kaynağa ulaşım kolaylığı için yürütülen stratejiler Türkiye gibi yatırım için cazip olan ülkeler için büyük fırsat yaratmaktadır.

Örneğin Norveç varlık fonu 1 Trilyon dolarlık tahvil varlığını Meksika, Güney Kore, Şili, Çekya, Macaristan, İsrail, Malezya, Polonya, Rusya ve Tayland satma kararı aldı. Bu kaynak bir yerlere gidecek. Yapısal reformlarımız ve düzenlemelerimizi zamanında yaparak ilerlersek bahsi geçen kaynaklar ülkemizi bulur. Öncesinde finansal piyasalara giren varlıklar daha sonrasında yatırım olarak kalıcı hale gelir. Yatırım kredisi olarak piyasada yer edinir.

Tüm bunları paylaşırken Mart sonu itibariyle kredi kullanım ve koşulları ile ilgili verileri paylaşmak istiyorum. İşletmelere kullandırılan kredilere uygulanan kredi koşul ve kurallarına bakıldığında; ortalama krediler ile daha riskli krediler üzerindeki kar marjının azaltıldığı, teminat ihtiyacı ve vadeye ilişkin koşul ve kuralların sıkılaştırıldığı, faiz dışında alınan ücret ve komisyonlara ilişkin koşul ve kuralların ise gevşetildiği görülmektedir.

Konut kredilerine uygulanan koşul ve kurallar açısından bakıldığında; ortalama krediler ve daha riskli krediler üzerindeki kar marjı azaltılırken vadeye ilişkin koşul ve kuralların sıkılaştırıldığı, kredi/teminat oranına ilişkin koşul ve kuralların ise gevşetildiği görülmektedir. Taşıt kredilerinde de ortalama krediler ve daha riskli krediler üzerindeki kar marjı azaltılırken vadeye ilişkin koşul ve kuralların sıkılaştırıldığı gözlenmektedir. Diğer bireysel kredilerde ise ortalama krediler üzerindeki kar marjı azaltılırken vadeye ilişkin koşul ve kuralların da gevşetildiği gözlenmektedir.

Kredi kullanım ve koşullarında yaratılması gereken gevşemeler nakit akış sıkıntısı yaşayan şirketler için oldukça önemlidir. İhracatı olan şirketler nakit girdilerini yurtdışı satış ile karşılarken içpiyasa ağırlıklı çalışan şirketlerde nakit girdi ihtiyacı kredi kullanımı ile karşılanmaktadır. Kullanım maliyeti yükselen kredilerde oluşacak gevşemeler piyasaları kısmi olsa da rahatlatacaktır.

Kredi Talebini Etkileyen Faktörler (Net Değişim Yüzdeleri) (>0; Artırıcı Etki, <0; Azaltıcı Etki)