Bildiğiniz gibi Kur'an'da kıssalar ve meseller (örnekler) vardır.Bu kıssalar ve mesellerin amacı geçmiş topluluklardan örnekler verilerek bizlerin hata yapmamasını sağlamaktır.Ünlü bir tarihçinin güzel bir sözü vardır.Der ki:"İnsanın ömrü her hatayı yapıp ondan ders çıkaracak kadar uzun değildir".

Dolayısıyla insan kendisinden önce yaşayanların hayat hikayelerini ve başlarından geçenleri okumalı ki kendisi de aynı hataya düşmesin.Mevlana Hazretleri bu konu ile ilgili olarak şöyle der:"Kendinden öncekilerden ibret al ki kendinden sonrakilere ibret olmayasın".

Kur'an ve Hadisler de anlatılan kıssa ve mesellerin hepsi kötüye örnek değildir.Bir kısmı olumlu bir kısmı ise olumsuz durumlar için örnek olarak verilmiştir.

31 Mart'ta yapılan yerel seçimler ve 23 Haziran'da tekrarlanan İstanbul seçimlerinden alınan olumsuz sonuçlarla ilgili ortalık toz duman haline geldi.Kimileri bu seçimleri bahane ederek Cumhurbaşkanımıza karşı olan olumsuz tavrını dışa vururken,kimi samimi tavsiyeler de bulunuyor, kimi de esen rüzgara göre daha şimdiden tavır değiştirdi ve karşı tarafa methiyeler dizmeye başladılar.

Özellikle son İstanbul seçiminden sonra kalem erbabı yazarlar adeta birbiriyle yarışırcasına Ak Partiye nasihatler yağdırmaya başladılar.Bazı uyarılar belki yerinde olabilir ama sanki uyarı yapmak bir zorunlulukmuş gibi herkes bu modaya uymaya başladı.

Oysa Kur'an ve Hadislerde anlatılan kıssa ve mesellere baktığımız zaman günümüzün sorunlarına yakın şu iki örneği görüyoruz.

1-Hz.Yusuf'un (as) kardeşlerinin örneği,

2-Peygamber Efendimizin (sav) Uhud ve Hudeybiye örneği.

Birinci örnekte Hz.Yusuf'un (as) kardeşleri Yusuf'u kıskanmış ve onu yok etmek için kuyuya atmışlardı.Oysa Hz Yusuf rüyasında Güneş, Ay ve yıldızların kendisine secde ettiğini görmüştü.Yani büyük bir mevkiye gelecek ve herkes O'nun idaresi altına girecek.Fakat kardeşleri ona ihanet ettiler.

Bu örneği günümüze uyarlarsak Rabbim bu ülkeye ve ümmete Tayyip ERDOĞAN gibi bir insan nasip etmiş ancak onun bir kısım sahte dava arkadaşları onu kuyuya atma gayreti içerisinde oldular ve hala olmaya devam etmektedirler.

Ama şunu unutmayalım ki sahte kardeşlerin dediği değil Allah'ın dediği olacaktır.Allah'ın izniyle Amerika Rusya (Güneş,Ay) başta olmak üzere diğer irili ufaklı dünya devletleri (on bir yıldız) boyun eğmek zorunda kalacaklardır.

İkinci örnekte Resulullah (sav) Uhud'ta galip gelememişti.Ama hiçbir sahabi O'nu suçlamamış tam tersine düşmana karşı etrafında etten duvar örmüştü.Aynı şekilde Hudeybiye'de yapılan anlaşma maddeleri görünüşte kaybedilmiş gibi görünüyordu.Hatta sahabilerden bazıları zahire bakarak kısa süreliğine üzülüp şaşırmış ama daha sonra toparlanarak bağlılıklarını göstermişlerdi.

Kur'an,bu zor günlerde sahabilerin gösterdiği bağlılığı övüyor ve bizlere de örnek olarak hatırlatıyor:

-"Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye

dönerse, Allah'a hiçbir zarar veremez. Allah, şükredenleri mükafatlandıracaktır."(Ali İmran 144).

-"Şüphesiz Allah, ağaç altında sana biat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak

güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir"(Fetih,18,19).

Hani davaya ve lidere bağlılık pazara kadar değil de mezara kadardı?

"Hani dik dur eğilme bu millet seninle " diye bağırıyordun.

Hani ne der Sadi Şirazi:" Bülbülden vefa ummayın çünkü her dem başka bir GÜL üzerinde öter."

Sakın sen de bazı Aliler,Ahmetler gibi vefasız olma.