Matbuat Müdürlüğü'nce yayımlanan: "Anadolu'da Yunan Zulüm ve Vahşeti" adlı kitapta İnegöl'de ve yakın çevresinde işlenen Yunan zulümü şöyledir:

5-6 Eylül 1922'de İnegöl'ün batısında yer alan Kazancı Çatal Tepe savunma hattında tutunmak isteyen Yunan ordu birliklerini buradan atabilmek için yapılan askeri harekat sırasında 19 kişi şehit olmuş ve 9 kişi yaralanmıştır. Bu arada İnegöl ve civarından 258 kişi de tutuklanarak esir edilmiş ve de sürgün olarak Yunanistan'a gönderilmiştir.

Yine geri çekilme sırasında Yunan askerleri tarafından 45 köy ve iki çiftlik kasten yakılmıştır. Ayrıca halktan 416.000 TL. değerinde tahıl ürünü; 3.000 TL. tutarında mücevherat ve 9.000 TL. tutarında ticari mal; 79. 679 TL. değerinde küçük ve büyükbaş hayvan; 9. 606 adet sarı lira , zor kullanılarak alınmıştır. Bir diğer ifadeyle gasbedilmiştir.

Sabahattin Selek tarafından kaleme alınan "Milli Mücadele" adlı kitapçıkta anlatıldığına göre, Kurtuluş Savaşı süresince İnegöl ve civarında şehit düşen Türk asker sayısı 162 kişidir. İnegöl yöresinden Kurtuluş Savaşı'na -fiilen- iştirak edip evlerine dönen gazi sayısı 96'dır.Bu 96 gaziden 38'i malül gazi = yaralı olarak evlerine dönerken 58 gazi de yara almadan ailelerine dönmüştür.

Sakarya-Kütahya hattında kurulan Türk savunma hattını aşmak için Yunan ordu birliklerince kurulan ilk savunma hattı, İnegöl coğrafyasında bulunan Kazancı Çatal Tepe hattıdır . Yunan ordu birliklerince yapılan üç ileri harekatın merkezi de burası olmuştur.

KAZANCI UNUTULMAMALI

Bu nedenle "Kazancı Çatal Tepe Savunma Hattı", İnegöl'lülerin hayatında büyük önem taşımaktadır. Çünkü İnegöl coğrafyasının, Yunan ordu birlikleri tarafından işgal edilmesi bu noktadan başlatıldığı gibi kurtuluşu ile ilgili son mücadelelerin yapıldığı ve onlarca şehit kanının döküldüğü yer de yine burası olmuştur.

Günümüzdeki idari yapılanmaya göre söz konusu coğrafya, İnegöl ilçe sınırlarının dışında kalmış olsa bile tarihi bağları yok saymak sosyolojik açıdan mümkün değildir.

Bu nedenle İnegöl ilçe yöneticileri, bu temel gerçeği kavrayarak, İnegöl'de kentleşme ve de şehirleşme bilincinin oluşup gelişmesi için Kurtuluş Savaşı'nda canlarını feda eden şehitlerin hatıralarını ve gazilerine ödenmesi gereken vefa borçlarını, mutlaka ödemeli ve hatıralarını da anıtlaştırmalıdırlar.

İNEGÖLLÜ KAHRAMANALRI TANITALIM

Özellikle İnegöl Kuva-yı Milliye Teşkilatı"nın kurucusu "Yeşil Hoca" lakaplı Erzurumlu Mehmed Salih Hoca, İclaliyeli=Eriklili Hafız Abdullah Efendi ve İstihbaratçı Bursalı Çaycı Bekir ve de "Cici Bey" lakaplı İnegöl'lü Küçük Kamil, günümüz genç İnegöl'lülerince , mutlaka, tanınmalıdır.

Dini ve ırki kimliği ne olursa olsun günümüzde İnegöl'de yaşayan her vatandaşın ismi verilen kişilere karşı ödemesi gereken bir vefa borcunun olduğuna inanmaktayım. Ümit ederim ki başta İnegöl'ün yerel yöneticileri olmak üzere İnegöl'de faaliyette bulunan tüm sivil toplum kuruluşları bu konuya ilgi duyarlar.

Bu vesileyle şu satırların yazarı da İstanbul'da ik?met etmiş olmakla birlikte çocukluk ve de gençlik hatıralarını yaşadığı ve gönül bağı ile bağlı bulunduğu İnegöl'lü hemşehrilerine teşekkür etme fırsatını yakalamış olur. Söz konusu kültürel değerlere ve de sosyolojik verilere sahip çıkacak hemşehrilerimi şimdiden candan tebrik ediyor ve saygı ile selamlıyorum

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR